Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '22

 
Kategori
Spor
 

"Daha 17, 17, 17 yaşındaymış!"

Trabzonspor’un son 6 karşılaşmada 1 galbiyet, 1 yenilgi ve 4 beraberlik aldığı lig yarışında Fenerbahçe’nin sıkı takibi 1 beraberlik 5 galibiyetle devam ediyor. Sonunda sonuç ne olursa olsun şu an içine girdiği hava Fenerbahçe’nin önümüzdeki sezonki hazırlık sürecini, oraya buradan aktarılacak oyuncuların sayısını oldukça etkileyecektir.

Bu önemlidir; çünkü geride bıraktığımız sezonlarda sıralamada yeri nerede olursa olsun oynadığı futbol taraftarını mutlu etmediği, umut vermediğinden kadro kalitesi ve yeterliliğini sorgulatıyor, her şeye yeniden ve sıfırdan başlama refleksini tetikliyordu.

Oysa o kalitesizlik ve yetersizliğin içinde yer alan Ferdi ve Zajc gibi futbolcular neredeyse takımın değişmezleri arasına isimlerini yazdırdılar.

Bunların arasına 17 yaşında bir delikanlı olarak giren Arda Güler şimdiden gelecek sezona damga vuracak sinyaller vererek İsmail Kartal’a da 90 dakika oynayabileceğinin mesajını gönderiyor.

Gerçekten Arda oyuna girdikten sonra orta alanda yaptığı hareketler, pas yönü, ön alanda rakibe uyguladığı baskı 17 yaşında bir oyuncuyu düşündüğümüzde ve hem ülke hem de Fenerbahçe standartları göz önünde bulundurulduğunda inanılması güç bir hayal gibi yaşanıyor.

Penaltı pozisyonunun oluşumuna sebebiyet veren Rossi’ye attığı kaleye paralel pasın kalitesi futbolcunun kumaşının değerini bize sergiliyor.

Penaltı pozisyonunda başta müdahaleye uğrayan Rossi ile birlikte diğer oyuncular tepkisiz, itirazsız oyuna devam ederken VAR’ın devreye girmesi ve hakemi izlemeye davet etmesi de 8 Mart’tan beri yaşanan hakem skandalı sürecine çok önemli bir not olarak düşülüyordu.

Sezon boyunca çok daha net pozisyonlara seyirci olmakla yetinen VAR’ın bu sefer Fenerbahçe lehine bir kararda, Fenerbahçelilerin beklentisiz devam ettiği bir sırada devreye girmesi üzerine düşünülmesi gereken bir vaka oldu.

“Hayırdır inşallah” dedirtti.

Fenerbahçe golü çok erken buldu; Zajc’ın pozisyon başlangıcında 30 cm ile ofsayta takılan golü nizami olsa belki daha büyük bir farka gidecek süreci de tetikleyecekti. Hem golün hazırlanışı hem de Zajc’ın vuruşu çok güzeldi ancak olmadı.

Buradan sonra da oyun dengelendi ve devrenin son 10 dakikasında kaleci Altay’ı “ne oluyor ya?” diye isyana götüren bir Göztepe baskısı oldu.

Bu bölümde bir gol yese ikinci yarı Fenerbahçe için çok zor olur, Sivasspor maçının bir benzeri tekrarlanabilirdi.

Göztepe çok sert oynadı. Geçen hafta derbideki faul sayılarını mercek altına almıştık; bu maçta da Göztepe’nin 7’ye karşı 17 yaptığı faul vardı. Oyunun bu kadar faullerle durması maçın akışkanlığını da bozdu diyebiliriz.

Pelkas’ın 31. Dakikada sakatlanmasıyla oyun dışına çıkması, yerine Attila’nın girmesi İsmail Kartal’ın ilginç bir tercihi olarak kayıtlara geçti.

İsmail Hoca Ferdi’yi ileri atıp, bu oyuncunun hücum özelliklerinden yararlanmak istemiş olabilir ancak futbolda her zaman denklemin sabitleriyle değişkenleri matematikteki kadar kesin çözüm kümeleri oluşturmuyor.

Pelkas çıktıktan sonra oraya tam da Arda’yı koyabileceği bir pozisyon açılmıştı.

Ancak Arda’nın girmesi için Serdar Aziz’in sakatlandığı dakikayı beklemek gerekti. 68. Dakikaya kadar Fenerbahçe’nin üretken olduğunu söyleyebilmek pek kolay değil.

Top yine Fenerbahçe’de kaldı, pas çevirdi, aksiyon geliştirmeyi denedi ancak skora etki edecek seviyelerde olamadı.

Arda’nın girişiyle birlikte hem oyun değişti hem de skor.

İsmail Kartal’ın Rossi ile oynama arzusuna bir teknik adamın oyun kurma ısrarı olarak saygı duymakla birlikte gerçekten aranan oyuncu o mudur sorusunu karşılaşmanın her dakikasında kendime sordum durdum.

Kulübün de hafta arasında Uruguaylı oyuncu ile 3 yıllık sözleşme imzalandığını açıklamasına fazlasıyla şaşırdığımı burada belirtmeliyim.

Dün Altay’ın koruduğu kaleye fazla şut geldi. Çıkardıkları kalecinin maçın sonucuna direkt katkı sağladığı pozisyonlardı.

Göztepe için birkaç kelam etmek gerekiyor.

Hem bir İzmir takımı olması hem sahiplik müessesesini temsil etmesi hem de güçlü bir taraftar desteği ile oynamasına rağmen Süper Lige veda etmeye hazırlanmasını Göztepe’ye hiç yakıştıramadığımı belirtmek istiyorum.

Bu net bir şekilde potansiyelin kullanılamaması anlamına geliyor ve mutlak surette de sorgulanması gerekiyor.

Göztepe neden başarısız oldu ve lige tutunamadı?

Beraberinde Altay’ın da gideceği hesaba katılır, Karşıyaka’nın uzun yıllardır buralara çıkmaya nefesinin bile yetmediği düşünülürse futbolun İzmir’de bu nedenli başarısız olduğu gerçeğini ülkemizin genel futbol bilgisi ve anlayışının içinde birlikte değerlendirmek gerekiyor sanırım.

5 hafta kaldı.

Her ne kadar 1 maçlık mesafede dursa da Trabzonspor’un Mart ayında şampiyonluğunu ilan edeceği sanılırken görünen Nisan ayında bile işin o kadar kolay olmayacağını işaret ediyor.

Herkesin buralardan çıkaracağı dersler olmalı.

 
Toplam blog
: 2033
: 1268
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

"Keyif verici bir yalnızlık" olarak gördüğüm yazma serüvenimin en önemli merkezlerinden bir tanes..