Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '11

 
Kategori
Tarih
 

“Beyaz İhtilâl”in 60. Yıldönümüne Dair Gecikmiş Bir Yazı

“Beyaz İhtilâl”in 60. Yıldönümüne Dair Gecikmiş Bir Yazı
 

14 Mayıs 2010, 14 Mayıs 1950’de yapılan ilk çok partili, hür seçimde ezici bir çoğunlukla iktidara gelişinin 60 yıl dönümü idi. Gerçi 1946’da da seçime birden çok parti girmişti ama seçimin üzerine düşen gölgeden dolayı o tarihte yapılan seçim Türk Seçim Tarihi’ne “şâibeli seçim” olarak geçmişti. 

1946 Seçimleri Neden Şâibeli Bir Seçimdir? 

Şâibe, kısaca hile demek. Kelime kökünden hareketle söylersem “şaibeli seçim” hileli seçim demektir. Peki neden 1946 genel seçimleri bu adla anıldı? Çünkü sandığa giden seçmen sandık kurulunun önünde duran, oy vermek istediği partiye ait oy pusulasını açıkça alıyor ve kurulun bakışları altında sandığa atıyordu. (Tahsildardan ve jandarmadan bıkmış, usanmış, ürkmüş, hiçbir demokrasi tecrübesi olmayan geniş halk kitleleri için bu kolay bir iş midir? Geçtim onu buna “özgür irade”yi kullanma denebilir mi? ) Yani açık oy. 

Sonrasında başlıyor asıl mesele: Çoğu Tek Parti döneminin çeşitli kademelerinde bulunan memurları oyları alıyorlar, çekiliyorlar kapalı kapılar ardına, başlıyorlar oyları saymaya. Yani gizli tasnif. (sayma, sınıflandırma) Daha garibi de şu: Gizli sayılan oylar sayım sonunda tutanaklara geçirilip oracıkta “kül” oluyordu. İtiraz etmek ne mümkün! Sonuç açıklanıyor oyların yakılışından sonra: CHP %85 oy oranı ile genel seçimleri kazandı… 

Seçim sistemine (çoğunluk) fazla söz edemem. Çünkü daha sonra iktidara gelen DP de bu sistemi (Bir seçim bölgesinde hangi parti en çok oyu almışsa bütün milletvekilleri o partiden çıkıyordu.) değiştirmemiştir. Ama günümüzde de çok rastladığımız “seçim ayak oyunları” o zamanların ürünü gibi. Şöyle ki: DP 1946’da kurulur, teşkilâtlanmaya başlar. Seçim tarihi normalde 1947’dir. Ama CHP yönetimi seçimleri bir yıl önceye alır böylece DP’nin teşkilâtlanmasına fırsat vermez. Bu yüzdendir ki DP birçok yerde seçime giremez. 

İsmet İnönü ve Çok Partili Hayata Geçiş 

Epey bir zamandır belirli çevrelerden, “İsmet Paşa, ülkeyi çok partili hayata ve demokrasiye geçiren bir siyâsidir.” sözleri yükseliyor. Külliyen uydurmadır bu. Dünya konjönktürü, komünizm tehdidi altında bulunan Türkiye’yi (Komünist lider Stalin Türkiye’den Artvin Kars, Ardahan illerini ve boğazlarda askeri üsler istiyordu.) iki kutuplu dünyadan biri olan ABD’ye yakınlaştırıyordu. 

Savaş sonrası (12 Mart 1947) zamanın ABD Başkanı Truman, Sovyetler Birliği kıskacında bulunan ülkeler (Türkiye, Yunanistan…) için bir ekonomik ve askeri yardım plânı hazırlar, Amerikan Kongresi’nde dile getirir ve Kongre’den yarım milyar dolara yakın bir kullanılmasına iznini çıkarır. Bu bağlamda Türkiye’ye 100 milyon dolar yardım yapılır. 

Bu para karşılığında ABD, Türkiye’den (diğer isteklerini bir tarafa bırakırsak) Türkiye’de demokrasiye geçilmesini ve serbest seçimler yapılmasını ister. İsmet Paşa çok partili hayata geçişin önderidir, masalının özeti budur. 

14 Mayıs 1950’nin Önemi 

[Dipnot-1: 1950 Genel Seçimleri’nde DP %52, CHP ise %40 oy alır. Böylece DP 408, CHP ise 69 milletvekili çıkarır. ] 

14 Mayıs 1950 Türkiye’de ilk defa tek dereceli serbest seçimlerin yapıldığı, geniş halk kitlelerinin özgür irâdelerini yansıtmak için sandığa akın akın gittiği bir demokrasi şöleninin tarihidir. Beyaz bir ihtilâldir. Çünkü ortada ne süngü, ne tank ne de baskı vardır. Yıllardır dışlanan, ikinci sınıf yerine konan, o güne kendisinden sadece gelir adına vergi alınan, askerlik adına erkek çocuğu istenen “kasketliler”in irâdesini ortaya koyduğu gündür 14 Mayıs 1950. Halka rağmen halkçılık yapanların yüzlerine indirilmiş ağır bir demokrasi tokadıdır 14 Mayıs. “Yeter söz milletindir.” diyerek yola çıkan Demokrat Parti’nin [ Ki kurucularının hepsi de (Adnan Menderes, Celâl Bayar, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan) Atatürk’ün kurduğu “Halk Fırkası”nın içinden çıkmıştır.] gerçek bir zaferidir. 

On yıllık süre içinde DP, (sonu “postal, tank ve acı idamlar” olsa da) bayındırlıktan ekonomiye, sanayiden tarıma birçok ilk ve hızlı gelişmelerin öncülüğünü yapmıştır Türkiye’de. 14 Mayıs 1950 bu cihetten bir “Demokrasi Bayramı”dır. 

Son söz: Türkiye’ye hizmetin karşılığını idam gibi hiç hakketmedikleri bir sonla ödeyen demokrasi şehitlerine Allah’tan rahmet dilerim. 

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..