Elektrik ve Doğalgaza Zam: “Zam Yağmuru”, “Sel”e Dönüşmesin!

Yağmurun sele dönüşmesi, kanıksanan “doğal” bir durum.

Nasıl kanıksanmasın ki?

Dere yataklarına yerleşilmesine izin verilmiş, doğa hoyratça “rant” uğruna hırpalanmış, yollara engeller suyu tutmuş, asfalt yollar birer su kanalına dönüştürülmüş, her “felaket”ten sonra, sorumlular unutulmuş, olanlar “takdiri ilahi”yle savuşturulmuş...

Ölen ölmüş, kalan kalmış!

Ya da “Cana gelen, mala gelsin!” denmiş!

Eskiler unutulmuş, olanlar, bilmem kaç son yılın “olay”ı diye yutturulmuş, yutmayanlar, neredeyse, “hain” ilan edilmiş...

Son günlerde Rize ve çevresindeki “sel”i, “sel”le gelen yıkımı, sorumluların dilinden, nasıl da dinliyoruz; “Sahi ben yaptım, olanların sorumlusu benim!” diyesi geliyor insanın!

*****

Yağmuru, yağmurla gelen yıkımı pek severiz, ama önlem alınmasını yine de düşünmeyiz ya, ama zamlar başladı mı, “zam yağmuru” gündeme gelir.

“Zam yağmuru”, bu kez doğalgaz ve elektrikle başladı.

(Elektriğe zam, 1 Ekim'den geçerli olmak üzere meskende yüzde 9.57, sanayide ise yüzde 9.26 oranında...

Doğalgaza zam, 1 Ekim'den itibaren geçerli olmak üzere, konutlarda yüzde 12.28 - 14.35 ve sanayide yüzde 13.17 - 14.30 oranında...)


Korkarım ki, bu “yağmur”, “sel”e dönüşür; umarım ki, dönüşmez!

Mİlliyet’ten Güngör Uras’ın “Elektrik ve Doğalgaza Zammın Devamı Var...” başlıklı yazısı ve yazının içeriği, “sel”in habercisi gibi geldi bana.

Güngör Uras diyor ki:

“Doğalgazın yüzde 55’ini elektrik üretmekte, yüzde 23’ünü sanayi cephesinde, yüzde 22’sini ise konutta kullanıyoruz.

Doğalgaza zam gelince toplam elektriğin yüzde 48.9’unu üreten doğalgaz santralları da elektrik fiyatını arttırmak zorunda kalıyor.

Elektriğin yüzde 45’ini sanayi, yüzde 15’ini ticarethaneler kullanıyor.”

Bu ne demek?

“Maliyet”ler yükselecek, bunu doğal sonucu olarak, “mal ve hizmet fiyatlarındaki artış yolu” açılmış olacak.

Bu adı, zam, zam, zam...

Bunu adına, Turgut Özal yaşasaydı, zam demez, “fiyat ayarlaması” der geçerdi.

Doğalgaz ve elektriğe yapılan zam, bir “başlangıç”...

Yurdum insanı her şeye alışmıştır; zamma da alışır!

O da yetmez, “Çoktandır zam yoktu”, “Sanki petrolümüz var”, “Sanki doğalgazı bir üretiyoruz!” der de der, yapılanları yaşamın doğal akışı kabul eder!

Niye mi?

Tepkisiz bir toplum olduk da ondan.

TURGUT ÇELİK/ Mersin