Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

"Değerli yalnızlık"

Bazen ille de konunun ehli olmaya gerek yoktur; konu o kadar açık-seçik ortadadır ki aklı-selim herkes kolayca fikir üretir, fikir birliğine varabilir. 

Türkiye Cumhuriyeti'nin son yıllardaki dış ilişkileri güzel bir örnektir. (Aslında iç ilişkileri de aynı durumdadır ama onu şimdi karıştırmayalım!)

Bir apartmanda oturup da tüm diğer dairedekilerle küs olma durumundadır; herkes kötü de, bir tek "O daire"de yaşayan mı iyi diye soruldu; el-cevap "Değerli Yalnızlık" oldu!

Nasıl bir değerli yalnızlıksa; teröristler vatandaşlarımızı kaçırıyorlar ve biz başka bir terör grubundan medet umuyoruz!

Her iki terörist grubunun da bizlerden istedikleri var ki "Ne hakla?" diye soramıyoruz ve hala ellerinde bulunan vatandaşlarımızı kurtaramıyoruz!

Bu arada başbakanımız "Toplu Açılış Törenleri"nde boy gösterirken açıklamalar yapıyor! (Açıklamanın anlamını bilmeyenler "Hüloggg" diyor!..

******

İşin ehli olmaya hiç gerek yok: Dışişleri yanlış politikalar üretti, bu gerçek!

Neden yanlış politikalar üretti diye sorgularken "Dışişlerinden sorumlu bakan" mı diye öncelikle sormamız gereken bir soruyken, hiçbir bakanın kendi başına inisiyatifinin olmadığı "Güya demokratik", ileri demokrasinin var olduğu(!) bir ülkeden söz ediyoruz ki "Başbakan" ne derse olur diye kısaca özetleyebiliriz bu durumu!...

******

Başbakan kendini alkışlmayan herkese küsüyor; gözünün üstünde kaş var diyeni düşman belliyor, köpürüyor!

Köpürmekle de kalmıyor, diş biliyor...

Diş bilemekle de kalmıyor, hınçlanıyor! Hınçlanmakla da kalmıyor, takıyor! Taktıklarının da cezasını vermek istiyor!...

Hal böyle olunca, hangi bakan, hangi milletvekili sorumlu olduğu işi yapabiliyor?

Tek dertleri var: Başbakanı kızdırmamak!

Kızdırmadıktan sonraki basamak: Yüzünü güldürüp, mutlu etmek!

******

Bu arada vatandaş zarar mı görür, ülke prestij mi kaybeder; düşmanların ekmeklerine yağ-bal mı sürülür?

******

"Değerli yalnızlık" diye şık bir ifade buldular; aklı-selim hiç kimse inanmadı ama üzerlerine kefen giyenler ortalığa döküldüler! 

Gerçi "Gezi" karşıtı olarak döküldüler ama "Senin için ölürüz!" demeye getirdiler!

Bu arada da "Ya Allah" nidaları attılar; diğer grubu Müslüman olmamakla suçladılar...

******

Müslümanlar müslümanlara karşı çarpışırlarken bizim müslüman vatandaşlar ellerinde rehin! Ve yine müslüman olan başka bir gruptan yardım talep ediyoruz ki aslında her birinin adı terörist listesinin en baş sıralarında!...

******

Biz vatandaşlar hali-hazırda çözüm üretmeye çalışalım, ne fayda?

Biz dinlenmiyoruz; ancak telefonlarımız dinlenir!

Birileri birşeyler yapıyor; soruşturulduğunda güzel isimler bulunuyor, değerli yalnızlık, büyüyen Türkiye'ye karşı kıskançlık. Faiz lobilerinin düşmanlığı, okyanus ötesindeki şahsın oyunları...

Arkadaş, bunca kişi arasından seçilmişsin, bunca para alıyorsun bir bakan olarak bir sorunu önceden bil de herkes sana güvensin, alkışlasın! 

Enerji Bakanımız "Kedidir" diyor; vallaha yüz kişiye sorsanız üç kişi ancak aynı cevabı verir, üstelik yüz kişinin hiçbiri de üniversite mezunu değildir!

******

Sonuç itibariyle pek istenilen savaşa girer miyiz, inanın, bilmiyorum.

Tek kuruş parası olmadan siyasete girip de muazzam birikim yapan başbakanımızın işine hangi türlüsü gelir, kestiremiyor insan!

******

Beni bile paronayak duruma getirdi bu hükümet ya; sonuçlarına da katlanacak!

Acaba, bile-isteye mi boşaltılmadı ve bile-isteye mi rehineler için bilmem ne kadar para ödenecek? O paralardan komisyon alacak olanlar mı var?

Zaten amaç yaşadığımız vatan için çizilmiş haritaların gerçekleşmesi için birer basamakken bu basamaklara zemin hazırlayanların dudaklarımızı uçuklatan maddi yeterlilikleri zaten tek başına bile örülen çorapların göstergesi değil mi?

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..