Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '08

 
Kategori
Deneme
 

"Biliyorum" diyebilmek

"Biliyorum" diyebilmek
 

MB İzmir toplantısından


“Konuşan Türkiye” bu deyimi kimin ortaya attığını bilmiyorum ama güzel bir deyim bence. Herkesin her konuda konuşma hakkı ve özğürlüğü vardır. Hak ve özğürlüğün sınırları saygı ve sevgi ile çizilir. Bu aşılırsa kanunlara başvurulabilinebilir. “ Ağzı olan konuşuyor “ deyimi ise espri anlayışı ile ortaya atıldığını tahmin ediyorum. Çünkü düşüncesi ve fikri olan herkes konuşacak veya yazacaktır. Dünyada cep telefonunu kullanan ülkeler arasında ülkemiz sanırım ilk sıralarda yer alıyor. Bunda sık telefon değiştirme gibi aceleciliğin yanında konuşma arzusunun da yer aldığını unutmamalıyız.

Elbette ki bir konuda bilgisi, ilgisi ve merakı olmayan kişiler “bilmiyorum” diyeceklerdir. Eğer biliyorum diyorlarsa, biraz sonra konuşmalarının gerektiğini, okulda öğretmenine konuşmak için parmak kaldırmalarındaki gibi biliyorlardır. Kendilerince doğru bildiklerini söyleyeceklerdir. Yanlış bilen ve bunu fark eden neden hala bunda ısrar etsin ki. Kişi yanlış bildiğini nasıl fark eder ? Tabi ki doğrusunu öğrendiğinde, peki bu şansı onlara neden tanımıyalım?

Konuşmak sesli düşünmektir. Herkes her konuda konuşabilmeli. Sorun herkesin konuştuğu halde hiç dinleyenin olmamasındadır. İletişimde dikkat edilmesi gereken bir çok noktaların önemsenmesi gerekir, aksi takdirde sorunların çıkacağı ortadadır.

Çok konuştuğumuz halde neden anlaşamıyoruz? Bunun bir çok nedeni olabilir. Özellikle ya konuşulan konuda bir sorun vardır ya da konuşanlarda.

Konuşmanın ve dinlemenin usul ve terbiyesine dikkat ederek her konuda konuşabilmeliyiz. Saygı çerçevesini korumaya çalışmak en iyi yaklaşım olacaktır. Seviyenin korunamaması demek artık normal konuşabilme özelliklerinin yitirilmesi anlamına gelmektedir.

“Biliyorum” demek o konuda “bildiğim kadar konuşabilirim” demektir. Bu kelime “herşeyi biliyorum “ anlamında anlaşılmamalıdır. Bilgiye kolayca ulaşabildiğimiz günümüz bilgi çağında her insanın bildiğini konuşmasını veya konuşabilecek bildiği olmasını yadırgamamalıyız.

Tarihteki filozofların bilgiyi sevmeleri ve öğrenmek isteyen herkese verebilmek için yazmaları, onların bildikleri her konuda son fikirlerinin oluştuğunu saptamalarına karar vermelerindendir. Günümüzde her insanın her konuda bilgi edinme ve fikir oluşturma çabası normal karşılanmalıdır. Bir konunun bir çok yönünün yanında bilgi kirliliğinin de olabildiği bir zamandayız. Doğru ve gerçek bilginin çok olmasına rağmen seçilmesinin de zorlaştığı bir dönem. Geçmişte bilgi sınırlı ve ulaşılması zordu. Günümüzde ise bol ve o kadar da karışık bulunmakta. Mitler ve hurafelerle doldurduğumuz gri hücrelerimiz yüklerini gerçek ve doğru bilgilere terk ederken “ bizler çalışmak için bir şeyler bulmalıydık yoksa varlığımızı koruyamaz ve geliştiremezdik” diyebilirler.

ABD 2008 başkan seçimlerinde ikili konuşmalar sırasında Barack Obama'ya internetten bir felsefi soru yöneltilmişti. “ Bilmediğimiz ne var ve ona nasıl ulaşabiliriz ? ”. Bu soruyu ilk duyan için zor bir soru. Obama' da tam olarak yanıtlama çabası riskine girmedi. Elbette ki bilmediklerimiz bildiklerimizden fazladır. Bu sorunun cevabını verebilmek için önce neler bildiğimizi bilmeliyiz. Sonra bilmediklerimiz ortaya çıkacaktır. Bilmediklerimize ulaşma çabamız her zaman devam edecektir. Bilim başta olmak üzere tüm evrensel kültürel çabalarla.

Çağımızda söylenebilecek bir söz. “Bir şey biliyorum o da herşeyi bilmediğimdir.”


 
Toplam blog
: 110
: 1205
Kayıt tarihi
: 30.05.07
 
 

"Yazıyorum o halde düşünüyorum" diyen, güncel gelişim ve değişimleri takip ederken anlam ve kavramla..