Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Temmuz '07

 
Kategori
Güncel
 

"Bulmacanın kareleri"

"Bulmacanın kareleri"
 

Şimdi tüm bu olanlardan sonra anayasa Mahkemesi’nin 367 kararı sonrasında beklentilerin tam tersi verdiği bu kararını nasıl okumalıyız.

Her iki olayda da Anayasa Mahkemesinin değil, öncesinde cumhurbaşkanını “Halk seçsin” derken ani bir manevrayla vazgeçip “Olmaz sakıncaları var” diyen siyasilerimizin prestijleridir sarsılan bana göre…

Yüksek Mahkeme'nin bu kararıyla cumhurbaşkanını halkın seçip seçmeyeceği ve seçim süresinin dört yıla inip inmeyeceğine referandumla karar verilecek. Oysa, yapılacak bir referandumda kamuoyunun “eğilimi” ve siyasi partilerin “profilleri”, sandıktan ezici bir şekilde “evet” in çıkmasını muhtemel kılıyor.

Ne var ki, ”yüksek” (!) siyaset mühendisliğini “halka rağmen” icra edenlerin gözleri, Cumhurbaşkanı Sezer’in, referandum süresini 120 günden 45 güne indiren yasayı veto etmesi üzerine çevrilmiş bekliyor… Hükümetin, pek tabiî ki, tatilde olan meclisi bir olağanüstü çağrıyla toplayıp, meclise gelen bu yasayı rahatlıkla tekrar geçirmesi mümkün.

Cumhurbaşkanı Sezer, Meclis tarafından ikinci kez gönderilen yasayı ise 15 gün sonunda da olsa imzalamak durumunda olduğu için, 120 günlük süre 45 güne inecek. Fakat buradaki “düğüm”, 22 Temmuz seçimi ve akabinde yapılması zorunlu olan Meclis Başkanı seçimi. Bu iki seçimin arasındaki “zaman darlığı”, bu değişikliğin bu döneme yetişmemesinin “tetikleyici” unsuru olarak “risk” tablosundaki yerini alıyor.

Hükümet kanadı, yetkili kurullarıyla masaya yatıracağı bu konuda kendi açılarından bir “çıkış yolu” bulacaklardır mutlaka. Öte yandan bu süreçte hükümet ve “etkin organların” kamuoyuna yansımayan/yansıtılmayan “gizli” toplantıları içinde önümüzdeki süreci birebir etkileyecek ve sadece “değerlendirmelerde” kalmayacak, cumhurbaşkanlığı konusunda “uzlaşma” içerikli “gündemleri”nin olduğu da muhakkak.

Tüm bu gelişmeleri yan yana koyduğunuzda, her şeyde olduğu gibi yine bu olayda da meselenin siyasi bir tercihe dönüşümüne sahne olabileceği kanaatiyle, Türkiye, Anayasa Mahkemesi’nin kararının ne zaman uygulanacağı konusunda net bir şey söylemenin mümkün olmadığı bir süreci de beraberinde yaşıyor şüphesiz. Bu “etkin organ/organizasyonlarının” cumhurbaşkanının “halksız seçilmesi” yönündeki “uzlaşma” maratonu, yeni meclis yapısının “belirleyiciliğiyle” finale ulaşacaktır elbette.

Öyle görünüyor ki, 22 Temmuz’da sandıktan tek partili hükümetin çıkmaması uzlaşma arayışlarını, olası bir uzlaşmazlık durumu ise önümüze, referandumun zorunlu kılacağı çifte sandığı getirecek.

Bakalım “bulmacanın kareleri”, 22 Temmuz gününe kadar “nasıl” doldurulmuş olacak. Sonucunu hep birlikte beklediğimiz ve göreceğimiz “bulmaca”nın, umarız ödülü, “demokrasi” olur.

 
Toplam blog
: 175
: 499
Kayıt tarihi
: 05.05.07
 
 

1974 Samsun’da doğdu. Halkla İlişkiler Bölümü Mezunu, 1988- 1991- 19 Mayıs Haber Gazetesi..