- Kategori
- İzmir
"El Değmemiş Aşk Arayanlar, Alaçatı'ya Gelsin !"
ALAÇATI' DA AŞK, BAŞKADIR...
“Köprülerin altından seller geçer, geriye kum kalır.”diye biliriz amma, Alaçatı’daki tarihi köprünün altından da, üstünden de sel geçse, geriye yumak yumak, pırıl pırıl, iz iz, yıldız yıldız “aşk tortuları” kalır.
Alaçatıdaki bu dar sokaklarda bulunan köprünün adı:“ Aşk Köprüsü”, altındaki dere de “ Aşk yolu” olduğu için. Geride kalan kum, kalplerin şifa kaynağıdır. Aşk gergefinin işli dokularıdır. Geride kalan kum’da, aşkın, sevdanın, güzelliğin, içtenliğin izleri pırıldar.
Yeryüzünde aşk adası, aşk şehri, aşk çeşmelerine rastlıyoruz. Çeşme Alaçatı’da da, mübadele yılarından kalma bu aşk köprüsü ve altından geçen yol da “ Aşk yolu’dur. Bilinin mahalli ismi ise“Köprü çıkmazı’ dır.. Civarında da kilise varmış zaten.
Bu köprü başında sevgililer buluştu vaktiyle. Halen de öyle. Burada tanışıldı, burada söz kesildi, burada evlenildi.
Bunları, köprübaşı sakinleriyle konuşuyoruz. Yaşlı karıkoca ve gelinleri ile tanıştık. Gelin diyor ki, “biz bu köprüyü nimet biliriz
Herkes bu köprü başında buluşur. Biz de burada buluşup tanıştık, evlendik”
Gelin Hanım daha devam edecekti ki, yanı başındaki kaynanası, diziyle gelinin dizini kaşla göz arasında kuvvetlice dürttü ve susturdu kadıncağızı. Biz de “ Niye dürteledin gı?!” dediysek de cevap alamadık. Başını öte yana çevirip kaldı öylecene.Gelin ise, “fıkır fıkır”
Alaçatı’nın bu aşk köprüsünün yüksekliği, sağlığında bir eşek geçecek kadarmış. Yöre halkı, aşka hürmetlerinden dolayı da, “bu kuru köprüyü” yıkmamışlar.. Öylece bırakılmış.
Beline kadar betona batmış bu taş köprünün üstünden seller akarmış. Bura sakinleri “ Aşka hürmet ettiğimiz için, sel yatağındaki evlerimizi kaldırmıyoruz buradan. Evimizin bir köşesinden giriyor sular. Diğer ucundan da, çıkıp gidiyor nasıl olsa “ diyorlar.
Oysa, dere yatağında yapılan evleri seller götürüyor başka yerlerde. Burada sel suları geçiyor, aşka hürmetten dolayı bıraktığı kuma da aldırış eden yok. Fikret Turan, ne de güzel söyler:
Ben... / Aşkın köprüsünü. / Kurmak istedim / Gözlerimin içinden /Gözlerinin içine doğru / Düşerim diye korktum / Tutundum kirpiklerine
Ben / Aşkın köprüsünü / Kurmak istedim / Bedenimin içinden / Bedeninin içine doğru / Düşerim diye korktum / Sarıldım saçının tellerine /
Ben / Aşkın köprüsünü / Kurmak istedim / Gönlümün içinden / Gönlünün içine doğru / Düşerim diye korktum / Kapıldım yüreğinin seslerine...
İnsanın diyesi geliyor bu satırlara bakıp bakıp da: “ Hazır köprü var. Sen de gel. Sevgilinle köprünün mimarı ol. Harçlarınızla aşkını gel burada kuvvetlendirin”. Di mi ya?!
Bu ayın başında “Aşk yolu”, düzenlenen etkinliklerle açıldı zaten. Verilen kokteylde Cenap Türksavaş isimli turizmci “ Alaçatı’da buradaki Rumlar, evlendiklerinde gelin ve damat köprü üzerinde resim çektirirlermiş. Dilek kuyusu Eros Heykelinin yer aldığı bu yer için Belediye Başkanına sormuşlar Alaçatı size neyi ifade ediyor? Diye. O da cevaben “ Aşkı ifade ediyor” demiş. Ve eklemiş: “ Gelin aşkı paylaşalım” demiş.
Ne güzel bir açılış değil mi? Sizin de umarım hoşunuza gitti. Çünkü içinde “ el değmemiş aşk” var.Bu arada Köprübaşını tutan ve oranın yegane eğlence mekanı olan restoranın sahibinin adını da, telefondan öğrenip, yazıya sonradan ekliyoruz. Sorduğumuz suale göre Erol Yafe şöyle diyor. "Dükkanımın isminin önemi yok. Nasıl ki her yol vaktiyle Roma'ya çıkardı, Alaçatı'da da her şey bu "Aşk Köprüsünün aşk sokağına" çıkıyor." diyor.
Alaçatı’nın içindeki aşk sofrası kurmuş “bambaşkaları oynayan” ve Bodrum’u sollayan yeni Alaçatı sakinleri ise, konumuz dışıdır.
Ört ki, ölem !