“Dua” ile iktidar olmuşlar…

“Milletini seven çalışkan insanlar AK Parti’yi kurdu ve milletin duasıyla iktidara geldik. Bir başkasının topuyla tüfeğiyle tankıyla bizi götüremiyorlar. Bu iş böyle… Allah bir şeyi takdir etti mi bunu önleyemezsin. Partimiz bugün hizmetten hizmete koşuyor. Sadece seçim müziğimiz seçimde bize 5 puan getirdi. “

Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç, yukarıdaki sözleri, sanırım Manisa’da katıldığı partisinin toplantısında söylemiş.

Siyaset böyle bir şey, “Dilin kemiği yok” misali…

Buldun mu karşında bir topluluk, bir de o topluluk senin “Taraftarın” ise desteksiz atabilirsin, nasıl olsa inanırlar ve dinlerler.

Hele konuşan bir de Bülent Arınç olursa, değme keyfine…

Dokunaklı, duygusal, bazen de gözyaşı katışığı konuşmaları etkilidir.

Arada bir, demokratlığını ve korkusuzluğunu ortaya koymak için eser…

Yukarıdaki konuşma da bunlardan biri…

Diğer partilerde de olduğu gibi, muhtemeldir ki AKP de “Milletini sevenler” tarafından kurulmuştur. Yine diğer partilerde de olduğu gibi, muhtemeldir ki AKP de “Çalışkan insanlar” tarafından kurulmuştur.

Ancak milletin hangisinin “Duaları” ile iktidara gelmiştir, orası belli değil.

Örneğin, ben hiç de dua etmedim AKP iktidara gelsin diye.

İlk “İktidar” oy oranınız % 34,28… Sizin deyişinizle milletin %34,28 kadarı dua etmiş yani… Diğer partilerin duacılarının da seçim barajına takılan partileri meclise girememiş, AKP aldığı “Azınlık” oyları ile “Çoğunluk” saylayarak iktidar olmuştu hatırlarsanız…

Bugüne kadarki seçimlerde de böyle oldu.

Duacınızın sayısı arttı mı?

Arttı elbette. Baktılar ki “Taraf olmayan” bertaraf oluyor, gittikçe eriyip gidiyor, kendilerine doğru, AKP’ye dua ettiler.

Bunların hepsine “eyvallah” diyorum, seçimin cilveleri…

Hani Başbakan zaman zaman bazıları için “İki koyunu verseler güdemezler” diyor ya, hani kendilerinin “Koyun güdebildiklerini” böylece söylüyor ya…

Ne diyelim? Ha… Bu arada, BDP için koyun sayısını 10 olarak belirledi.

Dediğim gibi, bunları hepsi olağan şeyler. Konuşmasının içinde bir cümle var ki, bugüne kadar amaçlarının ne olduğunu ortaya koymak açısından çok önemli…

“Bir başkasının topuyla, tüfeğiyle, tankıyla bizi götüremiyorlar…”

İktidarınızdan önce de, iktidarınız sırasında da hep “Yargı” ve “Türk Silahlı Kuvvetleri” ile oynadınız. Her iki kurumu da itibarsızlaştırmak için elinizden geleni yaptınız. Her iki kurum da “Demokrasi” millerin selameti için sabır gösterdi…

Ama siz bu arada ne yaptınız…

Topsuz, tüfeksiz, tanksız, ama “Duacılarınızı” bir şekilde artırarak “Karşı darbe” yaptınız…

Duacılarınız, bir başka tanımlama ile “Tebaa”larınız bunun farkında olmayabilirler, “Tebaa” kalmak isteyebilirler. Ne var ki biz “Vatandaş” olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz…

Siz de bizim “Vatandaşlığımızı” hiçbir zaman “Tebaa”lığa çeviremeyeceksiniz…

Çünkü biz asla kendimizi “Güdülen koyun” yerine koymayacağız…

Siz amacınız olan “Menzilinize” varacak mısınız?

Duacılarınız arttıkça adım adım yaklaşacaksınız elbette. Ama biz o duacıların saflarına hiçbir zaman girmeyeceğiz.

12 OCAK 2012
İBRAHİM PEKBAY