Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '13

 
Kategori
İlişkiler
 

"Ben her yere baka baka gezerim! "

"Ben her yere baka baka gezerim! "
 

Vah zavallım! vaaaah! Vah!... Bakalım, kasada da böyle gülebilecek misin?


Geçen pazar, öylesine, havam değişsin, azıcık işten güçten kafamı kaldırayım da, insan içine karışayım bahanesiyle, Maltepe'de bi kaç saatliğine bile olsa, gezmeye gitmem, bi dolu yeni gözlem yapmama, bi çok yeni yazı konusu bulmama neden oldu yine. İşte o gezintimden, küçük bir gözlemimi daha aktarmak istiyorum bugün sizlere; izninizle...

35 - 40 yaşlarında, kısa boylu, tombul, kısa saçları özensizce taranmış, buyurgan, sırf  anne olduğu için evladına dilediği gibi davranabileceğini düşünen, biraz kasıntı, biraz da kendini beğenmiş bir kadın modeliydi konuşan:

" Oğlum!... Biliyosun işte!... Ben her yere baka baka gezerim! Mızmızlanmayı bırakır mısın hemen! "

Annesinin her dediğine uymak zorunda olan, 9 -10 yaşlarında, yuvarlak kafalı, düz saçları amerikan modeli kesilmiş, sıkılgan mı sıkılgan, yaşına göre kısa boylu ve kilolu görünen erkek çocuğuysa, gayet ruhsuz ve çaresiz bir biçimde, kafası önünde, gözlerini yerlerde gezdirmekteydi...

Ve o çaresiz çocuk, ne söylerse söylesin, kaderinin değişmeyeceğini bildiğinden; geçmiş deneyimlerinden; sezgisel olarak bile olsa, öğrenilmiş çaresizliğin ne demek olduğunu, anlamaya başlamıştı kendiliğinden...

O çocuğa baktıkça, kendi çocukluğumu hatırladım. Kim bilir onun yaşlarındayken, ben de hangi istemediğim şeyleri yapmak, sahibi olmadığım hangi yersiz, gereksiz kararlara uymak zorunda bırakılmıştım.

Eminim ki, bugünkü en olgunlaşmaya yüz tutmuş hallerimde bile, yanımda bir kadın varken, üstelik bana yakınlık derecesi ne olursa olsun kadının; çarşı - pazar gezmekten, hele de aval aval dolanıp!, vitrin bakmaktan bu denli nefret etmem; tıpkı pazar günkü çocuğun yaşadığı durumları sayısız kereler yaşamamdan kaynaklanmış olmalı... Ne de olsa, her normal dışı davranışımızın, bir bilinçaltı nedeni var. Öyle değil mi?

Ben de, birçok erkek de, eğer bir ihtiyacımız varsa, kafamızda bir şeyler almaya dair verilmiş kararlar taşıyorsak, en fazla bir, iki dükkan gezer, bir, iki vitrine şöyle bir bakar, alacağımız şeyin, en fazla 3 - 4 modelini gözden geçirir, belki bi de, ufaktan bir maliyet analizi yapar, sonra da ne alacağımıza karar veririz.

Ya kadınlar!... Ya kadınlar da da aynı mıdır durum? Hiç sanmıyorum. 

Bir kadının, saatlerce vitrin gezip, canının istediği kadar modeli, bazen dükkan vitrininden, bazen de içerdeki raflardan teker teker indirtip, tezgahtarı, satıcıyı canının istediği kadar oyaladıktan sonra, o dükkandan hiçbir şey almadan, hiçbir şey olmamış gibi, rahatça, elini, kolunu sallaya sallaya çekip gittiğine sayısız kereler şahit olmuşluğum vardır benim... Allah şahitliğine çağırmasın!

O yüzden, aklıma geldikçe, " Allah, Kadınlara mal satan tüm satışçılara, tezgahtarlara yardım etsin! " diye; tekrar tekrar dua ederim içimden... E ne de olsa, serde satışçılık var! Herhalde satışçılarla bu kadar sık empati yapmam, biraz da bu sebeptendir.. Ve dünyanın en iyi alıcılarının, en anlayışlı müşterilerinin satışçılar olduğu, bilimsel çalışmalarla da sayısız kereler kanıtlanmıştır.

Her neyse şimdi... Konuyu dallandırıp budaklandırmadan sadede gelmek istiyorum şimdi.

Efendim... Eğer bizim güzel kadınlarımız, onlarla çarşı - pazar dolaşmaktan, vitrin vitrin gezmekten neden bu kadar özenli ve istikrarlı biçimde! kaçtığımızı düşünüyorlarsa; lütfen, alışverişe çıktıklarında oğullarına nasıl davrandıklarına odaklanmaya, o tür zorunlu gezme - tozma seanslarında, çocuklarında meydana gelen duygusal değişimleri gözlemlemeye çalışsınlar.

Yalnızca bu söylediğimi yaptıklarında bile, biz erkekleri, alışveriş gezmelerinden ölümüne soğutan, taaa çocukluğumuzdan başlayarak, bizlere farkında olmadan yaptıkları bilinçaltı yüklemeleri görüp, eminim ki, en azından bundan sonra oğullarına şu sevimsiz, şu buyurgan cümlelerini tekrarlamayacaklardır:

" Oğlum!... Biliyosun işte!... Ben her yere baka baka gezerim... Mızmızlanmayı bırakır mısın hemen! "

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..