Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ağustos '13

 
Kategori
İlişkiler
 

"Düğünlere" üfleyen kadınlar

"Düğünlere" üfleyen kadınlar
 

Erişkin dişi insan, hatun,zen. Analık ya da ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan kişi.


....Bir kadının kadınlığını yok sayması, örtmesi, saklaması,nikahlı kocasının istediği dozda,sırada ve yerde yaşaması dışında tamamen unutması onu değerli kılan tek formüldür. Dünya düzeninin temelini 5000 yıl önce cinsel güçleri nedeniyle korkutucu buldukları özellikle genç kadınların kendi hayatlarını kendi istedikleri gibi yaşamasına engel olabilmek için kanunlar ve inanç sistemleri oluşturup bunlar üzerine kuranların zorbalıkları sonunda öyle başarılı olmuştur ki,kadınlar bile bu düzenin milyonlarca yıldır hep böyle olduğuna inanmıştır. İşin tuhafı, 21. yy'da Türkiye dahil birçok ülkede hala bu sahte 'tabiat kanunu'nun devam edebilmesi ve bu konuda konuşanlara duyulan güçlü öfkenin anlaşılmamasıdır (Su, Buket Uzuner). 
 
Dünyada toplam nüfusun yüzde 49.7’sini kadınlar oluşturuyor ve ne yazık ki bu sayının hemen hemen hepsi kadın olmanın gerçekte ne anlama geldiğinden bihaber. Dünya genelinde kadın olmak bizlere hep iyi bir eş olmak,çocuk doğurmak, yemek yapmak ve bir evden kendimize kocaman bir dünya yaratmak olarak empoze edildi. Bir erkeğe ait olmadan asla tek başına bir kadın olarak varolunamayacağı beynimize kazındı. Kadınlar okutulmadı, evden dışarı çıkartılmadı, oyun oynamalarına bile izin verilmedi. Dünya sistemi hep kadını ezmek ve yok etmek üzerine kuruldu. Peki ama niye? Hiç düşündünüz mü? Kadınların çoğu buna sessiz kaldı, hatta bir çoğu bundan gurur duydu ve duyuyor. Erkek herşeyi bilir, herşeyi yaşar, herşeyin efendisidir diyerek böbürlendiler.
 
Elinin hamuruyla herşeye karışma! gibi bir cümle neden doğsun ki yoksa! Kadının saçı bile bir suç unsuru sayıldı. Biz kadınlara hep kapanmak, örtünmek öğretildi ve yazık ki birçoğumuz bunu moda sandı.
 
Aslında kadın olmak bir cinsiyet ayrımından öte daha farklı bir kavram. Kadın olmak bir asalet aslında... Kadın olmak; üretmek, doyurmak, cana can katmak, çalışmak demek. Kadın olmak aslında başlı başına bir güç. Ve her güç beraberinde sorumluluğu da getirir. Kadın olmak en büyük sorumluluk!
 
...Belki erkek cinsi böyle tatlıcık, kavrayamayacağımız bir ülkenin fethi peşindeyiz. O topraklarla ne yapacağımıza karar vermeden heves ediyoruz. Bir kadının teni yetmiyor,kalbi yetmiyor, ruhunun teslim olduğu anı görmeden rahat edemiyoruz (Muhammed'in Amira'ya Beşinci Mektubu) (Düğümlere Üfleyen Kadınlar, Ece Temelkuran)
 
Öyle düşünüyorum ki erkekler (büyük bir çoğunluğu) içlerinde büyük bir ego balonuyla doğuyorlar. Belki de adem elması dediğimiz şey bu ego balonu olsa gerek. Öyle ki sadece erkek oldukları için bütün dünyaya sahip olabileceklerini düşünenleri, dünyanın onların etrafında döndüğünü zannedenleri çoğunlukta. Kimileri kadın olmanın ne olduğunu iyi kavramış, kimilerine göre ise kadının saçının teli bile bir günah unsuru. Kadın sadece nerede ve nasıl durması gerektiğini ve ne işe yaradığını asla unutmaması gereken bir eşya.
 
Ama biz kadınlar istersek eğer... diyemeyeceğim malesef. Çünkü hemcinsim adına çok umutsuzum özellikle bu günlerde. Kadın kadının kurdu çoğu zaman. Mesela evli bir adamla ilişkisi olan kadın suçlu ama evli olan adam hep ayartılmış,kandırılmış masum insan. Yazık ki hemcinsim olmasından utandığım pek çok kadın var  ve sanırım bu hiç değişmeyecek. Evli olmayı bir varoluş nedeni olarak görmeyi bir bırakabilseler belki çok şey değişecek dünyada. Evli olmayı bir zorunluluk olmaktan çıkarıp sadece iki insanın birlikte yaşamak istemeleri olarak özetleyebilsek ne iyi olurdu! 
 
Kadın zekiyse asi;  feministse çirkindir. Dünya düzeni pardon erkek düzeni böyle! Günümüzde kadınlara "kadın" olmayı anlatabilecek bir mucizeye ihtiyaç var. Evliliklerin,erkek saçmalıklarının içine gömülmekten kurtulmuş kadınlara ihtiyaç var. Neyse ki hala Ece gibi Buket gibi düğünlere üfleyip bu düzeni yerle bir edebilen birkaç kadın var. 
 
 
Toplam blog
: 38
: 1616
Kayıt tarihi
: 16.12.08
 
 

Deniz tutkunu, anne, evlat, sanat düşkünü, doğaya aşık, var olmanın anlamının peşinde bir insanoğ..