Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mart '09

 
Kategori
Eğitim
 

"Böyle öğretmenlik olur mu?"

"Böyle öğretmenlik olur mu?"
 

http://www.nethaber.com/Toplum/93564/Ogretmeni-fakir-ogrencisinin-koluna-Temizlik-parasini-getirmesi


Başlık Radikal gazetesinden. Başka bir haber sitesinin başlığı ise aynen şöyle: "Öğretmeni, fakir öğrencisinin koluna 'Temizlik parasını getirmesi için' NOT YAZDI"...

Tabii hepsini sayamayacağım. Mesele aslında bir başlıkla ya da onun altında yazılacak bir kaç paragrafla açıklanabilecek kadar basit ve yüzeysel değil. Haber şu: http://www.nethaber.com/Toplum/93564/Ogretmeni-fakir-ogrencisinin-koluna-Temizlik-parasini-getirmesi

Peki mesele bu kadar basit değilse nedir olup bitenler merak ettiyseniz anlatayım. Olay şudur. Ülkemizde savunmaya ayrılan bütçenin yanında çok komik bir miktarda para maalesef eğitime ayrılmaktadır. Tabiiki öğretmen atamalarının yok sözleşmeliydi yok sözleşmemeliydi gibi olmadık sınıflandırmaların temelinde ve dahi bahsedilen olayın temelinde yatan sorun da esasen budur.

Peki bütçe ayrılmıyorsa bunun bir çözümü olamaz mı? Olabilir. Onlarca çözüm yolları bulunabilir. Ancak Anayasada yer alan bazı temel ilkelerin de el ayak bağlaması sonucunda bu yasaları düzeltebilecek olan kişiler bir taraftan yasa gereği çıkıp basın ve yayın organlarında "Sayın veliler kesinlikle okullara para ödemeyin. Zira eğitim her vatandaşın yasal hakkıdır ve ücretsizdir." cümlelerini sarfederken; bir taraftan da kendi bünyesindeki okullara:"Okulunuzun, temizlik. fotokopi, eksik hizmetli gibi, yanlış duymadınız bazı okullarda çalıştırılan hizmetlilerin paraları da maalesef okulun imkanlarıyla karşılanmakta, ihtiyaçları varsa bunları okul aile birlikleri yardımıyla gidermeye çalışın." yani "Başınızın çaresine bakın. Devlet kapısında iş bulduğunuza şükredin. Gerekirse para toplayın. Cebinizden verin ama bir şekilde bu sıkıntılarınızı halledin." talimatını vermektedirler.

İyi de ya okul aile birliğimiz de aslında yardıma muhtaç insanlardan oluşuyorsa o zaman ne yapacağız? Nerede kaldı fırsat eşitliği? Bir tarafta fotokopi makinesinin toneri için 150 TL parayı sıkıntı eden müdür muavinleri varken; bir tarafta da milyarlarca okul aile birliği bütçesi olan okulların olduğu bir yerde hangi fırsat eşitliğinden söz edebilirsiniz?

Suçlu kim? Okul aile birliği bütçesini milyarlara ulaştırabilen varlıklı ve dahi becerikli veliler mi? Çocuktan temizlik malzemesinin parasının sadece binde birini getirmesini isteyen ama yanlış bir yöntem seçen öğretmen mi? Benim maddi durumum iyi değil deyip 2 TL yi okula vermeyen ama sigaranın alasını içen veliler mi? Kim Allah aşkına kim?

Hiçbiri değil. Bütün suç bu insanları bu şekilde belirsiz uygulamalar yüzünden karşı karşıya getiren onlara olmadık sıkıntılar çıkaran Milli Eğitim Bakanlığı'nındır.

Şimdi diyeceksiniz ki sen olayı ironikleştirdin. Hayır asla. Anlattıklarımın hepsi birebir yaşamın gerçekleridir. Tıpkı İlyas SALMAN'ın ve Kemal SUNAL'ın filmlerindeki gibi. Tıpkı Aziz NESİN'in yazdıkları gibi.

İyi de şimdi ne yapalım diyebilirsiniz.

Çözüm çok basit. Herhangi bir devlet dairesine giderken harç, katkı payı, ... derneğini geliştirme ücreti gibi olmadık paraları gözünü kırpmadan veren, hatta bazı kurumlarda sırf işim yürüsün diye rüşvetler veren vatandaşlarım okullarla iletişime geçmek zorundadırlar. Okulların da en az camiler kadar korunması ve desteklenmesi gerekliliğini, en az karakollar kadar saygın kurumlar olduklarını anlamak ve bu yolda bir parça karşılarındaki insanların bakanlarını değil de birebir kendilerini insan yerine koymak ve onları dinlemek zorundadırlar. Evet zorundadırlar diyorum çünkü Çocuklarını bu insanlara emanet ediyorlar. Bu insanlar kendilerini sırf onların çocukları için yetiştirdiler ve onlar için çalışıyorlar.

"Çocuğumun kolunu tükenmez kalemle yazmış, aşağılamış, onurunu kırmış." diyen veliye sonsuz hakvermekle birlikte; ona bir de şunu sormak isterim: Çocuğunun eğitimi için onun okuluna ayda, hayır hayır yılda kaç saatini ayırıyorsun? Okuldaki öğretmenlerden kaç tanesi seni görse "siz Ersin'in babasısınız." der? Ya da kaçını görsen Ersin'in hangi dersinin öğretmeni olduğunu bilebilirsin? Hiç düşündün mü?

Kime neyi anlatıyorum bilmiyorum.

Kralı gören çocuk gibi bağırsam olur mu bilmiyorum...

Suya yazıyorum yazılarımı. Kuyuya bağırdığım gibi sırlarımı...

 
Toplam blog
: 36
: 1073
Kayıt tarihi
: 10.06.07
 
 

Fen Bilimleri Öğretmeniyim.  Okur yazar biriyim sanırım. Çoğunlukla okur; arada yazar... Uzun..