- Kategori
- Müzik
"Cahildim dünyanın rengine kandım/ Hayale aldandım boşuna yandım"
İçanadolu'nun çırılçıplak tepelerinden ve dağlarından bulutlara yükselen hüzün; bozlak olup yağmur, boranla toprağa düşer. Toprağa bir "garip", yüreklere türkülerin kavurucu ateşi düşer. Kuraklıktan çatlayan coğrafyaya acının notaları sızar. Gözyaşlarıyla ıslanır bozkır. Tezene kahrolur, saz gönülsüz kalır. Gönlüyle başı dertte olanlar öksüz kalır..
Cahildim dünyanın rengine kandım
Hayale aldandım boşuna yandım
Seni ilelebet benimsin sandım
Ölürüm sevdiğim zehirim sensin
Evvelim sen oldun, ahirim sensin
Ölüm kapısının eşiğinde dinlenmiş türkü hayatı bir çırpıda özetleyiverir.
" Cahildim dünyanın rengine kandım/ hayale aldandım boşuna yandım..
" Türkünün anısı taze olmasına karşın öyle acı ve öyle derindir ki, hayat hikayesinin çok önemli bir noktasına yapışır ve orda öylece kalır. Ne zaman bir türkü dinlense, ozanın parçalarcasına çaldığı teller gönüle batar. Aslında gönlünün parçalanmasıdır telleri parçalatırcasına çaldıran sebep. Gönlüyle başı hep belalıdır çünkü ve gönlüyle başı belalı olanların klavuzudur onun türküleri...
Sözüm yok şu benden kırıldığına
Gidip başka dala sarıldığına
Gönlüm inanmıyor ayrıldığına
Gözyaşım sel oldu kahırım sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
Ayrılık acısının çığlığını en güçlü çıkaran sesin coşkun ırmağında gürül gürül akar türkü. Gönül kırılmıştır artık. Tutunamaz birbirine. Yar başka daldadır. Gözyaşlarının kelepçesi çözülüp coşkun ırmağın sularına karışır.
Garibim can yakıp gönül kırmadım
Senden ayrı ben bir mekan kurmadım
Daha bir gönüle ikrar vermedim
Batımım sen oldun ahirim sensin
Evvelim sen oldun ahirim sensin
En çok da gönül kırmayanların gönlü kırılır. Zehirlenir gönül, zaman hançerini gönüle saplar; ezel, ahir hepsi "evvel" olur. Evvel zaman içinde bir garip düşer yola, gider gider gider yüzyıllar boyunca.....
30/09/2012