Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

04 Ocak '15

 
Kategori
Güncel
 

“Bir saat adalet ile yöneticilik yapmak, altmış sene nafile ibadet yapmaktan daha iyidir”

“Bir saat adalet ile yöneticilik yapmak, altmış sene nafile ibadet yapmaktan daha iyidir”
 

Şimdi ezip geçtiği, hakkını hukukunu korumadığı, aldığı yanlı kararlarla perişan ettiği insanlarla toprağın altına girdiğinde, yönettiği herkesle tek tek helalleşecektir.


“Bir saat adalet ile yöneticilik yapmak, altmış sene nafile ibadet yapmaktan daha iyidir”

Yazıma Peygamberimiz Hz.Muhmmed ( S.A.V)’ın bir hadisi ile başlamak istedim.

Günümüzde en çok tartışılan konulardan birisi yöneticiliktir.

Yöneticiliğe getirilecek kişinin öncelikle kendisini yönetme kabiliyetine sahip olması gerektiği değişmez bir tespittir.

Kendisini yönetmesini bilen bir insan öncelikle sahip olduğu duygularını yönetmesi gerekmektedir.

Kendi duygularına hükmedemeyen ve duygularına yenilen birisinin yöneteceği insanların ruh halini düşünmek dahi istemiyorum.

Her ne kadar düşünmek istemesem de bu kişilerden nasıl yönetici olduğunu dilimin döndüğü kadar anlatmaya çalışacağım.

Bu tür yöneticiler yönetici olma kriterlerine sahip olmadıklarından başkalarının gücü doğrultusunda sunulan makama otururlar.

Kendine güveni olmadığı için korkuyordur aslında. Beynini kemiren en büyük soru “başaracak mıyım” sorusudur.

 Makama oturtulmak güzelde bu makamda nelerin yapılacağını bilmemek kötü.

Ve onu oraya oturtanların hakka, hukuka ve vicdana sığmayan talepleri…

Makamı dışarıdan yönetmeye çalışan kişi veya kişiler mutlaka isteklerinin yerine getirilmesini kendisine dayatacaklardır. Bu kişiler kendilerinden ileri gördüklerini harcatmak için düğmeye basmışlarsa o kişi veya kişilere cehennemi yaşatmaya başlarlar.

Nasıl bir cehennem yaşatırlar, örneğin; kendilerinden birkaç adım veya çok daha ileride olan rakiplerini toplum önünde değersizleştirmek için makamdaki kişi tarafından “yetersiz” olarak değerlendirilmesi istenir ve öyle olur.

Sırtı sıvazlandığı için bu adaletsizlikleri kendisine verilmiş bir hak olarak görür makama oturtulan adam.

Çünkü gücünü kişiliğinden değil de makamdan ve ona bu makama verenlerden aldığı için bu orantısız gücü cömertçe kullanır.

Bu da yetmez, çalıştığı grupla birlikte harcadığı insan veya insanlara iftira atar. Gerekirse isimsiz şikâyetlerde bulunurlar. Kısacası hastadır bu kişiler.

Normalde yöneticinin, yönetilenden farkı kendini yönetmek olmalıyken, birçok yönetilen hem kendini, hem yöneticiyi yönetiyor maalesef.

Asıl yöneticiye de  “idareci” derler. Yönetici sözcüğünü kullanmazlar. Artık nasıl bir “idarecilikse” nasıl bir birlerini veya neyi “idare” ediyorlarsa bu da ayrı bir yazı konusudur aslında.

Yöneten şunu asla unutmamalıdır ki, kendiside insan, yönettiği şeyde insandır. İnsanca yönetmek zorundadır. Yönetilen sadece kendi nefsinden sorumluyken, yönetici yönettiği insanlardan da sorumludur.

Şimdi ezip geçtiği, hakkını hukukunu korumadığı, aldığı yanlı kararlarla perişan ettiği insanlarla toprağın altına girdiğinde, yönettiği herkesle tek tek helalleşecektir.  Peygamberimiz Hz.Muhammed (S.A.V); “Bir saat adalet ile yöneticilik yapmak, altmış sene nafile ibadet yapmaktan daha iyidir” diyerek yöneticinin adaletli olmasının önemini vurgulamıştır. Vay buna uymayanların haline!

Kendisine yöneltilen bir soruya “en faziletli cihadın, zalim bir yöneticiye söylenen hak söz olduğunu” söyleyen sevgili Peygamberimiz “zalimin zulmünü” cihad ilan etmiştir.

Haksızlığa ve zulme  uğrayanları gördükçe  “Allah ihmal etmez, mühlet verir” diyorum. Çünkü “Zalimin zulmü varsa, mazlumunda Allah’ı var.”

Kul hakkı ve adalet baki, makamlar geçicidir.

O makamın imkân ve fırsatlarıyla hizmet etmek önemlidir.

İnsanlarla uğraşmak, kul hakkını gözetmemek,”bizden değilsin”  demek hizmet değildir maalesef. Zulümdür.

İlahi adaletin tecelli edeceği güne kadar ve o gün de aradığı helalliği alamayanların vaziyeti kutsal kitabımızda ayrıntılı olarak bildirilmiştir.

Zalim olmaktansa mazlum kalmak onurdur.

Yeni bir yazıda buluşmak dileği ile…

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..