Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '14

 
Kategori
Siyaset
 

“Büyük Devlet” olabilmenin yolu neden içerideki sorunlarını halletmekten geçmektedir (2)

“Büyük Devlet” olabilmenin yolu neden  içerideki sorunlarını halletmekten geçmektedir (2)
 

Dikkatli okuyucular, 210 yıl evvel yaşananların, yakın tarihimizde de aynen tekrar ettiğinini görmüş olacaklardır.


Ord. Prof. Enver Ziya Karal, yazdığı, “Osmanlı Tarihî'nde, Sırp isyanı'nı bize neden ve sonuçları ile birlikte aktarmaktadır. Aktarılanlarla günümüzde yaşananları eşleştirenler; “Tarih, yaşananlardan bir ders alamayanlar için mi tekrar etmektedir?” sorusu hakkında kendilerince bir karara gidebilirler.

...

Sırp İsyanları (1804 – 1817)

Napolyon ile Çar, Osmanlı topraklarını paylaşmak için anlaşmaya çalıştıkları sıralarda, Osmanlı İmparatorluğu, zamanla bünyesinde yer alan değişiklikler sebebiyle kendiliğinden parçalanmaya elverişli bir hal almıştı…

Sırbistan, Fatih Sultan Mehmet tarafından alındıktan sonra, Osmanlı İmparatorluğu’na bir eyalet olarak katılmıştı. Sırp toprakları sipahiler arasında, idare bakımından paylaşılmış, fakat Sırp köylüsü toprağın gerçek sahibi kalmıştı.

Köylü, sipahilere kanunnamelerle belirtilen bir toprak gelirinin dışında bir şey vermiyordu. Bundan başka Sırplara din ve dil hürriyetiyle kendi kendilerini, geleneklerine göre, idare etmek imtiyazları da verilmişti.

Ziraatçı bir halk olarak Sırpların Osmanlı İmparatorluğunda tâbi oldukları bu rejim, Avrupa’nın henüz derebeylik hayatından kurtulamamış olduğu bir devirde, çok âdil ve ileri idi.

Sırplar, Türk idaresinden memnundular ve 18 inci yüzyılın ikinci yarısına kadar Osmanlı devletine önemli denebilecek bir gaile açmadılar.

Fakat bu tarihten itibaren Sırpların Osmanlı devletine karşı durumlarında bir değişiklik baş gösterdi. Rusya ve Avusturya ile yapılan harplerde Sırp toprakları çok kere harp alanı oldu.

Avusturya ve Rusya ajanları Sırplar arasında milliyetçilik ve istiklâl fikriyle duygularını uyandırmaya çalıştılar. Bazı Sırplar, Avusturya ve Rusya ordularında askerlik yapmaya bile başladılar.

Osmanlı İmparatorluğu’nun genel durumu Sırplar arasında yapılan propagandaları önlemeye elverişli gibi değildi. Hükümet merkezi olan İstanbul’da bile doğru dürüst asayiş ve âdil bir idare sağlanamıyordu. Sırbistan, İstanbul’dan çok uzakta bulunuyordu.

Devletin oradaki otoritesi Rumeli’nin güveni ile sıkı sıkıya ilgili idi. Halbuki Rumeli, ayanların ve dağlı eşkıyanın tahakkümü altında bunalıyordu...

Sırbistan’da kanunnamelerle kurulmuş olan âdil rejim zamanla bozulmuştu. Sırplar, kalelerde oturan yeniçeri dayılarının keyfî muamelelerine maruz kalmaya başlamışlardı. Belgrat paşalığına bazan değerli valilerin gönderilmesi, yeniçeri dayılarının reayaya kötü muamelelerine karşı bir fren olabiliyordu.

Nitekim Hacı Mustafa Paşa (1794-1801), reayayı (Çiftçi, köylü, esnaf, tüccar) koruyucu muamelesinden dolayı, Sırplar arasında baba diye anılmakta idi. 1801’de yeniçeriler Hacı Mustafa ile kavga çıkararak onu öldürdüler. Bundan sonra Pazvantoğlu’ndan kendilerine katılan bozguncu kimselerle Sırbistan’da bir terör rejimi yarattılar.

Bu rejim Sırp isyanının yakın sebebini teşkil etti. (1)

...

Sırpları isyana sevkeden nedenler, dikkatli okuyanların gözünden kaçmamış olmalıdır.

Elbette yakın tarihte yaşadıklarımızla benzerlikleri de.

Yeniçerilerin Sırbistan’da çıkardıkları olaylardan şikâyet için bir Sırp heyeti İstanbul’a gelerek padişahın müdahalesi için yalvardı. Pâdişâh, Sırbistan’da durumun yatıştırılması için gereken emirleri verdi.

Fakat Sırbistan’daki yeniçeri dayıları (Subaylar) Sırpların padişaha şikâyetlerinden öfkelenerek, Knez adı verilen bellibaşlı Sırp kodamanlarından birkaçını öldürdüler ( 4 Şubat 1804 ).

Bu olay üzerine Sırplar, yeniçerilere karşı silâhlı mukavemete koyuldular. Sırp isyanı artık başlamıştı.

...

Sırp isyanının gelişmesi

Sırp âsileri Kara Yorgi adında bir Knezi başkan seçtiler. Kara Yorgi, iri yarı boylu bir domuz tüccarı idi. Bir vakitler dağa çıkmış, eşkıyalık yapmış, daha sonra Avusturya ordusunda hizmet görmüştü.

Kara Yorgi, kendiliğinden başlamış olan savunma hareketlerini sistemleştirdi. Yeniçerilere karşı Balkanların klâsik muharebe usulü olan gerillâ’yı kabul etti. Sırp çeteleri dağlara, ormanlara sığındılar. Yolları, hanları ve küçük kaleleri basarak yeniçerileri amansız bir mücadeleye mecbur ettiler.

Kara Yorgi, mücadeleye atılmak için, mütereddit bulunan Sırp köylüsünü sürüklemek ve islâmlar arasında ikilik çıkarmak için, yapılan harbin padişaha karşı yapılmış olmadığını, bilâkis kendisinin padişah tarafından yeniçerileri mahvetmeye ödevlendirilmiş sadık bir kul olduğunu ilân etti.

Bu taktik, yeniçeri düşmanı bazı Müslümanların da kendisine yardımlarını sağladı. Belgrad’ın muhasarasında Bosna valisi Bekir Paşa’dan bile yardım gördüler. Yeniçerilerin ezilmesinden ve Belgrad’ın ellerinden alınmasından sonra Sırp gerillâ’sının son bulması lâzım geliyordu.

Halbuki Sırp âsileri dağılmak İçin şu şartları ileri sürdüler:

Belgrat muhafızı paşanın maiyetinde Sırp milleti tarafından bir vekil bulunacak ve kalenin müdafaasına 1500 Sırp iştirak ettirilecek. Bundan başka, genel af ilân edilecek, eski vergiler istenmeyecek, yeniçerilerin cezalandırılması için yapılmış olan savaşta harcanmış olan para, padişah tarafından ödenecek, kiliselerin tamirine, çan çalınmasına ve mabetlerde haç takılmasına müsaade edilecek,

Sırp âsileri bu şartları, Macaristan’daki Sırp büyük papaslarının tavsiyesi üzerine yapmışlardı. Bu papaslar, muhtar ve hattâ bağımsız bir Sırp devleti için çalışmak sırasının geldiğine inanıyorlar ve bu maksadı sağlamak için de Sırp isyanının idaresine bile karışıyorlardı.

Osmanlı Hükümeti, Sırpların bu şartlarını kabul etmedi.

Bunun üzerine Kara Yorgi ile Sırp Millet Meclisini (Skupçina) Topladı Skupçina, Kara Yorgi’yi baş Knez seçerek Sırbistan’ın istiklâlini sağlayıncaya kadar Osmanlı İmparatorluğu ile savaşmaya karar verdi.” (2)

 

Devam edecek...

www.canmehmet.com

Resim; web ortamından alınmıştır.

Kaynaklar;

(1) Ord. Prof. Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihî v. cilt. Nizam-ı Cedid ve Tanzimat devirleri (1789-1856) Sahife,104-1

(2) a.g.e.  Sahife.104-4

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..