Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '11

 
Kategori
Tiyatro
 

"Çatı" altında yaşanan hayatlar...

"Çatı" altında yaşanan hayatlar...
 

Çatı


Bir arada yaşayan 5 gencin yaşamından kısa bir kesit sunulduğu “Çatı”, Serbest Bölge’nin ilk oyunu. Görkem Şarkan’ın yazıp yönettiği oyunun sahne tasarımı, Sema Öztaş’a ait. Güven Murat Akpınar, Funda Eryiğit, Taner Ölmez, Semih Habiboğulları ve Görkem Şarkan’ın rol aldığı Çatı adlı oyun, aynı evi paylaşan 5 farklı karakter üzerinden ilerliyor. Karakterler üzerinden ahlaki değerlerinde sorgulandığı oyunun ele alınış biçimi, aynı zamanda izleyiciyi farklı bir seyirlik süreciyle tanıştırıyor.

Ahlak dediğimiz kavram nedir? Ahlakın yaşam içerisindeki yeri ve önemi nedir? Ahlak, toplumsal bir gerçekçilik mi yoksa insanın kendi dünyasında kurduğu bir ütopya mıdır? Nedir ahlak? Hangi çerçeveden ele alınması gerekir? Ahlak kişiye göre değişen bir anlayış mı yoksa toplumun kabul ettiği kurallar öbeği midir? Tüm bu soruların cevabı tek bir başlıkta toplanmış. Çatı, tüm bu ahlaki kuralları irdelerken diğer yandan 5 gencin hayatta kalma mücadelesini anlatıyor.

Görkem Şarkan, gerçek yaşamın derinliklerine indirdiği oyununu didaktik bir bakış açısı üzerinden aktarmak yerine aslında var olanı göstererek izleyiciyi oyunun bir parçası haline getiriyor. “Kime göre, neye göre” anlayışıyla yaşamın tüm gerçekliğini 5 karakter üzerinden 65 dakikaya sığdırmış. Toplumsal gerçekliği ve yaşadığımız süreçteki ahlakın yeri ve önemini “In Your Face” yönelimi ile izleyiciye aktarıyor. “Hayat devam ediyor” ilkesinin temel alındığı oyun, klasik formlardan uzaklaşarak devam ederken izleyiciyle buluşup bitmeden izleyiciyi terk ediyor.

Oyunun anlatım biçemi Türkiye’nin henüz yeni tanıştığı yeni bir yönelim…“İnteraktif” oyunlar insanı devamlı farklı yönelişlere, yeni arayışlara yelken açmasını sağlayan türlerdir. Bu yönelimin sağladığı en büyük avantajlardan biri de sanırım sahnede anlatılanlara üzülmemizi engelliyor. Anlatılan konuya üzülmemiz bizi o büyüden uzaklaştırarak gerçekçi anlatımı da baltalamış oluyor.

Biz bu konu hakkında yazılmış herhangi bir oyunu izlemesek bile bu tür olayların yaşandığını biliriz. Bu tarz yönelimler sayesinde oyundan çıktıktan sonra derin bir oh çekip “iyi ki hayatımız böyle değilmiş” dedirtmiyor izleyiciye. Bu var olan gerçekliğin sahneye yansıması olarak algılanıyor. Biz o sahneyi terk etsek de bu konu hayatın içinde yaşanmaya devam edecek. Ve yaşamın bir parçası olmaktan vazgeçmeyecek. Bu anlatım yaşamın tam da kendisini konu alındığından evrensel bir boyuta da ulaşıyor. Bir metnin birden çok anlaşılma biçimi olduğu gerçekliğini göz önüne alırsak okuyucu ya da izleyici bu yoğun içerikli “Çatı” oyunu hakkında kendi dünya görüşlerine göre farklı fikirler edinebilir (…)

Kelebek, Verter, Beyaz, Kuzey ve Baytar aynı evde yaşayan 5 farklı karakterdir. Her birinin farklı bir yaşam öyküsü ve keskin çizgileri vardır. Kuzey karakteri serseri ruhlu, günübirlik yaşayan, kaba, soğuk, bağımlı aynı zamanda Kelebek’in sevgilisidir. Böyle gelmiş böyle gider mantığıyla Beyaz adlı ikizinin de zıttır.

Kelebek çok genç yaşta olmasına rağmen uyuşturucu bağımlısı olduğu için bedenini satmak zorunda kalan henüz kimliğini oturtamamış naif bir kadındır. Kendisine taktığı isim kadar yaşaması ise an meselesidir.

Verter’in karakteri iyilik ve yardımsever kimliğiyle ön plana çıkmış. Aynı zamanda kadınlara olan ilgisinin azaldığını düşünerek bir bunalım yaşamakta. Kırılgan ve yumuşak yapısı yüzünden olaylara uzak kalmayı kabul etmekle beraber anaç bir tarafı da var. Ne zaman darlanıp sıkılsa bulaşık yıkayan, öğrenci evlerinin aranan adamı olarak karşımıza çıkıyor.

İlk cümlesi nedeniyle defalarca okuduğu “Diriliş” adlı kitabı elinden düşürmeyen Beyaz, Kuzey’in ikizi ama ana rahmi dışında hiçbir ortak yanı yok. İnsani özelliklerinin ağır bastığı, yaşadığı gerçekliğin farkında olan, çemberin içinde olmasına rağmen dışından bakabilen bir karakter…

Baytar ise doğadaki canlıların dış görünüşüne aldanmayan bu nedenle fakültedeyken bir atın kadavralarını parçalayarak içine baktığı için okuldan atılmış vahşi ve “dev” bir karakter. “Dış görünüşe aldanmamak” kavramını sanırım yanlış anladığından devamlı canlıların içine bakılması gerektiğini düşünen hasta ruhlu, psikopat bir karakter.

Yazar aslında Baytar karakterine söylettiği “İnsanların içini açmaya cinayet, doğada yaşayan diğer canlıların içini açmaya ise bilim diyorlar.” Cümlesiyle Baytar karakterine sofistike bir anlam yükleyerek doğadaki tüm canlıların yaşama hakkı olduğuna işaret ediyor.

Görkem Şarkan’ın yönettiği oyunda; Güven Murat Akpınar, Funda Eryiğit, Taner Ölmez, Semih Habiboğulları ve Görkem Şarkan’dan oluşan inançlı ve azimli bir takım oyunculuğu göze çarpıyor. Oyuncu kadrosu sahneye çıktıkları ilk dakikadan itibaren yapaylıktan uzak, yalın, gerçekçi bir anlatımla karakterlerini ete kemiğe bürümeyi başarıyor. Karakter analizleri gayet başarılı ve keskin çizgilere sahip… Rahat, güçlü, cesur ve etkin oyunculukları sayesinde dört bir tarafını saran izleyiciyi rahatsız etmeyi başarıyorlar. Sadece işe çıkan Kelebek’i oyunun sonunda salonu terk eden izleyicinin sokakta görmesini arzulardım.

Sema Öztaş, Kumbaracı50’nin o küçük ama işlevsel sahnesine yerleştirdiği objeler sayesinde oyunculara rahat hareket alanı bıraktığı gibi oyunun anlatım sürecine de büyük ölçüde destek oluyor.

Tüm oyuncuların başarılı bir sınav verdiği oyunda Verter ve Kelebek’in bireysel performanslarına bayıldım. İki oyuncunun da kurdukları kıl payı denge oyun boyunca tek bir saniye bile sekteye uğramıyor. Baytar’ın son sahnedeki bireysel performansı, Verter ile Kelebek’in saat gibi işleyen paslaşmaları ve Kelebek ile Baytar’ın makyajı oyunda öne çıkanlar…

Görkem Şanlı “Çatı” adlı oyunla son dönemlerde moda olan “In Your Face” yöneliminin gelişim sürecine bu anlamda katkı sağlıyor. Serbest Bölge bu alanda gerek metni gerek sahne tasarımıyla başarılı oyunculuklarında desteğini alarak hedefi 12’den vurmayı başarıyor. Kısa bir sürede adından sıkça söz ettirecek ekibin sesini mutlaka duymalısınız. Bu, genç, yeni ve iddialı ekibin farklı konsepti ve getirdiği yeniliklerle sergilediği “Çatı” adlı oyun, hayatın anlamı ve bu anlamsızlıkları üzerine söyleyecek sözleri yeniden ele alarak uç noktaya taşıyor!

(OYUNUN KÜNYESİ):

Çatı

Yazan – Yöneten: Görkem Şarkan

Sahne Tasarım: Sema Öztaş

Oyuncular: Güven Murat Akpınar, Funda Eryiğit, Taner Ölmez, İsmail Semih Habiboğulları, Görkem Şarkan

Yapım: Serbest Bölge Tiyatro Topluluğu 

 
Toplam blog
: 73
: 10115
Kayıt tarihi
: 24.02.07
 
 

Tiyatro eğitimi için 3 bölgede yaklaşık 35'e yakın şehirde bulundum. 1999 yılından itibaren Tiyatro ..