Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '12

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Cöh"

"Cöh"
 

 

Cöh derdi annem...

İçinde cöh olmayanlar yaşamda başarılı olamazlardı ona göre...

Bana kızdığı zaman da “sende de cöh yok” derdi...

“Cöh”ün ne olduğunu bilmezdim o zamanlar ama -şimdi de tam olarak bilmiyorum ya !- önemli bir şey olduğunu hissederdim...

Annemin sözlüğüne göre; hareketli, istekli arzulu, ihtiraslı, egosu yüksek olmak demekti belki de cöh...

Yıllar sonra baktım sözlüklere , bulamadım. Tam umudumu kesmiştim ki;  Türk Dil Kurumu’nun “Derleme Sözlüğü” imdadıma yetişti...

Sözlüğe göre: Çankırı Çerkeş yöresinde; yılmaz, cesur anlamında kullanılıyor... Adana Saimbeyli Kaleboynu’nda “cöflü” olarak söyleniyor ve aynı anlamı taşıyor... Bolu (Mudurnu), Yozgat (Cavrak), Çankırı’da (Çerkeş) “cöh” çalışkan anlamında kullanılıyor... Kastamonu Daday’da güçlü kuvvetli anlamında kullanılıyor... Tüm bunlar aşağı yukarı annemin kullandığı “cöh” anlamıyla örtüşüyordü…

Annem, adı geçen yerlerde bulunmuş ve yaşamış biri değil… Büyük olasılıkla bu söz bizim çevremizde (Kayseri- Pınarbaşı İlçesinin iç Toroslar bölümü) de kullanılıyordu, süreç içinde bu sözcük, diğer sözcükler gibi yok oldu, belki de çok az kişinin kullanımında kaldı, bunlardan biri de annem olmalıydı… Okuryazar olmayan annemin nerden nasıl öğrendiğini pek çözemediğim, kendine has sözcükleri ve çok önemli söz grupları beni ve kardeşlerimi hep etkilemiştir...

Yine bir gün, daha okula başlamamıştım, annemle birlikte yakın bir köye gitmemiz gerekiyordu… Yolumuz, köyümüzün mezarlığından geçiyordu… Mezarlıklardan çok korktuğum için annemin elinden sıkı sıkıya tutmuştum… Annem mezarlığa döndü ve bir şeyler mırıldandı… Çocuk saflığımla:

“Anne ne söyledin mezardakilere” dedim. Annem yüzüme dikkatlice baktı ve biraz düşündükten sonra:

“Ben onlara: Yerinmeyin yerinmeyin biz de döneceğiz size dedim” dedi… O günden beri bu söz kalıbı hep belleğimde kaldı.  Ben de mezarlıklardan geçerken annemin bu sözlerini hep tekrarladım…

Bu söz kalıbı beni çok etkiledi… Çevremizde bu sözün varlığını araştırmaya çalıştım ama önemli bir sonuca ulaşamadım… Annem, o an için benim anlayabilmem için bu sözü söylemiş olamazdı… Bu söz her yönüyle bir felsefi kavramdı… Bu sözün açılımını belki şu şekilde yapabiliriz: Öldük diye üzülmeyin, biz de sizin gibi öleceğiz” Bu sözde, öbür dünya inancının olmadığını düşünüyorum ama bu düşüncem de, annemin bu sözü ölülerle konuşur gibi söylemiş olmasıyla çürüyor… Asıl temel noktanın, ölenlerin, ölümlerinden dolayı üzüldükleri anlayışıdır… Bu da; dünya yaşamının daha kıymetli olduğunun da bir göstergesi oluyor… Bu söz dinsel anlayışlarla da örtüşmüyor…Mezarlardan geçilirken genelde Fatiha okunur... Annem belki de benim Fatiha duasından birşey anlamayacağım için bu söz kalıbını söylemişti... Annemin Fatiha bilip bilmediğini de hep merak ederim… Gizem bozulur diye ona bunu sormayı da hiç düşünmüyorum… Okur- yazar olmayan annemin çok güçlü bir hayal dünyasının  olduğunu hep düşünmüşümdür…Daha köylerde radyonun televizyonun olmadığı dönemlerde çocukluğumuzda bize anlattığı masalların benzerlerini daha sonraları kitaplarda okuduğumu itiraf etmek istiyorum…Doksan yaşına merdiven dayayan annemin ellerinden özlemle öpüyorum…

“Cöh” derdi annem…

Keşke, o dediğinden bende biraz olsaydı…

 

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..