Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '08

 
Kategori
Kitap
 

"Edebiyatla örülmüş aşk mektupları"

"Edebiyatla örülmüş aşk mektupları"
 

Oğuz Tümbaş

Canımın içi, gülüm, bir tanem, biricik sevdam, canım, güzelim, kızıl kalpli sevdiğim benim, bebeğim… Bunlar benim sevgilime yazdığım mektupların başında kullandığım tanımlar değil. Böylesi güzel sözleri içeren mektupları yazmayalı nice uzun yıllar oldu. Gençlik yıllarımda şiirle örülmüş, duygusal, kendine özgü anlatımı, sözü olan mektuplarımı da özlemiyor değilim. O zamanlar cep telefonları, bilgisayarlar yok. İletişim teknolojisi böylesine gelişmiş değil. Manyetolu telefonlarla bir yerden bir yere ses iletmek işkence. Varsa yoksa mektuplar. Kaç günde giderse elbette. Sonra gelecek mektupların yolunu, gözle, postacının yolunu kes…Merak, heyecan, umut, serüven… Kimi zaman düş kırıklığı...Şimdi öyle mi ya? Bir tık’la dünya elinin altında. Ses, görüntü hazır. Sevgili yanı başında. Aşk algılanması, kavramı değişim içinde sanki. Ne dersiniz?

Aslında niyetim aşk mektupları üzerine deneme yazmak, bilgiçlik taslamak değil. Yukarda sözünü ettiğim başlıkları mektuplarına taşıyan; ama okundukça bir edebi metinle karşılaştığınızı anlayacağınız bir kitabın içinden seçilmiş sözcükler… Kitabın adı EDEBİYATLA ÖRÜLMÜŞ AŞK MEKTUPLARI… İzmir’de yayın dünyasına şiir, deneme, öykü, roman, anı, anlatı türünde yüzlerce kitap sunan Etki Yayınları’ndan çıkan bir kitap…

Nicedir kitaplığımın raflarında bakar durur bana. Arada karıştırırım sayfalarını. Sonra başka kitaplara dokunur ellerim. Bu kez daha kararlı biçimde okumaya başladım.Okudukça sardı beni, okudukça çarptı.

Mehmet İnanç Turan’ı tanımam. Bir çok kitabını gördüm. İnsan Olması Engellenmiş İnsan, Yıkıntının Tarihi ve Teorisi, Nazım'ı Nazımca Anlamak, Shakespeare ile Tarihe Yolculuk ve Shaskespeareİle Tanışmak İster misiniz? adlı kitapları sağ olsun Etki Yayınları’nın sorumlusu Adem Kargı ulaştırmıştı bana. Ne de olsa Etki Yayınları benim de yabancım değildi. İkinci şiir kitabım Bellek Pazarı Etki Yayınları arasında görücüye çıkmıştı.

Mehmet İnanç Turan'ın Edebiyatla Örülmüş Aşk Mektupları, sade ve kısa anlatımla bir sevgiliye yazılan aşk mektuplarını içeriyor. Ancak yazar İnanç Turan, romantik, söz oyunları, cambazlıkları yaparak yazmamış bu aşk mektuplarını. Adından da anlaşılacağı gibi edebiyatla örmüş yazdıklarını. Dünyaca ünlü çeşitli yazarlara ait tanınmış yapıtları da inceliyor, karşılaştırma yapıyor, insan kişiliği ve sevgi konularına değiniyor. Kitabın sayfalarını karıştırırken, Turgenyev'den Tolstoy'a, Dostoyevski'den Gogol'a, Voltaire'den Emil Zola'ya, Brecht'e, Van Gogh'a, Jack London'dan André Malraux'ya, Goethe'ye kadar birçok tanınmış yazarın, belli bir dünya görüşü çerçevesinde incelendiğini görüyoruz. Turan kimi zaman eleştirel bir dil kullanıyor yazarları incelerken. Hatta bu yazarlar hakkında kişiliklerine ve yaşadığı çağa ilişkin kısa bilgiler de veriyor.

Türk yazarlardan da Orhan Pamuk, Ahmet Altan, Oya Baydar, Murathan Mungan’ın da bazı yapıtları eleştiriliyor, mektupların içinde süzgeçten geçiriliyor.
Mehmet İnanç Turan bizi kitaplar dünyasında kısa bir gezintiye çıkarırken, insanı gereksinime iten bir aşkla buluşturuyor. Öyle bir aşk resmi çiziyor ki, bilgi, sevgi, anlam içeren boyutunu yaşıyoruz onunla birlikte. Bu aşk çerçevesinde yaşamın sorunları tartışılıyor, felsefi söylemlere değiniliyor. Trajik sonla biten aşkta bile, yeni karşılaşılacak aşkın umudu var. Yeniden başlamaya gücü olanlar, umudu hep içlerinde taşıyor. Bitişin sonu bile bir başlangıca yelken açıyor.
Mehmet İnanç Turan’a göre, "sınıflı toplumun yarattığı yabancılaşma, insanı hem kendine hem de karşısındakine güvensiz hale getirir. Rekabet, kâr ve zarar ilişkisini devreye sokar. Herkes hesap yapar. Kapitalizm 'çok al, az ver ' ilkesi üzerine kurulduğu için sevmek zor iştir böylesi toplumda."
Mehmet İnanç Turan, kapitalizmin tüm insani duyguları kirlettiği gibi iki insan arasındaki en dolaysız ilişki olan aşkı da kirlettiğini savunuyor. Aşkın bir satranç oyunu olmadığını belirten İnanç Turan, "Satranç hesap yapmayı, hasmını tuzağa düşürmeyi zorunlu kılar. Hangi gerçek aşk, dostluk, hesap üzerine kurulabilir ki? Aşkı satranç gibi oynayanlar belki maddi, manevi bir şeyler kazanabilir, fakat kesinlikle yabancılaşma duygusu karşısında kaybederler. Satılan ruhun kazanabileceği tek duygu, daha fazla yabancılaşmadır; kendine, sevgilisine, dostuna, çevresine, doğaya" diyor.

Mehmet İnanç Turan bu kitabını “hayatı edebiyat üzerinden tanımak isteyen, tanıdığı hayatı değiştirmek isteyen gençler” için yazdığını belirtiyor. Üstelik dili de gençlerin anlayacağı biçimde sade, anlaşılır… Sıkıntı yaratmıyor okurken. “Eğer öğrenmenin yaşı olmadığını kabul eden alçakgönüllü büyükler varsa, bu kitap aynı zaman da onlar içindir.” Demeyi de unutmuyor. Ben beğendim içinde hep çocuğu, genci taşıyan bir kişi olarak…Umarım kitabı okuyanlar da okuyacak olanlar da seveceklerdir.

Nice aşklara, aşklı zamanlara, aşkiya’lara…

 
Toplam blog
: 178
: 1483
Kayıt tarihi
: 01.06.08
 
 

1946 yılında Gaziantep’in Oğuzeli ilçesinde doğdum. İlkokulu aynı ilçede, ortaokulu Ceyhan’da, li..