Çakallar

Doğu çakalı.

Göç ettikten sonra bu unvan ona verilmiş.

 Kuzey Amerika’nın çakalı: Seçtiği yönde,  doğuya doğru göç ederken asil akıllı kurtla tanışmış.
Tanışmakla kalmamış ona abayı yakmış.

Karşılık bulan bu aşkın meyvesinin cüssesi; kurdun cüssesine yaklaşmış. 

Doğanın ona tavsiye ettiği; ufak porsiyonlar- fare tavşan- kıtlık günlerinin menüsü –leş’i leziz-  açlığını, iştahını kesmez olmuş.

Kurdun genlerini taşıyan; avlanma taktiğini benimseyen yeni nesil çakal türü: Organize olmanın; birlikte avlanmanın ne kadar verimli olduğunu keşfetmişler.

Kuzey Amerika’daki bir doğal yaşam parkında; tek başına gezinen Treyzi adlı genç kıza saldırmışlar.

İzlediğim belgeselde beni oldukça etkileyen unsur;  evladını çakallara kaptıran acılı annenin sözleri oldu.

“Doğal yaşam parkları: Orada barınan canlıları korumak için hayata geçirilmiş projelerdir. Bu yerleri ziyaret eden azami tedbiri almalı ve çok dikkatli olmalıdır”

Acısını; kızının anısına bir vakıf kurarak dindirmeye çalışan anne; vahşi doğaya hizmet veriyor.

Çakallar: Değişen doğa şartlarına uyum sağlamak için güçleniyor.

Yeni nesil ne çakal ne de kurt…

Onların avantajları diğer canlıların, güçlenemeyenlerin dezavantajı olmuyor mu?

Ya insanoğlu o nelerle meşgul?

Bir ülkede; hasından 20 Milyon Kürt varsa 40 Milyon hasından Türk olduğunu varsaysak…  Türk damat, Kürt gelin- Kürt Damat, Türk gelinli bir düğüne hiç gitmediniz mi?

Düğünlerden sonra; şimdiye dek dünyaya gelen çocukların sayısını bilen var mı?

Bu çocuklar diğer çocuklara nazaran daha mı güçlü, daha mı avantajlı, sayıları daha mı fazla daha mı az?

Hangi yönden güneşleri doğar?  Hangi dilde matem tutarlar ve hangi dilde vatanlarını savunurlar?

Sağcılık solculuk…

Tüm eskimiş yaftaları, tarihi geçmiş etiketleri birbirlerine yapıştırarak palazlananlar: Doğru yolda mı yürüyorlar?

Her gün biraz daha ümitler suya düşüyor.

“Bak bu milletin seçtiği vekile, bundan hem köy hem de kasaba olur diye ümitleniyorsun; milletin meclisinde bir anda kendini dağıtıveriyor. Bıyıklarıyla oklar fırlatıyor. Bir diğerinin –profesör- gibi bir unvanı var lâkin meramını ters yüz ediveriyor. Siyasetçi olabilmek farklı yetenekler ister.

Üniversite diploması yeterli olmuyor işte…

Çakalların belgeselini izlerken fark ettim.

Bizler: Doğayı ve onu izlemeyi ne kadar ihmal edersek bir o kadar da çuvallıyoruz.  İşlerimiz ters gidiyor.

27 Ocak 2013 Pazar

Alev Meisel/İzmir