Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '18

 
Kategori
Güncel
 

"Bu Ne Yaman Çelişki Anne!"

"Bu Ne Yaman Çelişki Anne!"
 

Türkiye kadar siyasetin ilginç manzaralar sergilediği bir başka ülke var mıdır bilemiyoruz.

Ancak aynı tandanslı iki siyasi partinin dediklerine bir bakalım…

“Bu ne yaman çelişki anne”yi mi  mırıldanırsınız; yoksa “o başka bu başka” der geçer misiniz, bunu da bilemiyoruz.

Lakin görüntü ve söylem bir tuhaf duruyor.

MHP, kamuoyunda kabul edilen şekliyle af, gerçek içeriği itibariyle ceza indirimi peşinde…

BBP ise belli suçlar için idama destek amaçlı diğer siyasi partilerle istişare halinde.

Yani aralarında çok da ayrı gayrı olmayan iki parti yönetimi, taban tabana zıt istemlerle kamuoyunun, tam da aynı zamanda, gündeminde.

Hoş belki MHP de idam konusunda BBP ile aynı fikirdedir veya BBP de ceza indirimini destekliyordur. Veya ihtimal o ki, BBP içinde de idama karşı olanlar bulunabilir, MHP’de de ceza indirimi istemeyenler.

Ancak garip olan, benzer nitelikli seçmen kitlesine hitap eden iki partinin, takvimin tam da aynı diliminde, birbirine zıt söylemlerle vatandaşın önüne çıkması.

Geçtiğimiz günlerde ceza indirimi ile ilgili yazdığımız yazıya bazı mahkum yakınlarından eleştiri geldi. Ki kendilerince haklıdırlar kuşkusuz.

Ancak biz o yazıda Türkiye’ye bu tip düzenlemelerin yaramadığını, adına ister af deyin, ister ceza indirimi, hukuksal ve sosyolojik anlamda böyle bir ihtiyacın zorunlu ve gereklilik arzetmediğini, bu hususta bir ihtiyaç varsa, altını tekrar çiziyoruz,  bu konunun öncelikle işin uzmanları tarafından talep edilmesi gerektiğini, şimdi ortaya çıkan “af” mevzusunun daha çok popülizm koktuğunu belirtmiştik.

Hele hele daha önce bu tip düzenlemelerle ağzımızın yandığı çok açıkken yoğurdu üfleyerek yemenin şart olduğuna vurgu yapmıştık.

Şimdi de “idam da olmamalı” diyoruz ki belki de bu sefer diğer cenah tepki gösterecek.
Ancak yine idam konusunda da, daha önce defalarca dediğimiz gibi, bir hususun tekrar da olsa yine altını vurgulaya vurgulaya çizmek gerekiyor..

Türkiye’de öyle olaylarla karşılaşıyorsunuz ki…

Bırakın terörü, kalleşçe şehit edilen asker, polis ve vatandaşımızı…

Küçük bebekleri öldürenler, beş yaşında çocuğa tecavüz edenler, genç kıza onlarca kişi tecavüz edip öldürüp  cesedini kesip parçalayıp torbalara koyanlar vesaire vesaire…

Aklınıza ne kadar iğrençlik geliyorsa ve gelmiyorsa hepsi suç literatüründe kendine yer buluyor.

Haklısınız, çıldıracak gibi oluyorsunuz, “bunu yapana ne ceza verilir ki” diye deliriyorsunuz, haklıyız, “idam edeceksin” bunları da dediğimiz, dediğiniz de oluyor.

Ama birey olarak bizlerin duygusal olarak düşünmesi doğal ise de hukuk devletinin olaylara duygusal yaklaşmaya hakkı ve yetkisi yok.

Bu nedenle, idam ile ilgili iki cümle söyleyeceğiz, kafi.

Birincisi; herhangi bir şekilde hata veya yanlış bir yargılama olduysa idamın telafisi yok.

İkincisi; günümüz koşullarında Avrupa Konseyi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler nazara alındıkta idamı zaten getiremezsiniz.
Getirirseniz de kapı eşiğinde durduğumuz Avrupa’ya bir daha adım atmamız söz konusu olmaz.

Kimse “Avrupa bize lazım değil” demesin, bunlar da Türkiye iç siyasetine malzeme olacak konulardır.

Bugünkü dünya düzeninde her devlet kendi çıkarı doğrultusunda dış politikasını şekillendirmek zorundadır. Bu bağlamda bizim Avrupa’ya rest çekecek veya umursamazlık sergileyebilecek bir görüntümüz –ne yazık ki- yoktur. Ekonomik gerçekler başta olmak üzere Türkiye’nin dışa bağımlılığı sürdükçe ve kendi ayaklarımızın üzerinde durmadıkça bunun aksinin gerçeğe dönme ihtimali de zor ötesidir.

Saniyen; idamı getirseniz de idamı geçmişe yürütemezsiniz. Yani bugün koydunuz idamı misal, ancak daha sonra vuku bulacak fiillere uygulayabilirsiniz. Bugünün suçlarına “idam” demenin o yüzden yine pratik ve gerçek anlamda faydası yok.

Velhasıl…

Af ve idam Türkiye’nin gündeminde.

İki parti farklı açılardan destek peşinde.

Nabza göre şerbet misali kendi seçmenlerini mi nazara alıyorlar bilinmez ama bilinen o ki her daim Türkiye’nin politik hallerine akıl sır ermeyecek.

O nedenle tam da bu yazıyı okuduktan sonra “bu ne yaman çelişki anne”yi mırıldanabilirsiniz.

Başka ne yapacaksınız ki; akıl, sağduyu, doğru ve hukukun gerçekleri uçtuktan sonra?

 
Toplam blog
: 130
: 93
Kayıt tarihi
: 07.02.18
 
 

1971 Balıkesir doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Balıkesir'de tamamladıktan sonra Ankara Ü..