"Etliye Sütlüye Karışmam" Diyenlere

Çocukken elma ağacının dallarına uzanırken dedemin bana söylediği ‘’bu daha olmamış,olgunlaşması için beklemen gerek’’ sözlerini tekrar düşündüm hayatımın bu döneminde..  O zamanki yaşımla çok mantık bağlantısı kuramasam da yıllar geçince her şeyin anlamı daha bir yerini dolduruyor.

O zamanlar ağacın altına geçip oturup beklemekti  belki de anladığım dedemin sözünden..Sonra da baktım ki kendi kendine bekleyerek olgunlaşan tek şey o ağaçtaki elma ve insan eline ‘kısmen’ ihtiyaç duyan doğanın hediyeleriydi..

Peki biz insanların olgunlaşması için ne gerekirki diye sorduğumda elbette sadece geçen yıllarla olgunlaşılmadığını bilecek kadar olgunlaşmış olacağımızı umuyorum.. Geçen yıllara mı sormak lazım deyip kadersel geri dönüş de yapabilmek zaman tünelinde.. Aslında en doğru yer sanırım kendimiz..Zaman geçerken durup bakmak,tecrübe etmekten imtina etmek,başına geleceklerden sakınmak ve tüm  bu sebeplerden etliye sütlüye karışmamak.. Buna olgunlaşmak diyebilir miyiz sahiden? Bize bir şey öğretmiş midir başımıza gelenler ?.  Nasıl bir hayat yaşadıysak verdikleri de ona benzer  şeyler olabilir .. Bazen de tam tersi.. Rahatlık isteyene kendi şartları içinde rahatlık,çalışmak üretmek isteyene bunu yapabilmek için zaman ve ortam, faydalı şeyler bırakmak isteyene şevk ve azim, umutsuz kalana da çabasızlığından ötürü tüm bu istediği umutsuz tablo..

Bir şey yapmak gerekir mi? Farklı bir sonuç bekleyenler sizlere de sözüm..Albert Einstein‘ın sözünü hayatımda en unutulmadık sözlerden biridir.

‘’Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemek deliliktir.’’

Aynı ağaçtaki elma örneği gibi.. Elma ağacı çaba sarfetse seneye armut  sarkar mı dallarından.. Cevabı hepimiz biliyoruz. Peki nasıl olgunlaşacağız? Denediğimiz yollardan gitmeyi bırakarak.. Daha önce yaşadığımız hayal kırıklıklarını ‘’O o zamandı’’ deyip bir kenara atıp yolumuza devam ederek.. Her zaman daha iyi sonucun olacağını göz ardı etmeyerek, köşenizde oturarak etraftaki dış güçlerin sizin için bir şeyler yapacağını ummayarak ve yahut sizin yolunuza taş koyduğunu düşündüğünüz durumlar/kişiler varsa onlara amaçlarına ulaşamadıklarını göstererek işe başlayabilirsiniz.

Biz çok fazla hayal kurmayı beceremeyen bir toplumuz. Hayal kurmak daha çok çocuksu bir uğraş gibi gösterildi yıllarca.. Aslında biz o çocuklar daha çok hayal kurabilseydik şu anki hayatımız çok farklı olamaz mıydı ? Olurdu  ben buna inanıyorum.

Her ne kadar doğanın bir parçası olsak da ‘Elma ağacı gibi mahsül verebilmek’  olgunlaşıp kendi yollarımızı açabilmek için biraz gayret sarfetmek  bizi bambaşka bir insan yapabilir. Yani  yerimizde durarak bir şeylerin olmasını beklemek yerine bir şeyler yapmak ,denediklerimizden dersler çıkarmak,tecrübe etmek hiçbir kitabın bilgisine erişemez  bazı durumlarda..Hepsi farklı yaşanmışlık hepsi kendine özgü bir sürü öğretiydi.. O yüzden ‘’etliye sütlüye karışmayan’’ olmak yerine ‘’ çamura toprağa bulanan’’ olmak iyidir.

Hepinize iyi haftalar