“Çözüm hedefiyle masadayız”

Başbakan Ferdi Sabit Soyer, Kıbrıs Türk tarafının 2008 yılı sonuna kadar çözüme ulaşma hedefiyle görüşme masasına oturacağını ifade etti. Başbakan Soyer, “Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat’ın ortaya koyacağı etkinliklerle, BM’nin sunduğu tüm planları ve çözüm önerilerini ortaya koyup tartışacağız ve 2008 yılı sonuna kadar çözüme ulaşma hedefiyle masaya oturacağız” dedi.

LAÜ’nün, Türkiye ile KKTC arasındaki yanlış algılamaları ortadan kaldırmak, iki ülke arasındaki doğru iletişimi sağlamak amacıyla düzenlediği “Kıbrıs’ı Anlamak” konulu sempozyum dün sabah İstanbul Nippon Otel’de başladı.
Başbakan Ferdi Sabit Soyer sempozyumun açılışında bir konuşma yaptı.
“Kıbrıs’ta çözüm her şeyden evvel gerekli”
Kıbrıs’ta bir çözümün her şeyden evvel gerekli olduğunu vurgulayan Başbakan Soyer, karşılıklı kabul edilebilir bir çözümü zorlamanın, Türkiye ve Yunanistan’ın uluslararası ilişkiler doğrultusunda ilerlemelerine kapı açacağını kaydetti.
Özellikle Türkiye kamuoyunda Kıbrıs’ta çözüm olması durumunda “Kıbrıs’taki Türklerin mahvolacağı ve adanın Helenleşeceği” kanaati bulunduğunu belirten Soyer, çözümsüzlüğün AB’yi hedefleyen Türkiye ile Kıbrıs Türkü’nü uluslararası ilişkilerin dışında bırakacağını, esas korkunun bu olması gerektiğini söyledi
Uluslararası arenada etkili olmanın yolunun çözümden geçtiğini vurgulayan Soyer, BM parametrelerinde gerçekleşecek çözümün ardından Kıbrıs Türklerinin ortaklık cumhuriyetinde gasp edilen haklarını yeniden elde ederek uluslararası platformda etkin aktör olacağını, bu sonucun Türkiye’nin AB hedefinde sağlıklı yol yürümesinin ana unsurlarından biri olduğunu belirtti.
Soyer Kıbrıs’ta bir çözümün Türkiye, Yunanistan, Kıbrıslı Türk ve Rumların ortak çıkarına olduğunu kaydetti.
Kıbrıs’taki iki halkın algılamalarının, bakış açılarının farklı olduğuna dikkat çeken Soyer, aynı coğrafyayı paylaşmadan hareketle Rumların ve Türklerin ön yargılardan uzaklaşarak, evrensel değerleri ön plana çıkararak çözüme ulaşabileceklerini belirtti.
Başbakan Soyer, Rum tarafındaki başkanlık seçimlerinin sonuçlarının önemine işaret ederek, seçimler sonucunda çözüm sürecine sırtını dönen, toplumlararası görüşmeleri reddeden, süreci soğutmaya çalışan Papadopulos döneminin sona ererek, yeni bir dönem başladığını vurguladı.
“Herşeyi çözüm sonrasına havale edemeyiz”
Kıbrıs Türkü’nün her şeyi çözüm sonrasına havale ederek bekleyemeyeceğini söyleyen Soyer, Türkiye ve KKTC girişim güçleri, medyaları ve iş dünyası arasında yeni ilişkilerin geliştirilerek iki ülke arasındaki ilişkinin “ver-al” sürecinden başka bir sürece taşınması gerektiğinin altını çizdi.
Kıbrıs’ı ilk önce Kıbrıs’ta Rumlar ve Türklerin anlaması gerektiğini söyleyen Soyer, Kıbrıs’ı anlamanın Türkiye ve Yunanistan’ı anlamak anlamına geldiğini belirtti.
“Büyükuslu:”Bizi lütfen doğru algılayın”
LAÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu da açılışta yaptığı konuşmada, Türkiye ve KKTC arasında doğru algılama ve doğru iletişimi sağlamak amacıyla sempozyumu düzenlediklerini ifade etti.
Türkiye’den bakıldığında KKTC’nin farklı algılandığını dile getiren Büyükuslu, “Sempozyumda özellikle KKTC’nin entelektüel kesiminden Kıbrıs’ı dinleyerek doğru iletişimi sağlamayı istedik” dedi.
Rektör olarak Türkiye’de “diplomalarınız tanınıyor mu?” gibi tuhaf sorularla karşılaştığını söyleyen Büyükuslu, “Başka ülkeler kendini bir anlatıyorsa bizim 15 anlatmamız lazım” dedi. KKTC’nin Yavruvatan konsepti ötesinde bir ilgiyi hak ettiğini ifade eden Büyükuslu “Lütfen bizi doğru algılayın” şeklinde konuştu.
Sempozyum
Başbakan Ferdi Sabit Soyer ile LAÜ Rektörü Prof. Dr. Ali Rıza Büyükuslu’nun açılış konuşmalarının ardından oturumlara geçildi.
Cumhurbaşkanı Talat mesaj gönderdi
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, sempozyuma gönderdiği mesajında, Kıbrıs Türkü’nün sesinin yurt dışında duyurulması çabaları nedeniyle katılımcıları kutladı.
Organizasyonun KKTC’deki üniversitelerden biri olan LAÜ tarafından düzenlendiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Talat, sempozyumun akademik düzeyde ele alınmasının sevindirici olduğunu ifade etti.
Talat, sempozyumun ismine atıfta bulunarak, Kıbrıs’ı anlamanın Kıbrıs Türkü’nün referandumdaki ‘evet’ yanıtını hatırlamaktan geçtiğini vurgulayarak, “Sorunun değil, çözümün bir parçası olma tutumumuzu sürdüreceğiz” ifadelerini kullandı.