Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '21

 
Kategori
Felsefe
 

"Benim İçin Hayatın Anlamı?

“Benim için hayatın anlamı?”
 
 
 
Arada kalmışlık, ertelenmişlik, bekletilmişlik, sıkışıp kalmışlık duyguları ile büyüyen bir insan için hayatın anlamı, geç bulunan varoluş ya da kendililik kavramı olarak anlatılabilir belki ilk başta. 
 
 
 
Birçok tanımı var. Birçok koldan bakışı var. Çözüm bulma yolu var, çözümsüzlüğü var. Asla bulunamayacak korkusu var. Hayal kırıklığı ile vazgeçileni var. Aşk, annelik, babalık, öğretmenlik, doktorluk gibi etiketlerle tanımlanması da var. İşe yarar hissetmesi de var, iyi gelinme arzusu da var. Umutla tanımlanabilir belki. Çünkü hayat dediğiniz her an umut var.
 
Yıllarca yanlış noktadan baktığı için hayatı hakkında endişelerle büyümüş, asla olamayacak korkusu taşımış, değişmekten kaçmış ve çaresizlik hissi ile baş etmeye çalışmış ben için hayata bir anlam yüklemenin çok yolu var.
 
 
 
Benim bu dünyaya geliş sebebim sevmek diyordum. Yakın zamana kadar. Sevgimin her şeye yeteceğini düşünüyor, yetersizlik duygumu severek kapatacağıma inanıyordum. Uzun yıllardır. Ama tecrübe denen okul sevgibaşka boyutları olduğunu da öğretiyor.. O yüzden hayatın anlamını bulmak adına hala sorunlarım var. Bu yüzden günlerdir bu yazıyı bir araya getirmek zor geliyor.
 
 
 
Bu noktada aklıma Şemsi Tebrizi’ye atfedilen o söz geliyor;
 
“Bir şey yap, güzel olsun. Çok mu zor? O vakit güzel bir şey söyle. Dilin mi dönmüyor? Güzel bir şey gör veya güzel bir şey yaz. Beceremez misin? Öyleyse güzel bir şeye başla. Ama hep güzel şeyler olsun. Çünkü her insan ölecek yaşta.”
 
 
 
Pekala bu kadar inceliği varsa hayatın anlamını kavramanın, ben bu kavrama sürecinin neresindeyim. Sahip olduğum inanç, sevgi, tutku, yaşama arzusu, beni ben yapan her parçamla hayatın anlamını nasıl tanımlıyorum? Uzun uzun konuşmak lazım üzerine.
 
 
 
Ben bu dünyaya geliş sebebimi bir birden fazla yolla açıklayabilirim belki ama “Benim için hayatın anlamı ne?” sorusuna “umut” ile cevap vermek istiyorum. Bitmeyen “umut”. Nefes aldıkça asla tükenmeyen “umut”. Çünkü insan umut ettikçe mümkün olduğunu anlıyor aslında. 
 
 
 
Benim için hayatın anlamı, umut, umudu diri tutmak için çalışmak. Çalışırken aldığım nefesin farkında olmak. O farkındalıkla yaşamak. Okuyarak, yazarak, izleyerek, kendime kattıklarımı paylaşarak da çoğalmak. Çoğaldıkça umudum artıyor ve o umutla bir başkalarına dokunurken parladığımı da yaşayarak görmek istiyorum.
 
 
 
Unutulmak istemiyorum. İkinci plana atılmak istemiyorum. Es geçilmek de istemiyorum. Ondandır haykırıyorum kelimelerle bu hislerimi, ortamını buldukça.
 
 
 
Kitaplarla, kelimelerle, hissettiğim gibi yaşamayı tercih ettiğim tecrübelerimle anlam arama yolculuğum devam etmekte. Biraz hümanist, biraz varoluşçu, biraz Platon'a yakın fikirlerle, biraz inandığım değerlerle, biraz da hayatın kendisi ile belirlediğim bu anlamın tam bir karşılığı ne zaman olur bilmiyorum. Yine de şu an hayatın anlamı benim cephemde umuda karşılık geliyor işte. 
 
 
 
Gece saat 3’ e doğru ilerlerken, masamdaki ışığın gölgesinde yazdığım şu satırlar, bir yıl sonra değişir mi bilmiyorum?
 
 
 
Her insan gibi gelecek korkusu taşıyorum. Her insan gibi yetersizilik duygusuyla baş etmeye çalışıyorum. Bir iş kuruyorum, yeni bir yolculuğa koşuyorum, sahip olduklarımın bana daha iyi hissettirmesi için çaba gösteriyorum ve “hayal kuruyorum”. Hepsinin umutla beslendiğini çok iyi biliyorum.
 
 
 
Ben kendimi bildim bileli, olmaz sandığım her şeyin içinden umutla çıktım. Umudu salık verdim. Umut duyulması için ses çıkardım. Anlaşılmadı, susturuldum, aşağılandım ama umuttan hiç kopmadım.
 
 
 
Benim için hayatın anlamı umut. Umut ederek 34 yılı tamamladım. Ve bundan sonrasında o umuttan asla ayrılmayıp kendi hayatımı inşa ederek ayağa kalkacağım. Bu da bu geceden itibaren kendime sözüm olsun. Ve bu güzel satırları okuyan güzel insana.
 
 
 
Gönül ile aklı koydum bir kenara,
 
Biri “umut” diyor, biri “kes” diyor.
 
Çırpındıkça kaldım nefes nefese,
 
Biri “Dayan” diyor biri “pes” diyor,
 
Yüreğim döndükçe döndüm “ akkora”
 
Sabrım demir aldı, yelkenler fora!
 
Gitmek istiyorum, çok uzaklara,
 
Biri “Aman” diyor biri “es” diyor.
 
 
 
Mevlana Celaleddin-i Rumi
 
 
Toplam blog
: 48
: 89
Kayıt tarihi
: 11.01.21
 
 

Profesyonel Koç Bağımlılık Danışmanı Sosyolog Yazar Latin Amerika Çalışmaları Uzmanı Analog Fotoğ..