"Editör'den Öneriler"

...Orada "Çocuk" olmak, "...Sıcak bir çorba",
'...dan/den hoşlanıyor musunuz' yoklamasıyla soru sormak veya cevap beklentisinde olmak.
Ne hoş, ne güzel...

Hep merak etmişimdir,
hep kıskanmışımdır; 'insanlar bu kadar güzel yazıları nasıl yazıyorlar,
nasıl bu yazılar editör tarafından 'özel' seçiliyor' diye.
(Aramızda kalsın...)

Modern resimden,
elmadan, armuttan, onların olgunluğundan,
dönüyorum; Beyoğlu'ndan, hatta insanın babasından bahsetmesi kolay mı(?)
Bu işler beceri ister...
Ne güzel, ne güzel konu ve konuklar bunlar...

Suya sabuna dokunmadan,
Türkiye'de olup biten taciz ve tecavüzden kibarca bahsetmek;
ananın kutsallığından,
herkesin bildiği değerlerden 'dem' vurarak, 'âferin' almak gibi,
uygunluğuna alkış, karşıysan kibarca 'ret' diyebilmek gibi,
'Mustafa' yazarının şöhretiyle onun arkasına sığınmak,
beklemek, beklenti içinde olmak,
okur görünmek, vs., vs., gibi ...
Yazmak kolay değil...

Mesela;
cumhuriyetten bahsetmek,
savunmak, savunma ihtiyacında bulunduğunu hissetmek eften püften iş değildir(!)
Değildir benim gibi yazamamak.
İşte bu yüzden
"Nasıl oluyor da, bir tek bloğum "Editör'den Öneriler" de çıkmıyor" dememişimdir.
Dedim ya,
buradaki dostları resmen kıskanıyorum.

Böylesine yazamamak kahrediyor beni...