"Biraz kül, biraz duman, o benim işte!"

Baba Alman. Anası Çinli, ama, Endonezya doğumlu. Anneannesi de Çin ve Jamaika melezi. Adı, Kristin Kreuk. 24 yaşında Holliwood’un egzotik film yıldızı.

Neden bu kadar hatırda kaldı bu güzel? Güzelliği kimseye benzemiyor da ondan.”Biraz kül, biraz duman, o benim işte!” der gibi.

Kendisi, tam bir Doğu- Batı karması. Bildiğimiz karma aşı gibi. Her derde deva, Biraz ondan, biraz bundan, biraz kıyıcığından…

Trakyalı garibana sormuşlar, “Nasılsın?” diye “ Biraz piynir, biraz ziytin geçiniriz be kızanım!” demiş.

Yahu, biz kızdan bahsederken, Trakyalının ne âlemi vardı, nerden girdi araya demeyin. “Gen” ler den bahsedecektim. İşin uzmanı değiliz ama, çok sık kullanılır bilirsiniz. Olumsuzluk durumlarında kızgınlığımızda söyleriz: “ Şekerim, seninle genlerimiz uyuşmuyor zaten!” diye. İnsanlardaki genlerin hiç biri, bir diğerine uymuyor. Nedendir acep? Yahut, bütün genler aynı olsaydı, anatomide, kargaşa mı doğardı?

Ama bu kızın genlerinde bol çeşit var. Biraz ondan, biraz bundan. Kız, Birleşmiş Milletler teşkilâtı gibi. Her bir şeyden biraz biraz var yapısında: Hindi Çin’den, Alamanyalara kadar uzanıyor bu gen dedikleri şeyin yaptırımları. Bu bakımdan bu Kristin’e, “ Genç kuşağın egzotik güzeli” adını takmışlar kendisine. Üstelik de İngiliz ve Amerikan basını, 24 yaşındaki ünlü mankeni, “Dünya’nın en iyi “ Bikini taşıyan “ modeli ilân etti ayrıca…

Sabah Holywood’a varayım

Güzelimizin kapısına dayanayım

Gözlerinden sual etmeliyim

Demeliyim bu ahu gözler,

Bu dilber dudaklar

Bu gizemli bakışlar

Bu eda’lar

Bu seda’lar

Bu yangınlar

Hepsi senin mi?

Heyt be!

Gerdana bak gerdana

Danalar girmiş bostana

Kalça, kadınbudu köftesi

Parmaklar, hanım parmağı,

Göğsü bülbül yuvası

Dudak dilber dudağı,

Yanak Şam baklavası

Vücudu kaymaklı kazandibi,

Saçlar tel kadayıfı,

Gerdanı muhallebi

Hepsi senin mi?

Heyt be!

Daldan eğme değil, mübarek,

Kökten sürme! ( Ne demekse)

O şimdi yetenekli Hollywood yıldızı. Daha yolun başında. Daha soyunmadı hem. Onun da zamanı var ablası, ağabeyi.

Kaolo’lar telef olmasın diye çırılçıplak soyunan ve kendisini zincirlerle ağaca bağlayan Miranda Keer durumları vardı ya hani.( Pirmete bunu diline doladı ya, hayırlısı )

Evet, evet. Ona da bu durumlar gelecek ve soyunacak. Aşağı kurtarmaz. O zaman sesleneceğiz buradan ‘ Bizde de ağaç var” diyeceğiz. Soyunacaksan, gel buralarda soyun diyeceğiz elbet. Kendinden bahsettirmek için, bu Avrupalı kızlar, planlı, programlı hareket ediyorlar. Bir kere testiyi kırmadan getireceksin
. Bizdeki gibi, testiyi kıran da bir, dolu getiren de bir olmayacak. Bu nüans önemli.

Diyeceğim o ki, bu 24 yaşındaki kızın yolu uzun. Zırt pırt reklâmlarla yüzünü eskitmiyor ekranlarda. Uzun yıllar egzotik güzel olarak kalmalı ortalıklarda di mi?

K. Kreuk’un egzotikliği her yerde konuşuluyor. Bakışı, duruşu, gülüşünde apayrı bir egzotik yapı var. Gen’leri marifetleri bunlar. Bu gen dedikleri şey, insanlarda 30 bin adetmiş. Derimiz, boynumuz el ve ayak yapımız bu gen’lerin içinde saklıymış. Bunlarmış bizi biz yapan. Genetik özellikler, bu gen’ler vasıtası ile anne, baba ve yavrulara geçermiş.

Elbet bu kızın yolu Türkiye’ye düşecek. Genlerini sorgulayıp: “Kız sen bu Dünyanın, neresindensin?!” diyeceğiz.

Sizin de sualleriniz olursa, bildirin de not alalım, e mi?

Ört ki, ölem!

RESİMLER: (Aaaaz sonra)