"Beni hatırlayınız"

Tabi, "beni aklından çıkaranı çizerim; unutanı marizlerim" anlamında değil.

 

“Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve kabiliyeti bundan sonraki inkişafı ile atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır. Bu söylediklerim hakikat olduğu gün, senden ve bütün medeni beşeriyetten dileğim şudur: Beni hatırlayınız!”

 

Cümlenin bütünü bu.

 

10. Yıl Nutku'ndan...

 

***

 

BUGÜN O'nu hatırlayacağımız bir günün yıldönümü.

 

Bugün 10 Kasım...

 

Ölümünün 74'ncü yıldönümü.

 

Şükranla anıyoruz.

 

***

 

AMA biliyorsunuz, milli coşkuları yasakçı genelgelerle kutlar olduk.

 

Resmi programların dışına çıkıp kendince program yapana biber gazı, dayak, tazyikli su...

 

Milli anmalar da yasakçı genelgelerle boğuluyor artık.

 

İşte, Ata'yı ölümünün 74'ncü yılında anacağımız bugün, yeni bir genelge daha..

 

İçişleri Bakanlığı genelgesi:

 

"Basın açıklaması yapmak amacıyla herhangi bir yerden başka bir yere kamu düzenini bozacak şekilde gösteri amaçlı toplu yürüyüş yapılmayacak."

 

Yürümek yasak!

 

"Elle taşınabilir ses yükseltici cihazlar haricinde ses yükselten cihazlar kullanılamayacak. Sabit platformlar kurulamayacak."

 

Seslenmek yasak!

 

"Halka açık düzenlenecek kapalı yer toplantılarında kamu düzeninin bozulması veya suç işleneceğine dair ciddi emarelerin ortaya çıkması halinde, mülki amirin izniyle ses ve görüntü kaydı alınacak."

 

Fişlemek serbest!

 

"Şiddet içermeyen, kamu düzenini bozmadan kamul sürede (iki saati geçmeyecek) gürültü ve çevre kirliliğine yıl açmadan. yaya ve araç trafiğine engel olmayacak sayıda katılımla gerçekleştirilen yazılı veya sözlü açıklamalar, 'basın açıklaması' olarak değerlendirilecek."

 

İki saati aşarsa, toplu eylem.. Yani biber gazı, tazyikli su!

 

***

 

İYİ tarafından bakalım..

 

Genelgede, sadece mülki ve askeri erkanla sınırlanmamış çelenk sunumu.

 

Siyasi partilere, sivil toplum kuruluşlarına da çelenk hakkı tanınmış.

 

Hadi gene iyisiniz, legal yoldan çelenk koyup saygı duruşunda bulunabileceksiniz.

Cumhuriyet Bayramı'ndaki gibi "koyarsın koyamazsın" kapışmaları olmayacak bu kere..

 

Polis, Atatürk anıtının çevresine etten duvar örüp, muhalefeti geri püskürtmeye çalışmayacak!

 

***

 

ÖZETİ şudur:

 

Toplu gösteri, toplu yürüyüş yapılmayacak.

 

Yapacaksanız, tenha bir yerde birkaç kişi toplanıp sessizce açıklama yapın, dağılın...

 

Anıtkabir'e yürümeye falan kalkmayın!

 

***

 

KAMU düzenini sağlamak, toplum güvenliğini temin etmek için bir takım önlemler alınabilir; bu normal.

 

İyi de, hep milli günlere mi denk gelir bu tedbir işleri?

 

Hep milli günlerin coşkusunu yaşarken, ya da 10 Kasım'da Ata'yı anarken mi?

 

***

 

BAŞBAKAN 10 Kasım'da yok.

 

Bali Demokrasi Forumu'ndaydı malum.

 

Brunei Sultanı ülkesine davet etmiş, Başbakan da gezisini bir gün daha uzatmış.

İlk defa böyle bir şey olacakmış.

 

Bugüne kadar 10 Kasım anma törenleri hiç Başbakansız olmamış.

 

Bunu da göreceğimiz varmış demek ki.

 

Ne ki, şaşırmıyoruz artık.. Alışıyoruz...

 

"""

AMA siz yine dua edin, anıttaki törene katılmanıza, çelenk koyup saygı duruşunda bulunmanıza izin verildi.

 

Ne mutlu bize!

 

***

 

ATATÜRK'ü anacağımız böyle bir günde.. 

 

Zaten yasakçı genelgeye kafayı takmışken..

 

Zihinleri altüst edecek bir aksiyon daha size.

 

Anayasa'da vatandaşlık tanımı konusunda ayrışan CHP, milletvekili yemin metnindeki 'Büyük Türk Milleti' ifadesinin çıkarılmasını teklif ederek krizi aşacakmış!

Onun yerine 'Anayasal vatandaşlık' ya da 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı' ibaresi konacak.

 

***

ŞİMDİ, en başa dönelim.

 

Ne diyor Mustafa Kemal:

 

"Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve kabiliyeti bundan sonraki inkişafı ile atinin yüksek medeniyet ufkundan yeni bir güneş gibi doğacaktır."

 

Bu dileğin gerçek olduğu gün "beni hatırlayınız" diyor.

 

O'nun kurduğu partinin yenilikçileri, yani YCHP'liler, 'Büyük Türk Milleti' vurgusunu 'kriz' olarak değerlendiriyor.

 

Unutmuşlar yani!..