Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '08

 
Kategori
Siyaset
 

"Eğer bizim gemi batarsa!..."

"Eğer bizim gemi batarsa!..."
 

sağlıkta bozuk düzen


"Eğer bizim gemi batarsa hep birlikte batacağımız artık bilinmelidir..." akıllıca üretenlerin aptalca tükettirdiği bir düzen…” maalesef sağlık sektöründe de egemendir...

Büyük harcamalarla yapılan yeni buluşlar... Üretim ve pazarlama gücünü ellerinde tutanlarca "akıllıca üret, aptalca tükettir!.." mantığı ile temelinde korku-acil ihtiyaç-mucize-olmazsa olmaz inancı oluşturacak şekilde renkli ve parıltılı reklam çalismalari ile hoyratça tüketimlerin olduğu yeni ve geniş pazarlar yaratılmaya çalisilmaktadır...

2000 li yıllarla yaygınlaşan adına da "yeni dünya düzeni" denilen dünyadaki bu yeni tür zihniyetin etkilerinin dışında kalamayan ülkemizde her alanda olduğu gibi en başi çeken sektörlerden biri de sağlık sektörü olmuştur... Bugün sağlıkta yaşanılan gelişme gibi, yenileşme gibi sunulanların aslında küreselleşmenin dayatması olduğu açıkça görülecektir...

Harp teknolojisinde yapılan her yeni buluşun aynı zamanda sağlık buluşlarına da öncülük yaptığı bir dönem yaşiyoruz. lazer-radar-kimya nın harp teknoloji uygulamaları sağlıkta lazerin tedavi amaçla kullanılması faydasını sağlamış, radar teknolojisi geliştikçe ultrasonografi-CT-MRI nin gelişmesini sağlamış, kimyasal alandaki yeniliklerde ilaç endüstrisinin hızla gelişme ve büyümesine neden olmuştur...

Bu denli hızlı değişimlerin olduğu Türkiye'de de AKP hükümetinin sağlıkta yaptığı doğrular da var elbette........

· tüm hastanelerin tek çati altında toplayarak herkese hizmet vermeye başlaması,

· SSK lı hastaların tüm eczanelerden ilaçlarının alınabilmesine olanak sağlanması,

· yeşil kartlı hastaların ilaç ihtiyaçlarının karşilaması gibi vs,

Ama tüm bu uygulamalarla; yeşil kartın hızlıca ve kontrolsüzce dağıtılması, ilaç tüketimini gerçekçi düzenlemelerden uzak sadece siyasi kazanıma yol açabilecek popilist açılımlara ve yağmaya açılması, sağlık çalisanlarina yapılan performansa dayalı döner sermaye uygulaması, sağlıkta yapılan kadrolaşma sonucu denetim etkinliklerinin azalması denetim niteliğinin düşmesi sonucu gittikçe artan harcamalar-suistimallere göz yumulması ile ilaç tüketimini arttıracak tehlikeli açılımlarla; geniş pazarlar yaratılmış ve sonuçta sağlıktaki sorunların daha da arttığı bilimsel ve pratikte de görülmekte ve sağlıkta alarm zilleri çalmaktadir...

Küresel güçlerin arzuladığı tüketim çilginligini kolaylaştıracak ve tüketim patlamasına yol açacak adımlar da AKP döneminde peşi sıra atılmıştır…sıcak paranın beraberinde getirdiği düşük kur ithalat patlamasına sebep olmuş, otogarlarda bile dağıtılan kredi kartları ile her alanda tüketim özendirilmistir…saglikta da ilaç sarfiyatının önü kontrolsüz bir şekilde adeta yağmaya açılmıştır…

Kendinizi tam işinize verip günde 45-50 hasta muayene etmek yerine dışarıda ve eczanelerde düzenlenmiş 50-60 reçete yazarak hem performans puanınızı daha fazla yükseltebilir hem de daha az yorularak daha fazla döner sermaye kazanmış olursunuz...

Sadece performans puanını arttırmak için; gerekmediği halde yapılan ameliyatlarla, gereğinden uzun süreli hasta yatırmalarla, gereğinden fazla tahlillerle, röntgenle, tomografi ile, MRI uygulamaları ile çok yüksek rakamlı gereksiz, kaynakların kötü ve verimsiz kullanıldığı, yolsuzluğu teşvik edici, bunun da halkın menfaatineymiş gibi kandırmacalarla çok fazla sağlık harcamalarına olanak sağlayacak düzenlemeler yapılmıştır...

Bu olumsuzlukların denetimi ise AKP kadrolaşması yüzünden verimli yapılamamaktadır ve performansa dayalı döner sermaye uygulaması ile yolsuzluklar yasal kılıf içine alınmıştır ve teşvik edilmektedir.maalesef bugün ne kadar çok sahtekarlık o kadar çok yüksek performans, o kadar çok yüksek döner sermaye politikası uygulanmaktadır...

Bugün: ülkemizde;ilaç ithalatından-hastane hizmet uygulamalarına-eczane işlemlerine-kişilerin karnelerini bilinçsizce bazen de genellikle suç işlenerek kullanılması sonucu;

· Türkiye'nin tüm çöplüklerinde bugün araştırılsa; küpürleri kesilmiş, kullanım süresi henüz dolmamış veya hiç kullanılmamış ilaçlar bulunabilmektedir... bu müsriflikle ekonomimiz-çevremiz-içme sularımız ve yaban hayatı geleceğimizi tehlikeye sokacak biçimde kirletilmektedir, bozulmaktadır ve bunların ciddi denetimleri maalesef yapılmamaktadır...

· yanlış, bilinçsiz, kötü ve yağmaya açılmış ilaç politikalarıyla, halkımızın sağlığı, ahlak ve ekonomi tehlike altına atılmaktadır... ilaçların ve radyasyonun çogu mide-barsak-karaciğer-böbrek sistemlerini bozarak halkın ileride geri dönüşü çok zor olan kronik hastalıklara ve kansere yakalanmasına zemin hazırlanmaktadır...

· sadece performans puanını arttırmak için; gerekmediği halde yapılan ameliyatlarla, gereğinden uzun süreli hasta yatırmalarla, gereğinden fazla tahlillerle, röntgenle, tomografi ile, MRI uygulamaları ile çok yüksek rakamlı gereksiz harcama-zaman kayıpları ve uygulamalar halkta bıkkınlık ve umutsuzluk yaratarak; halkın beden ve ruh sağlığını bozmaktadır...

Sonuçta ülkemiz kaynaklarını halkının menfaatine ve ihtiyaçları doğrultusunda kullanacağı yerde yabancı ülkelere milyar dolarlarca parasını boşa heba etmektedir ve bunları daha fazla ve yüksek faizle borçlanarak yapmaktadır... bugün ülkemiz akıllıca üretenlerin aptalca tükettirdiği bir ülke konumundadır... son yıllarda artan sağlık harcamalarının miktarı görüldüğünde ne kadar büyük oyunların olduğu görülecektir ve sağlık sektörü dürüst kalabilmenin çok zor olduğu bir sektör olmuş vaziyettedir ne yazık ki...

Savaşların artık eskisi gibi tankla-topla-tüfekle yapılmadığı, ekonominin de, ticaretinde bir savaş silahı olduğunu düşündüğümüzde ulusal menfaatlerimiz söz konusu olduğunda bu terör dahi olsa yurdumuzu korumak için atmamız gereken adımları sadece ekonomi-borsa-döviz-faiz kaygısıyla atamadığımızı düşündüğümüzde ne kadar acınacak bir durumda olduğumuzu görüyoruz ve birileri şuan bile sağlık sektöründe çok fazla kazanç için Türkiye'nin batması pahasına her sağlık çalisaninin iyice bildiği fakat yerel ve genel kaygılarla söyleyemediği ve sessiz kaldığı ama mutlaka gördüğü yolsuzluklar devam ediyor...

Eğer gemi batarsa hepimizin de batacağımız artık bilinmelidir...bugünkü sağlık düzeni de bu gemiyi dipten delmelere açık ve savunmasız bırakan kötü bir düzendir ve belki de ülkemize karşi yürütülen üstü örtülü savaşin cephelerinden biridir…

Bende tüm bu yanlışlıkları göre göre bunları yazmak ve söylemek için emekli olmayı bir "yurttaş" olarak bekleyemezdim...sahip olduklarımı borçlu olduğum yurduma ve halkıma karşi bilgim-kültürüm ve gücüm yettiği oranda aydınlatmayı ve uyarmayı bir borç biliyorum...

Sevgi ve Saygılarımla...28/10/2007

DrMustafa ÇUKURYILDIZ

cukuryildiz@hotmail.com

 
Toplam blog
: 58
: 613
Kayıt tarihi
: 14.07.08
 
 

Merhaba Arkadaşlar! Okullar, bitmeyen sınavlar, üniversite, iş hayatı ve hiç bitmeyen krizler, süre..