‘Bidon kafalı’ değil, bebek kafalı

“Bidon kafalı” diyorlar…

Kime?

Kalabalıklara...

Benim gözlemim biraz farklı...

Kalabalıklar “Bidon kafalı” değil de “bebek kafalı”!

Bebek kadar masum!

Bebek kadar saf!

O kadar tatlı!

Öyle hoş!

Ne dersen inanıyor!

Ne versen yiyor!

Basit oyuncaklar mutlu ediyor!

O oyuncaklarla haftalarca, aylarca, hatta senelerce oynuyor!

Avunuyor, oyalanıyor!

Bebekler gibi bol bol uyuyor!

Hatta o kadar ki çoğu zaman ayakta bile uyuyor!

Gündüz o kadar çok uyuyunca geceleri uykusu kaçıyor haliyle…

Ama çok şeker!

İnsan bayılıyor ona!

x   x   x

Şeker olmaya şeker,

Tatlı olmaya tatlı da bi anormallik gözlenmiyor da değil!

Vakti gelince, bütün canlılar büyümeli…

Kendini gerçekleştirmeli…

Çocuk olmalı,

Genç olmalı,

Yetişkin olmalı…

Bebek kalmak belki güzel,

Belki mutluluk verici…

Ama bebek kalınca, kaçınılmaz olarak bebek muamelesi görürsün…

Oyalarlar,

Avuturlar,

Uyuturlar!

x   x   x

BU BİR DEVRİM!

"Muhafazakâr" bir parti milletvekilinin; “İnsanların günah işleme özgürlüğü”nü savunması bir devrim!

Hakikaten ileri bir demokrasi anlayışı!

Ama bunu her konuda savunmak lâzım!

Sayın vekil, içki içme konusunda da savunuyor mu bu özgürlüğü?

x   x   x

ÖZGÜR YOZLAŞMA

Adam, yarım asırlık gazeteci…

2008’e kadar en beğendiğim, görüş ve değerlendirmelerine en güvendiğim yazarlardan biriydi.

Omurgalı, sağlam karakterli, kaya gibi bir gazeteciydi.

O tarihten sonra ne oldu, nasıl oldu, anlayamadım!

Akıl almaz bişekilde değişti, gevşedi…

Bugünlerde hem iktidar yanlısı bir kanala, hem de bir Cemaat kanalına çıkıyor…

Birbirinden, 180 demesek de, 165 derece farklı şeyler söylüyor…

Bu 15 derece “paralel”lik nereden geliyor derseniz; Cemaat kanalına da iktidar kanalında söylediklerinden bir-iki şey taşımasından…

Fakat iktidar kanalında, Cemaat kanalında söylediklerinin kırıntısını söyleyemiyor.

Bu kadar mı iki yüzlülük olur, Yarabbi!

Bu kadar mı bozulma,

Bu kadar mı yozlaşma olur!

İnsan üzülüyor tabii.

07 Mart, 09:00