Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '09

 
Kategori
Güncel
 

"Dış Türkler Bakanlığı"

"Dış Türkler Bakanlığı"
 

Türkiye, sömürgecilik-dışı imparatorlukların varisi, anti-emperyalist savaşla Cumhuriyet’ini kurmuş, halkı, müslümanlığı yaşayışıyla laikliği bağdaştırmış, coğrafyasında belki de tek demokratik ve laik ülkedir.

Bunun değerini bazılarımız bilmezden gelse de, Lozan’dan bu yana üzerimizde “kapanmamış hesapları” olanlar önemini çok iyi bilir.

Petrol, doğalgaz başta enerji ve ticari kotalar anlamında Dünya’ya “Yeni Düzen” verilmek istenilen bir havzadayız. Türkiye’nin bu havzada yaşayan yönetimlere ve halklara "örnek olması", üzerine yapay saltanatlar bindirilen Ortadoğu ve kimi uzak Asya devletlerinin paylaşım savaşına açılarak; dünyaya terör, karmaşa, uyuşturucu “ihraç edilen” kavşak noktaları olarak suçlanmasından daha akılcıdır.

Bu gerçek ise göz ardı edilir… Çünkü Batı’da yeni-muhafazakarlık, “ırkçılığa” yalpa vuran iktidarları üretmektedir. Bu da çağımızın demokratik iklimine karşın baskın karakterdir.

Buna karşılık Türkiye, “Yurtta Barış, Dünya’da Barış” diyen kültürü, “Yaratılanı Yaratandan ötürü seven” geleneğin, ne Selçuklu ve Osmanlı’nın ve ne de bu topraklardaki uygarlıkları yansıtan Cumhuriyet’in, devlet faşizmine yönelmemiş tarihi ve Anadolu insanının barışçıl ve insancıl doğasıyla, bölgesine de Dünya’ya da örnek olabilecek birikime sahiptir.

Bugünlerde o çok eleştirilen Cumhuriyet sayesindedir ki, köylerin imecesi kentlerin operasına yansımış, kalkınmanın bütünselliği içine kültürel renkleri de eklenmiş ve özgür kadınları iş yaşamına katılabilmiştir. Sadece bu kazanımlar bile gıpta edilmeye değer... “Barış, demokrasi, insan haklarına saygı” söylemini biz vaaz etmediysek de alt yapısını kuranlardanız.

O arada Türkiye, Misakı Milli sınırlarının dışında, soydaş, akraba topluluklarıyla da bağı olan ve önemli sayıda gurbetçisi Avrupa Birliği sınırları içinde çalışan bir ülkedir. O nedenle de dış ilişkilerini bu anlamda da yürütmek durumundadır. Batı Trakya Türkleri, Irak’ta Türkmenler, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Uygur Özerk Bölgesi toplumu ve en başta da KKTC, Türkiye’nin Parti siyasetiyle de değişmemesi gereken çizgileri bulunan dış siyasa olgularıdır.

Asla başka bir devletin iç işine karışmadan, toprak bütünlüğüne saygılı bir biçimde sürdürmekte olduğumuz çabaların planlı, programlı bir şekilde ve daha etkin olarak sürdürülebilmesi için belki bir Dış Türkler Bakanlığı kurulması önerilebilir. Bu doğrultuda öneriler sanırım geçmişte de yapılmıştır. Ancak eğer bakanlık şeklinde bir yapılanma mümkün değilse de, bu konudaki kamusal ve kamu dışındaki akademik ve demokratik araştırma kurumlarının çabalarının koordinasyon kıvamı artırılmak gerekir.

Bizim literatürümüzde “Türk” kavramı ırksal, soy-bilimsel kökenlere indirgenen değil tam tersine, tarihi, kültürel ve sosyal olarak paylaşılan demokratik bir aidiyet duygusunda değişik kökenden gelen toplulukları önce toplum yapan ve sonrası ve sırasında da bir Ulus olmaya taşıyan tanımlamadır.

Devletin kuruluş dinamikleri ile varlığı sürdürmenin dayanakları arasında uyuma, gönül birliğine karşılık gelen bir addır. Bizi bölmeyen, birleştirmesi gereken bir tanımlamanın başkasını bölmek için düşünülmesi düşünülemez.

Kaldı ki, kendi devletlerinin gelenekleri olan akraba toplulukları ile sınırları içinde yaşadıkları devletlerde iyi kötü vatandaşlık hakları olan, parlamentolarına seçilen soydaşlarımızın ve KKTC devletini kuran kardeşlerimizin bizden bekledikleri, devlet ve Dışişleri geleneğimize yaraşır şekilde, kendileriyle daha yoğun ekonomik, bilimsel, sosyal, kültürel ilişkileri geliştirmemizdir düşüncesindeyim. Bu mevcut haliyle de gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Ancak konu daha yoğun bir uzmanlık çalışmasına karşılık gelmektedir.

Giderek küçülen dünyamızda önemi ve değeri artan dış ilişkilerin gerektirdiği yeni açılımların tek elden planlanabilmesi ve elbette Dışişleri Bakanlığımız başta olmak üzere ilgili devlet kurumlarıyla eşgüdüm içinde yürütülmesi yararlı sonuçlar sağlayabilir. Çok saygı duyduğum ve daim asli önemini koruyacak olan Dışişleri birikimimiz bu konunun gelişmesine ve değerlendirilmesine en büyük katkıları sağlayabilir.

Türkiye bölge ve Dünya barışına da daha çok katkı yapmaya devam edebilir ve eminim ki etmeye devam edecektir.

Bu önerimi, yaşama insancıl sol pencereden bakan bir yurttaş olarak yapmaktayım.

Günümüzde kendisini düşünüş olarak sağda tanımlayanlar nasıl ki, “serbest dolaşımdan eşit işe eşit ücrete, gelişmekte olan ülkelerin dayanışmasından sosyal adalet içinde kalkınmaya” dek, klasik olarak sol söylemlere de hak veriyorlarsa, <ı>insancıl solcuların da barışa ve hakkaniyete dayalı dengeli dış ilişkiler anlayışı temelinde yeni gelişen küresel dinamiklere uygun önerilerini geliştirme hakkı olsa gerekir.

“Düşünenler, doğruda buluşabilir”

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..