Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Eylül '17

 
Kategori
TV Programları
 

“Bizim Hikaye”= “Bizden Hikaye”

“Bizim Hikaye”= “Bizden Hikaye”
 

Yazın son günlerini yaşadığımız bu günlerde ekran yaz işlerine paydos deyip sezonu açtı. Bir yandan geçen sezondan devam eden işlerini yayına sürerken bir yandan izleyiciyle ilk kez buluşacak işlerini görücüye çıkardı.

Ekran yeni sezona açılırken biz de yaz tatilini bitirmesek de,  kalemimizi elimize alıp kalem tatilimize son verelim ekranın yeni işlerini masaya yatırıp eleştiriye açılalım dedik.

Ve 14 Eylül 2017 akşamı ilk bölümüyle yayına giren ABD yapımı “Shameless” (Utanmazlar) dizisinin Türkiye uyarlaması olan “ Bizim Hikaye” ile yazı sezonumuzu açtık.

Malum “Shameless” uyarlaması yapılacağı duyulduğu andan itibaren “Bizim Hikaye” dizisi en merak edilen işlerin başında gelmiş eleştirilerin ardı arkası kesilmemişti.

Öyle ki Shameless’ın Fiona’sı oyuncu Emmy Rossum twitter hesabından “Bu, Türkiye'deki Jimmy Steve ve Fiona mı? Ve bu da Liam ve bozuk çamaşır makinesi mi?!” yönünde bir paylaşımda bulunmuş diziyle alakalı yorum yapmıştı.

Hal böyle olunca meraklanmamak elde değildi.

Eleştirilerin temelini ise Amerika ortalamasına göre bile çok uç karakterlerden oluşan bir ailenin hikâyesini konu alan dizinin Türkiye’ye uyarlanmasının mümkün olmayacağı oluşturuyordu.

Gerek sektör, gerekse “Shameless” takipçileri bu sebeple diziyi merak edenlerin başında gelerek 14 Eylül akşamı ilk bölümü yayınlanan “Bizim Hikaye” dizisini izlemek için ekran karşısına oturdular.

Tabi kıyaslama içinde izlemeye koyuldukları için bu da ister istemez hayal kırıklığı yarattı ardından eleştiri yağmuruna tuttular diziyi yine.

Ancak ne var ki bu kıyaslamayı yapmadan izleyince eleştirilerin yersiz olduğu çok açık görülecektir.

Ben bu kıyaslamayı yapmadan izleyen bir göz ve de orijinalini kısmen izlemiş biri olarak başrollerini Hazal Kaya, Burak Deniz, Reha Özcan ve Nesrin Cavadzade’nin oluşturduğu, Hatice Meryem ve Banu Kiremitçi Bozkurt’un senaryo uyarlamasını yazdığı, Serdar Gözelekli’nin yönetmenliğini yaptığı “Shameless” uyarlaması MEDYAPIM imzalı Fox TV’de yayınlanan “Bizim Hikaye” dizisinin tam da doğru bir uyarlama olduğunu ve bu sebeple haksız yere eleştirildiğini düşünüyorum.

Şayet yerelleştirilmiş bir uyarlama olmasaydı asıl o zaman eleştirilmesi gerekirdi “bizim dokumuzla ne alakası var” diye.

Başta da dediğim gibi Amerika ortalamasına göre bile uç olan karakterleri birebir bize uyarlasalardı daha mı gerçek olacaktı, “olmuş” bu iş diyecektik.

Aksine sırıtacak “çok Amerikan” diyecek daha keskin eleştirecektik. Kaldı ki bizim ülke gerçekleri içinde bir RTÜK baskısı varken nasıl olacaktı o iş.

Ayrıca pek çok yapım şirketinin yaptığı gibi sessiz sedasız oradan çalıp, buradan çırpıp bir iş çıkarsaydılar kimin ruhu duyardı. Adına esinlendik derlerdi diğerlerinin yaptığı gibi. Daha mı iyi olacaktı o zaman.

Kimse kusura bakmasın ama adamlar onca telifi verip, onurlu bir duruş sergileyip, emek hırsızlığı yapmadıkları için alkışlanmaları gerekirken “Shameless” izleyen de, izlemiş gibi yapan da yok şurası olmuş burası olmamış eleştirisi yapmaya soyunmuşlar. Sıfır gözle izlemektense nasıl yerden yere vururum gözüyle izlediklerini düşündüğüm için de eleştirilerini çok ciddiye almıyorum.

Kaldı ki şimdiye kadar yaptıkları tüm uyarlamaları bizim dokumuza çeviren MEDYAPIM yine aynı şeyi yapmış. Farklı ne bekleniyordu ki. Bakınız “Doktorlar”. Bakınız “Umutsuz Ev Kadınları”. Bakınız "Anne". Ve diğerleri. Hepsi de başarılı olmuş ses getirmiş işler. Eğer yerelleştirilmeseydi ne kadar başarılı olurdu sorusunun cevabı yerelleşmeyen yapımlara bakınca açıkça görülecektir zaten.

Dediğim gibi böylesi eleştirilerin hem gereksiz hem haksız olduğunu düşündüğüm için diziyi sıfır bir iş gözüyle izledim ve de beğendim.

Her şeyden önce aydınlık bir dizi olduğu için keyif aldım. Zira çok uzun zamandır karanlık dizilere hapsedilmiştik. Zaten uzun dizi süreleri bir de kasvetlik karanlık içinde boğulurken bu dizi iyi geldi.

Yoksulluğun ajitasyonu yapılmadan bir kabulleniş içinde gerçeklik duygusuyla verilmesi de diziyi izlerken yormayan etkenlerin başında geliyor. İzlerken kâh tebessüm kâh burukluk yaratan sahneleriyle dolu ilk bölümüyle bir çamaşır makinesinin peşinden sürüklendik. Son sahnede o çamaşır makinesinin asıl hikmetini gördük. Anladık ki o makine sıradan bir makine değilmiş meselenin tam da kendisiymiş.

Öte yandan tüm oyuncuların özenle seçildiği ise ayrı bir gerçekti. Zira oyuncular karakterlerini o kadar iyi giyinmişlerdi ki sırıtan, yoran bir karakter görmedim ben tüm bölüm boyunca.

Hazal Kaya ışıltısıyla, kendinden kattıklarıyla orijinalin Fiona'sı Bizim Hikaye'nin Filiz’ini çok iyi taşımış inandırıcı kılmıştı. Zaten ekranda görmeyi sevdiğim yüzlerden biridir Hazal Kaya. O kendine has ışıltısı, yüzündeki masum ifadesi ve sıcak tebessümüyle evlerimizin kızı olmayı gönüllere yerleşmeyi çoktan başarmıştır.

Evin babası Fikri karakterine hayat veren Reha Özcan’ın oyunculuğu ise tartışılmaz. Dizinin en kızacağımız, yer yer nefret edeceğimiz, zaman zaman da sahipleneceğimiz karakteri baba Fikri için Reha Özcan en doğru seçim olmuş zira aynı anda her iki duyguyu yaşatabilecek çok az oyuncu var mecrada.

Barış karakterine hayat veren Burak Deniz ise son dönemde kendini gösteren isimlerden biri. Hazal Kaya ile iyi bir uyum sağladıkları da tartışılmaz. Karşılıklı sahnelerde o enerjiyi fazlasıyla aldık.

Kardeşleri oynayan Yağızcan Konyalı, Nejat Uygur, Zeynep Selimoğlu, Alp Akar, Ömer Sevgi de çok iyi seçimler olmuş oyunculukları inandırıcılığını yükseltmişti dizinin. Özellikle İsmet karakterini taşıyan çocuk oyuncu Ömer Sevgi tam yiyimlik.

Dizinin Müjde’si Serra Pirinç’e ise bayıldım. Gelecek vadeden enerjisi yüksek bir yetenek.

Nesrin Cavadzade ise her zamanki gibi oyunculuğunu konuşturarak yanıltmadı bizi.

Kısacası karakterleri taşıyan oyuncuların hepsi cuk oturmuş yerli yerinde seçimler olmuş. Aksini söylemek ise neresinden eleştirsem de püskürsem işe olur.

Anlayacağınız ilk bölüm hikâyesiyle, yerli yerinde oyuncu seçimleriyle gayette temiz bir işle karşımıza çıktı “Bizim Hikaye” ve reyting yarışından da iyi bir sonuçla bu yarışta ben de varım dedi. Dizi, Total’da 4’üncü, AB’de ve ABC1’de 3’üncü olarak ilk bölüm için kendini kanıtladı. O akşamın ekran karnesine baktığımızda rakiplerinin de 4-5 aralığında reyting aldığını görürüz.

Ancak yine de tüm bu olmuşların içerisinde tek endişem perşembe akşamında yayınlanıyor olması. Şimdilik karşısında çok güçlü rakiplerinin olduğunu söyleyemeyiz. Gerçi Kanal D’nin yeni işi “Ver Elini Aşk”ını izlemedim AB grubunda geceyi birincilikle kapattığına bakılırsa izleyicinin fazlasıyla beğenisini almış gözüküyor. İçeriğinden anladığım kadarıyla romantik komedi. ATV’nin “Kanatsız Kuşlar”ı  ise Total grubunda birincilik almış. Buna rağmen diğer gruplarda her iki dizinin arkasına düşmüş. O akşam maç yayınının da varlığını göz ardı etmezsek şu an iki dizinin başa baş mücadele edeceğini düşünüyorum. Ancak ne var ki "Vatanım Sensin" başlayıp eski günü perşembeye geldiğinde “Ver Elini Aşk” gün değişikliğine gidecek“Bizim Hikaye”nin işi de zorlaşacaktır.

O zamana kadar “Bizim Hikaye” izleyicinin daha dikkatini cezp edecek atraksiyonlar sunarsa, bir sonraki bölüm de neler olacak beklentisini üst seviyelere çıkarırsa, izleyicinin merakını artıracak etkenleri yaratırsa, daha çok izleyici çekerek kendi izleyici kitlesini oluşturursa “Vatanım Sensin” ile baş edebilir perşembe akşamında hatrı sayılır bir varlık gösterebilir. Aksi bu haliyle fazlasıyla zorlanacaktır. Bu yüzden henüz zaman varken “Vatanım Sensin” başlamadan yapım gereken atakları şimdiden yapmalı böylesine güzel bir işi ve kadroyu reyting canavarına yenik düşürmemelidir.

Aman ha sırf izlenceyi artıralım diye aşk ayağını hızlandıralım demesinler zira bu diziye fazla bir ivme kazandırmaz aksine diziyi geriletir bile. Zira benzerleri fazlasıyla mevcut aşkı kendi doğallığına bırakırlarsa eğer izleyici akışı da kendiliğinden gelecek izlence keyfi de o oranda artacaktır.

Sanırım onlarda bunun farkındadır. Gerekeni yapacaklardır.

Yeniden bu haliyle bakacak olursak eğer işe özetle şimdiye kadar en başarılı uyarlamalara imza atan MEDYAPIM yine başarılı bir işe imza atmış alnının akıyla çıkmıştır.

Yani Bizim Hikaye Bizden Hikaye olmuş seyirciyle buluşmuştur.

Yolları açık, reytingleri bol olsun diyelim biz de…

oyatekin@gmail.com                                         

https://twitter.com/#!/oyatekin (@oyatekin)

http://yurthaber.mynet.com/yazarlar/tum/1/o.tekin35

Oya Tekin/ Yaşadıkça.com köşe yazarı

 

Not: Burada yazılan tüm yazılarım elektronik imza ve zaman damgası güvencesi altında yasal hakları korunmaktadır. Hiçbir şekilde basılı ya da elektronik bir ortamda (CD, Internet vs.) kaynak gösterilmeksizin izin alınmadan kullanılamaz.

 
Toplam blog
: 295
: 3718
Kayıt tarihi
: 01.10.06
 
 

Milliyet Bloğa nasıl geldim ve nasıl yerimi aldım bilmiyorum. Sanırım uzun yıllar okuduğum bölüml..