Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '12

 
Kategori
Siyaset
 

“Birkaç memet”

“Birkaç memet”
 

“Birkaç memet”le girdik, “Biz Kuran’ı Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen nereden bileceksin? Kadir Gecesi bin aydan daha değerlidir. Melekler ve ruh, o gece Rablerinin izniyle her türlü iş için iner dururlar. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir selamdır, yani esenliktir. (Kadir, 1-5) denen güne, Kadir Gecesi arifesine.

Kadir Gecesi. Müslümanların o gün sabaha kadar yaradanına yakardığı, dua ettiği, bin aydan daha değerli olan gece.

Kadir ayrıca, kadir kıymet bilen demektir. Kur'an-ı Kerim'de 50'ye yakın yerde geçmektedir. Allah'ın isimlerinden.

“Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum. (Hz.Ali)” sözü de yine bu toprakların, bu çoğrafyanın derinliklerinden yoğrulup gelen, çok kanıksadığımız, sahiplendiğimiz, kadir kıymet belirten sözlerdendir.

“Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır” sözü yine bu kültürde, bu topraklarda harmanlanmıştır.

Bir fincan kahveye, bir harfe, gün ya da gecelere yüklediğimiz bunca değer, anlam var iken, öyle günlerden geçiyor, öyle bir çağa tanıklık ediyoruz ki; “Allah düşmanıma bile vermesin!" dediğimiz cinsten. Yaşanası, tanık olunası, kabullenilesi değil.

Hele hele bunu toplumun önde gidenlerinin, örnek alınası isimlerinin yapması, öylesine ağır bir yük, sarsıntı ki toplum için, kaldırası değil.

Ne sağcımız sağına tamamen sahip çıkabiliyor, çünkü defolu, ne solcumuz soluna tamamen sahip çıkabiliyor, çünkü defolu. Ne dincimiz, ne İslamcımız. Çünkü hepsi defolu.

Komşusu açken tok yatmayan, bir fincan kahvenin hatırını kırk yıl güden, kadir kıymet bilen ve kadri kıymeti bilinen bir toplumun üyeleri yok artık karşınızda. Yıkılmaz denilen tüm kaleler yıkıldı. Piyasa ekonomisi tüm değerleri alt üst etti. Bu toplumun üzerinde yıllardır çalışıyor çünkü toplum mühendisleri.

Çok değil bundan birkaç yıl önce, 2008’de, komşu ülkemiz Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’la Bodrum’da sarmaş dolaş aile fotoğraflarına imza atan başbakan, bugün Esad’ın canının alınması, ocağına incir ağacı dikilmesi için toplantı üzerine toplantı yapıyor, söylev üzerine söylev çekiyor. Son birkaç ay içinde defalarca geldi Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanı Hillary Clinton. Suriye'nin bir an önce halledilmesini istiyor.

Biz ne öğrendik bu sahneden?

Hiç de öyle sanıldığı gibi, bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olmadığını.

Toplum mühendisliği böyle yapılıyor işte.

Nerede kalmıştık?

Memet’ de değil mi? O “birkaç memet” de. 

Hani o eli ayağı öpülesi, ayaklarının altında cennet olduğu var sayılan anaların, bulgur pilavıyla, filiz aşıyla besleyip yine de aç bırakmadığı, binbir emek ve cefayla büyüttüğü memet/ler de. Hani 30 bin lirası olmadığı için, kurşun geçirmez kuzguni siyah arabaları olmadığı için, kuş yuvasını andıran karakollarda kuş gibi avlanan mehmet de.


Ne diyordu Ak Parti sözcücü, devlet bakanı Hüseyin Çelik:

"Birkaç Mehmet öldü diye meclisi toplayamayız"

  İşte o memetlerden 23 tanesini şehit verdik ramazan ayı boyunca. Biz evlerimizde, televizyonlarımızın başında, bilmem hangi işadamının, bilmem kaç yıldızlı otellerde verdiği şaşalı iftar sofralarını izlerken, ağzımızın suyu akarak, o korku içinde, tir tir titreyerek can verdi belki de....  Duymadık!

Bir memet değil, bin mehmet de verirdik. Ah o düşmanın nefesini hemen  yanıbaşımızda, ensemizde hissetmeseydik. Bilseydik, bilebilseydik, kim dost kim düşman?

Görebilseydik. Memetler kurşunla değil, bu sözlerle ölür ancak!

Gözünüz aydın!

İşte şimdi memetleri öldürdünüz.

Bayramınız kutlu olsun!

 
Toplam blog
: 669
: 1503
Kayıt tarihi
: 19.01.07
 
 

Bir on dört mart sabahı güneş henüz arz-ı endam ederken üzeri yongalarla kaplı, küçük pencereli, ..