Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '09

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

“Bir eşini doğru seçeceksin, bir de işini !”

“Bir eşini doğru seçeceksin, bir de işini !”
 

Kaynak:http://www.publicdomainpictures.net/view-image.php?picture=creative-daydreaming&image=2565


“Bir eşini doğru seçeceksin, bir de işini” demişler! Ilk kim demiş bilmem ama doğru demiş. Artık sıralamayı varın siz yapın hangisi daha öncelikli.

Yaşamımızın gidişâtını kuvvetle etkileyici iki büyük seçim; eş ve iş.

Genelde eş seçiminde duygu aranılır, aşk, tutku, heyecan aranılır. “Duygusuz olmaz, yok hayatta yapamam, ille de aşk olmalı” denilir. Peki ya iş seçiminde? Oysaki işimiz, en az eşimiz kadar hayatımızı doldurur. Merak ediyorum, gerçekten sevdiği işi yapan kaç insan vardır? Tıpkı âşık olduğu kadınla/erkekle evlenmişcesine işini aşk ile icra eden kaç mutlu kişi var?

Para kazanmak çalışıyor olmamızın önemli nedeni. Bizi sanat, bilim, spor, ekonomi , ticaret vb. herhangi bir alanda üretken ve etken olmaya iten mecburiyet . 24 saatlik günün en az üçte biri çalışarak geçirilmek zorunda. Eğer günümüzün üçte birini yapmak istemediğimiz bir işi yaparak geçiriyorsak büyük kaybımız var. Zorla yapmanın eziyeti şöyle dursun işten zevk almama bile derin bir boşluk duygusu yaratabilir. “İşimden nefret etmiyorum ama hayatıma bir anlam kattığını da hissedemiyorum” diyenler az değildir. Belki de çalışanların büyük çoğunluğu bu grupta toplanır.

Eş ilişkisinde aranılan duygu yoğunluğunun iş alanında da mevcut olması gerektiğine inanıyorum. Gerçek istek ve azimle yapılan iş, fark yaratır. Örneğin, bence başarılı oyuncu ruhunu oyuna taşıyabilen insandır. İyi rol yapmayı bilen insan değil. Başarının ilk anahtarı işi yapmayı bilmek değil, işi yapmayı istemektir.

Ayrıca verimli olmak isteği insanın doğasında vardır. Yaşama birşeyler katabildiğini hissetme, bu yönde çevre tarafından kabul edilme ve doğrulanma insanın tatmin edilmesi gereken en önemli benlik ihtiyaçlarındandır.

Bir bestecinin şarkısı söylendiğinde aldığı haz; sebze yetiştiren çiftçinin insanları beslediğini düşünmesi; sokakları süpürüp yıkayan görevlinin çevre temizliğine katkısı olduğuna inanması; öğretmenin gelecek kuşakları inşâ ettiğini bilmesi gibi örnekler arasında, icra edene kattığı değer bakımından bir fark yoktur. Sokak temizliği yapan belediye işçisinin “amaaaaan, her sabah herkes yatağında yatarken onların pisliklerini temizliyorum, bu ne iğrenç bir iş. Akşam olsa da mesaim bitse” düşüncesiyle çalışması ile “çevre düzenine katkıda bulunuyorum, toplu yaşamın gerektirdiği organizasyonun bir parçasıyım” şeklinde düşünerek çalışması arasında iş kalitesi ve ona verdiği duygusal doyum yönünden büyük fark vardır. İşini sevmeden yapıyorsa süpergesini rastgele sallayıp gelene geçene toz fırlatarak, asık suratla yapacaktır. Prof. Dr. Üstün Dökmen eserlerinin birinde işten alınan tatminin ona yüklenen mânâ ile artacağını belirtmektedir. “Yapılan iş ne olursa olsun onu evrensel düzeyde ilişkilendirmek, işin mânâsını ve verdiği tatminini arttıracaktır” demektedir. Tıpkı sokakları temizleyen görevlinin çevre kirliliği ile mücadelede katkısının olduğuna inanması gibi. Her mesleğin mutlaka evrensel düzeyde ilişkilendirilebilecek bir yönü vardır.

İşini sevmeden yapan, işinde anlam bulamayan insan, nefretini ve doyumsuzluğunu diğer insanlardan çıkartma eğiliminde olabilir. Çalışma arkadaşları ya da hizmet verdiği insanlar gibi. Etrafımızda bu tip insanları görmek zor olmasa gerek.

Toplu yaşamın kalitesini arttırmak adına her insanın işini severek icra etmeye çalışması, eğer sevmiyorsa bile, bilinçsiz seçim sonucunda koşulları gereği mecburen yapıyor olsa bile diğer insanlara bunu yansıtmaktan kaçınması gereklidir. Aksi halde yaşamlarımızın bedelini birbirine ödetmeye çalışan mutsuz insanlar topluluğuna dönüşmüş oluruz.

Son vurgulamak istediğim nokta ise, gençlerin aile ve öğretmenleri tarafından bilinçli meslek seçimine sevk edilmesinin gereğidir. Hatta daha küçük yaşlarında çocuğun ilgi alanı ve yeteneklerinin neler olduğunun gözlemlenerek, yönlendirilmesi bu konuda önemli bir adım arz edecektir.

 
Toplam blog
: 83
: 998
Kayıt tarihi
: 05.01.09
 
 

 "İnsan olmak başka bir şeydir. Ne dil, ne din, ne de milliyet ayırır. Ne seni, ne de beni kayırı..