Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '13

 
Kategori
Blog
 

“Eksik Koşu” ve İbrahim Ergin...

“Eksik Koşu” ve İbrahim Ergin...
 

Geçenlerde Nabide Kılınç’ın yazısını okurken sözünü ettiğini gördüm O’ndan…

Bizim için “Abi” idi, benim için ayrıca bir değeri vardı. Düşüncelerimi ifadede etmekte zorlandığımda, bana yazı yazmayı sevdirenlerin ikincisidir.

Birincisi Edebiyat Öğretmenimiz Nevzat Nami Aygüven, ikincisi İbrahim ERGİN… Muğla Postası Gazetesinden Yazı İşleri Müdürümüz.

Sanırım ilk kitabıdır 1964 yılının Ocak ayında İzmir’de bastırdığı “EKSİK KOŞU” adındaki şiir kitabı. Kitabın kapak ve içindeki desenleri İsmet Ünal Türker tarafından çizilmiştir.

Elime her geçtiğinde, mutlaka en arka sayfasını açar “Yerkesik” şiirini okurum. Bazen keyiflendiğim, bazen bu şiirle dertlendiğim olur.

Bugün de “Devrim” gazetesindeki yazısını okudum.

(http://www.mugladevrim.com.tr/index.php?option=com_content&view=article&id=15178:mulada-r-bayramiymi--hem-de-uluslararasi&catid=1:son-haberler)

Muğla’daki “Şiir Bayramı”ndan söz ediyordu. Belli sinirlendiği. Organizasyonda bir kopukluk varmış, amaçlandığı gibi olmamış…

Eskiden düzenlenen “Şiir Geceleri”nden söz ediyor…

Ne güzeldi…

Ünlü şairler, güzel şiir yazanlar, benim gibi kendini şair sananlar. Herkes orada olurdu.

Okulumuzda da çok güzel şiir yazanlar vardı.

Ünal Türkeş, Recai Şahin, Yükselecek Demirel, Rasih Tombak, Kadri Nail Beşoklar, Ayla Akat bir anda aklıma gelenler. Düzenlenen o gecelerde ya ünlü bir şairin bir şiirini, ya da kendi yazdıkları şiiri okurlardı.

Gecede vali başta, tüm protokol orada olurdu, “Halk Evi” salonunda… Şimdi o Halk Evi Salonu durur mu bilmem…

Yine o gecelerde “Görev” alanlardan biriydim ama hiç çıkıp da şiir okumamıştım.

Yine bir gecede, Hocamız Nevzat Nami Aygüven “Çıkıp şiir okuyacaksın” demişti de ne kadar sevinmiştim. Üstelik kendi yazdığım şiirimi okumamı istemişti.

Adım anons edildi, sahneye çıktım…

Allahım… Öyle mi olurmuş ilk kez o kadar kalabalığın önüne çıkmak? Şiirime başladım ama bacaklarım titriyordu ve bariz belli idi. Sakinleyeyim diye mikrofonun sehpasından tuttum, sehpa yerinden fırlayacaktı, korktum bıraktım. Okuduğum da şiir olsa bari!...

Dört satır “Şiir müsveddesini” okumayı bitirip de aşağı inerken, salon halime kahkahalarla gülüyordu. Bir daha çıkar mıyım, tövbe billah…

Sonra mı n’oldu?

Olan oldu, hem yazmaya başladım, hem topluluk önünde konuşmaya ve siyasete girdim. Başarılı oldum mu bilemem, ama bugün düşündüklerimi yazmaya usanmadan devam ediyorum.

Kendisinden “Yazısı” ile seda aldığım için çok mutluyum. Yazıyı bitireyim, bir kez daha okuyacağım “Yerkesik” şiirini, bakalım bu kez duygularım nasıl olacak?

Okursa bu yazımı, selam ve saygılarımı gönderiyorum kendisine…

12 NİSAN 2013
İBRAHİM PEKBAY

0532 218 77 77

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..