"Bu suça ortak olmayacağız! "Em e nebin hevparen vi suci"..(x).

BİR KISIM "sözde" AKADEMİSYENLERİN, "PKK'YI DEĞİL DE;  DEVLETİ SUÇLAYAN" BİLDİRİSİ...

Güvenlik güçlerimizin, Güneydoğu'daki PKK'ya yönelik operasyonları için, "bir kısım akademisyenlerin" devleti hedef alan ve buram buram "ihanet" kokan bildirisi, bir kısım insanlarımız, bir kısım siyasilerimiz ve yine bir kısım medyamız tarafından "düşünce özgürlüğü" sınırları içinde sayılırken, sanırım ülkemim çoğu insanı tarafından "büyük bir tepki" ile karşılanmıştır...

Ben de, bu vesile ile, İstanbul'daki bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalışmış, kendi çapında, naçizane bir akademisyen olarak tepkimi dile getirmek istedim... Ben, kafamı kesseler böyle bir bildirinin altına imza atmam... Aksi halde, ülkesi için oralarda şehit olan askerimizin ve polisimizin döküğü kanlar beni boğar...

Bildiriye imza atanların isimlerine bakmadım; içlerinden arkadaşım çıkar da üzülürüm diye...

Bildiriyi medyada okumuşsunuzdur... Tekrarlamayacağım... Bildirinin birinci paragrafı zaten her şeyi anlatıyor... Yalnızca onu aktaracağım.

Bildiri şöyle başlıyor:

"Bu suça ortak olmayacağız! Em e nebin hevparen vi suci!

Türkiye Cumhuriyeti; vatandaşlarını Sur'da, Silvan'da, Nusaybin'de, Cizre'de ve daha pek çok yerde haftalarca süren sokağa çıkma yasakları altında fiilen açlığa ve susuzluğa mahkum etmekte, yerleşim yerlerinde ancak bir savaşta kullanılacak ağır silahlarla saldırarak, yaşam hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, işkence ve kötü muamele yasağı başta olmak üzere anayasa ve taraftar olduğu uluslararası sözleşmeler ile koruma altına alınması, tüm hak ve özgürlükleri ihlal etmektedir...

Özetle bildiri, ülkemizin güneydoğusunda, bölge halkının can ve malına kasteden, PKK ve ona yardım ve yandaşlık yapan diğer terör örgütlerini göremezden gelip; devletin "bölge halkına kasıtlı ve planlı kıyım" yaptığını ve "vatandaşına şiddet uyguladığını" ifade ederek bir anlamda onlara destek çıkmaktadır...

Bildirinin adı yanlış olmuş; bana göre adı, "Sözde Akademisyenlerin PKK'ya Destek Bildirisi" olmalıydı... Daha doğru ve yerinde olurdu...

x  

Bu konuda en sert eleştiriyi Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı...

Cumhurbaşkanı'nın bu eleştirisine karşı, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ise, "aydınların farklı düşüncelerine siyasetçiler saygı gösterilmelidir"(1) diyerek, yukarıda, bildiriye arka çıkan "bir kısım siyasiler" arasında yer almış ve bu bildiriyi, "düşünce özgürlüğü" sınırları içinde saymıştır...

Lütfen, "elinizi vicdanınıza bir koyun ve söyleyin", bildirinin tamamını okumadıysanız bile, yukarıya aldığım ilk paragrafına bir bakın... Yazılanlar "bir düşünce" mi; yoksa "devlet ve onun güvenlik güçlerine suçlama mı?"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "parti olarak bildirinin arkasındayız" derken; parti sözcüsü Haluk Koç da, "parti olarak bildirinin arkasında değiliz" demiştir...(2)

Hangisini kabul edelim?

x

HDP Eş genel Başkanı Demirtaş da, başlığı hem Türkçe hem de Kürtçe olan Akademisyenler  Bildirisi için, "Deklarasyonu yayınlayan akademisyenlerin, aydınların ülkenin vicdanı olduğunu düşünüyorum"(3) diyerek, bu konuda "zikzaklı" bir düşünce sergileyen CHP ile aynı yolda olduklarını belli etmiştir...

x

MHP Genel Başkanı, Devlet Bahçeli, "Üniversitelerimizde, hainlere destek veren zihniyete çocuklarımızı emanet edemeyiz. YÖK üzerine düşeni yapmalıdır"(3) demiştir...

Bana göre de, "doğru" demiştir...

"Düşünceyi ifade özgürlüğü" ile "suçlama ve ihanet" birbirine karıştırılmamalıdır...

cdenizkent

------------------------- :

(x) Bildirinin Kürtçe başlığı, çok farklı lehçelerle konuşulan Kürtçenin, Türkiye'de en fazla konuşulanı olan "Kurmanci" lehçesidir...

NOT: "Kürtler ve Kürtçe" konulu, bir "güncel" kategorisinde 24 Ağustos 2009; diğeri "ben bildiriyorum" kategorisinde 8 Eylül 2009'da yayınlanmış "iki dizilik" bloğum var...Merak eden arkadaşlarıma duyururum.

(1)   İNTERNETHABER, 14 Ocak 2016

 (2) HABERLER.COM, 13 Ocak 2016

 (3) "milliyet.com.tr", 13 Ocak 2016