"Başbakan Erdoğan ya Türkçeyi bilmiyor veya deforme edilmiş bilgiyle donatılıyor"

"Başbakan Erdoğan ya Türkçeyi bilmiyor veya deforme edilmiş bilgiyle donatılıyor"

Ne tek partili Mustafa Kemal ATATÜRK döneminde, ne Milli Şef İnönü döneminde, ne de Menderes'in tahkikat komisyonu döneminde ve hatta 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül askeri darbe yönetimlerinde dahi iktidarı ve icraatlarını eleştiren köşe yazarlarını kamuoyunun gözü önünde patronlarından 'kapı önüne bırakılmasını' talep eden Başbakan Erdoğan'dan başkası olmamıştır.

İleri Demokrasi ülkelerinde yasama, yürütme ve yargıdan sonra 'medya' 'dördüncü kuvvet' olarak ülkenin bilinmeyen veya bilinmesi istenmeyen gerçeklerini ortaya çıkaran, bilgilendiren 'görsel' ve 'yazılı' mecralar ile 'sosyal medya' 'bilgilendirme' ve 'denetim' fonksiyonlarını yerine getirirler.

12 yıllık hizmet sürecinde Başbakan  Erdoğan kendine 'muhalif' her gazeteciyi 'objektif' yazıları nedeniyle ya kendi cezalandırıyor yada patronuna devir ediyor.

20 Mayıs 2014 tarihli grup toplantısında Başbakan Erdoğan, Halk TV'de katıldığı programdaki sözleri nedeniyle Yılmaz Özdil hakkında 'iftira' ve 'linç' kampanyasını başlatıyor.  

Başbakan Erdoğan'ın Soma Maden faciasına; "Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir şey vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var" şeklindeki 'duygudan yoksun,' 'vurdumduymaz' ve 'sıradan' bir yaklaşımını Yılmaz Özdil de eleştiriyor.

Yılmaz Özdil; "Başbakan çıkıp bu  çocukların ölümünün normal olduğunu söylüyor. Bunun normal olduğunu söyleyenler, bunun neredeyse müstahak olduğunu da söyleyebilirler" ifadesiyle Başbakan Erdoğanın maden emekçilerinin ölümünü normal karşılamasını eleştiriyor 

Maden emekçilerinin ölümü karşısında 'donuk' ve  'duygularını' yansıtmakta yetersiz kalan Başbakan Erdoğan'ın; "Bunların ölümü  müstahaktır"  ifadesini kullanabilir olmasını 'vizyon sahibi' bir gazeteci olan Yılmaz Özdil söylüyor.

Aslında "Bunların ölümü müstahaktır" diyen Yılmaz Özdil değildir, ama Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olabilir, diyor. 

Yılmaz Özdil; "Başbakan normal diyorsa buna da neredeyse müstahak" diyebilir diyor.

'İftira ve linç' kampanya stratejisi doğrultusunda; "Yılmaz Özdil'e önce iftira atıyorlar, sonra haydi kendini savun!.." diyorlar.

Dolayısıyla Türkçeyi çok iyi bilen ve kullanan, hele zeka düzeyinden hiçbir şüphem olmayan Başbakan Erdoğan'ın yaptığı 'provokasyon' ve 'linç' kampanyasıdır.

Sayın Başbakan'ım "Güneş balçıkla sıvanamaz!.."

21.05.2014,İzmir,Türkiye

Not: Fotoğraf Alıntıdır