Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '09

 
Kategori
Blog
 

"Bol çiçekli ve renkli" blog yazısı yazabilmek!

"Bol çiçekli ve renkli" blog yazısı yazabilmek!
 

MB'de, günce yazmanın en çok sevdiğim yönü, sıcağı sıcağına not aldığım gözlemlerimi ve günlük anılarımı unutmadan yayınlamak ve bunları arşivlemektir.

Eskiden, '' soluk sayfalarda bir anı olarak kalan bu gözlemler'', şimdi bloglarda yayınlanıp geniş kitlelere ulaşabiliyor.

Az önce, not defterime karaladığım bir güncemi, MB'de yayınlamak için klavyenin başına geçiverdim.

Bugün, ''Sanat ve Kültür Evi '' olarak değerlendirmeyi düşündüğüm ufak bir mekânın pazarlığını yapmak ve kent merkezindeki bu dükkânı detaylı biçimde incelemek amacıyla yola düşmüştüm ki çarşıda iki küçük çocuk gülümseyerek bana doğru koştular.

- Günaydın amca !..

- Günaydın çocuklar !..

- Şeeyy !..Bizi tanıdınız mı ?..

- Özür dilerim!..Tanıyamadım ;ama gözüm bir yerden ısırıyor !..Keh...Kehh !..(Gülerek zaman kazanma )

- Hani şenliklerde siz, bizlere su üzerinde resim yaptırmıştınız ya !.. Tam 62 kişi olmuştuk ya !..

Çocuklar, birer çiçek gibiler...Her gün değişik renkteler...O gün de çok kalabalıklardı !..Fakat, kısa sürede anımsamıştım onları !..

- Ooooo !.. Tanıdım tabi !..Görmeyeli daha da bir güzelleşmişsiniz !..( Kıkırrr kıkırr gülüyorlardı.) Artık sizlerle daha çok resim yapabilmek için bir Kültür Evi açmayı düşünüyorum...Fakat, param bu dükkanı almaya yetmiyor...Bana biraz borç verir misiniz?..(Birden ciddileşiyorlar...Ellerini ceplerine atıyorlar...)

-Ama , amca bizim o kadar paramız yok ki !..
(Onlarla konuşurken başka çocuklar da çevremizi sarıyorlar...Ellerinden tutup birlikte dükkâna dalıyoruz... )
...............

Kentimizde yapılan 20.barış şenlikleri boyunca , açmış olduğum Ebru sergimi en çok, gençler ve çocuklar gezmişti...

Velilerin, çocuklarıyla birlikte gelişleri çok hoşuma gitmişti. İkinci gün, akşam üzeri, toplam: 62 çocuğun, tekne başında, kitreli suya salladıkları fırça darbeleriyle birlikte yapmış oldukları muhteşem Ebru'yu çerçevelemiştim ve '' gözüm gibi ''saklıyordum.

Aliağa'da her yöreden gelen ailelerin çocukları sayesinde, nüfusumuz çok genç sayılır...

Fabrikalar kenti olmamızdan dolayı, Edirne'den, Kars'a ; Urfadan, Milas'a kadar bir insan konfetisi yağıyor buraya...

Herkesin ortak derdi, fabrikaların ve mütevazı evlerinin bacalarını tüttürmek..
.

Şehir merkezindeki lokanta, tatlıcı, çaybahçesi, kebapçı, yemişçi, kokoreçci gibi işyerlerinin patronlarının çoğu da Doğu ve Güneydoğu'lu...

Gemi söküm, deniz ticareti gibi sektörlerin '' zengin patronlarının '' çoğu da Batman'lı...
.........

Ebru sergisine , akın akın çocuklar geliyordu...

Renk renk, çocuklar...Siyah erik gözlü;kırmızı çilli yanaklı...Uzun örük saçlısı; mavi gözlü sarı papatya tokalısı...

Ama hepsinin bir tek özelliği var :Safiyâne çocuk olmaları...

Gülen, eğlenen, soran, sorgulayan; tüm duygularıyla öğrenmeye açık çocuklar...

Aileleriyle konuşurken çok duygulanmıştım.

Görme özürlü genç kızını yanına alıp gelen annenin, sabırla tüm resimlerimi yavrusuna anlatışı gözümün önünden gitmiyor...

Başı kapalı , türbanlı kadınlar; sarı perma saçlı, ojeli kadınlar;sade kadınlar...

Beyaz bermuda şortlu babalar; kravat takıp gelen dedeler;yetmişlik al yanaklı nineler...

Çoğu da ziyaretlerini tamamlayıp , sergideki anı defterime birşeyler yazıp gitmişlerdi.

On iki yaşındaki Zeliha, öyle güzel ve ilginç şeyler yazmıştı ki gözlerime inanamamıştım...

''Benim diyen yazara taş çıkarırcasına !..''

Çocuk deyip geçmemek gerek; defteri iyi okumak gerek !..

''Ebru Resim Destanını ''yazan çocuklar...Çoğu , Aliağa'da doğmuş...

Kimi memur, kimi işçi, kimi serbest meslek sahibi ;kimi de işsiz ailelerin çocukları...

Gözlerinin içi gülmeyen çocuk yok !..

1. çocuk :Nesrin...Eskişehir, Mihallıçık'tan...

2. Çocuk :Barış...Aliağa, Çaltıdere'den...

3. Çocuk : Ege...Foça'dan...(Aslı Mardin'li )

4. Çocuk : Çilem...Erzurum'lu...

5. Çocuk: Zeliha....Urfa'lı...

6. Çocuk : Ceyda...Kars'lı...

7. Çocuk : Berk...Antakya'lı...
.......

28.Çocuk : Zeynep...Lice'li...
...........

35. çocuk: Nazlı:Bergama'lı...
.........

57. Çocuk :Melis: Nallıhan 'lı...
........
62. Çocuk: Uğur: Elazığ-Maden'li...

Her yöremizden, binbir çiçekten bal alıyoruz...

Bu çocuklar, gelecekte bu ülkeye sahiplenmek istiyorlar...

Benim kuşak, tüm okul yaşantısını ateş çemberinde geçirmişti...

Önce, 60 ihtilâli ...Arkasından Kıbrıs Savaşı...Arkasından ...80 İhtilâli...12 Mart'lar vs...vs...

Hep gerilim, kan, gözyaşı...Ve kendimi bildim bileli, '' Bölündük...Bölüneceğiz... ''kâbuslarıyla patlayan bombalar...

Gırtlağı patlarcasına yırtınarak nutuk atan;asık suratlı liderler...

Yetmedi mi bu kadar kötü yönettiğiniz bu ülkeye, yaşattığınız uğursuzluklar !..


Hep savaş, işsizlik, kötü eğitim; sağlıksız yaşam mı olmalı kaderimiz !..

Şapkanızı önünüze koyun da düşünün artık !..

Siz, kendi çocuklarınızla oynayın artık !..

Rahat bırakın çocuklarımızı !..

Yoksa projeniz; yeteneğiniz ;yönetemiyorsanız bu ülkeyi ,

Bırakın çocuklara, işgal ettiğiniz yerleri !..
.........

Ebru teknesi başında çocuklar, çiçek resimleri çizdiler...Çiçek bahçesi gibi şen 'diler o gün !..

Tüm çocuklarımız, renkli, lâleli, gül'lü resimler yapmak istiyorlardı...

Ortaya ''Türkiye '' resmi çıkardılar...Her yöresi aynı renkti...Çiçeklerin rengi...

Sadece '' bir şey '' yoktu, o resimde...

Elinde, '' el bombası patlayan '' çocuklar...


Ve parçalanmış vücut resimleri..
 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..