Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '13

 
Kategori
İlişkiler
 

"Bütün beyinler unisex olmalı "

"Bütün beyinler unisex olmalı "
 

Düşüncelerimi zenginleştirdiğiniz için, teşekkür ederim sevgili Pekkan. Kim bilir? Belki bir gün bunları karşılıklı da konuşuruz.


Başlığı aynen geçen hafta sonu Hüriyet'in pazar ekinde okuduğum, Ajda Pekkan'ın aynı başlıklı yazısından aldım. Pekkan'ın yazısının yalnızca başlığı bile ne demek istediğini rahatça anlatıyordu aslında.

Peki nedir uniseks düşünebilmenin şartları? İnsan, cinsiyetinin bilinçaltına ve üstüne yüklediği binlece soyut ve somut anlamdan; kendi öyle istedi diye; bir anda sıyrılabilir mi? Ya toplum? Toplum, bireyin yaptığı bu kişisel düşünce devrimine, öyle rahat rahat izin verir mi? Hiç sanmıyorum.

Unisex düşünebilmenin bence birinci şartı, empati yapabilmektir. Empati yapabilen bir insan, ister kadın, ister erkek olsun, herkesi anlayabilir rahatça. Başkalarının duygu ve düşüncelerini kolaylıkla özümseyebilir. Gerektiğinde, onları kendi fikirleriymiş gibi benimseyebilir.

Unisex düşünebilen bir insanın sahip olması gereken ikinci özellik, kesinlikle farkındalık becerisidir. Kendisinin, insanların, insanlığın, toplumunun ve dünyanın farkında olmayan bir insan, ne unisex anlamda, ne de sağlıklı bir biçimde düşünebilir.

Şart üç: İster unisex, ister tek cisiyetli olsun, önyargılarından, ve egosundan mutlak kurtulmalı insan... Bunu başardığında, ister unisex, ister sek sek sekerek! istediği her biçimde düşünebilir. Kendisini, insanlığı, dünyayı o nötr haliyle, olanca saflığı ve doğruluyla yorumlayabilir; en doğru biçimde.

Unisex düşünebilmek, toplumun duyarlılıklarını da önemseyen, ancak, toplumun yapacağı değerler ve ahlak baskılarından, aynılaştırma çabalarından kişinin kendi bireysel düşüncelerini koruyabilmesi,  düşüncelerine sonuna kadar sahip çıkabilme cesareti göstermesiyle mümkün olabilir ancak.

Unisex düşünce, aile içinde, okulda, işyerinde, sosyal ortamlarda, insanların uymak zorunda kaldığı kuralların, bir düzen içinde ya da herhangi bir insan topluluğunda mecbur kaldığı hiyerarşik düzenlerinin yerle bir edilmesiyle, çok daha insanca, yepyeni bir iş bölümü tanımının yapılmasıyla mümkündür ancak.

Unisex olmayı kabullenebildiği ölçüde, erkekliğinden, kadınlığından vazgeçer insan. Toplumumda ya da dünyanın tamamında, hangi kadın, hangi adam bunu ne kadar içselleştirebilir, ne kadar kabul edebilir? Onun orasını ben de bilmiyorum işte!

Modern yaşamda, erkeklerin kadınlardan, kadınların erkeklerden ha bire sosyal rollerini çalması, kadınları erkekleştirmeye, erkeklerimizi kadınlaştırmaya başlamadı mı nasıl olsa? Bu durum, her insanı, istese de, istemese de unisex hale getirmiyor mu aslında?

İnsan, empati yapabildiğinde, yaşamın farkına varmayı becerebildiğinde,önyargı ve egolarını sıyırıp üzerinden, denizlerin en derin, en soğuk sularına atabildiğinde, ne erkekliğinden, ne kadınlığından vazgeçmek zorunda kalır aslında.

İnsan gibi insan olabilen, unisex olma kaygısı taşımadan, devam edebilr yaşam yolculuğuna bence.

Unisex düşünmeye zorlamaktansa; olabildiğim kadar insan olmaya, insanca düşünmeye ve davranmaya odaklarım kendimi. Herkese de bu yaptığımı tavsiye edebilirm rahatlıkla. Çünkü gerçek anlamda bireyselliğinin, düşüncelerinin farkına varabilen insan, unisex düşünmeye de, davranmaya da ihtiyaç duymaz.

Yazdıklarıyla bana bunları anlatma fırsatı veren sevgili Ajda pekkan'a teşekkür ederim. Henüz şahsen tanışmadığımıza için, bu yazının kendisine ulaşacağını sanmıyorum. Ancak Umarım bu yazıyla en azından  okurlarım için iyi bir şeyler yapabilmişimdir.

Öyle ya!... Ne için yazıyorum bunca yazıyı? İnsanıma bir nebze de olsa yararlı olmak için; değil mi?

Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır. 

 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..