Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '13

 
Kategori
Siyaset
 

'Eve dönün' çağrısı neden yapılmadı?

'Eve dönün' çağrısı neden yapılmadı?
 

(Görsel sanal ortamdan alıntıdır)


Şimdi hangi dolambaçlı yollardan gelerek yeni bir aşamaya ya da batağa saplanıldığını anlayabiliyoruz sanırım.

Belki de bu yüzden 'analar ağlamasın' diyen siyasi iktidarlar 'eli kanlı teröristlere' bir günden bir güne 'Kandırılmış ya da kendi isteğinizle de olsa baba ocağınıza, ana kucağınıza dönün. Pişmanlık Yasası gereğince en kısa sürede evlerinize, köylerinize dönebileceksiniz' çağrısı yapılmadı.

Ağrı'dan Elbistan'dan Kastamonu'dan Trabzon'dan K. Irak'a taşındığı söylenen 'silahsız' teröristler orada toplandıktan sonra nereye gidecek? Sanırım Barzan Aşireti Reisi ve K. Irak Bölgesel Yönetim Başkanı M. Barzani'nin emrine girerek Kuzey Suriye üzerinden bütün Suriye'nin Peşmergelerce ele geçirilmesinde silahlı çatışmaya yollanacaklardır. Peki bu amansız yolculukta ''ö l ü m' yok mudur? Yeniden dağlara, bellere ve çöllere yollanan içleri 'sıla özlemi' ile dolu ve ellerine yine birilerince o iğrenç ithal malı silahlar tutuşturulmayacak mı? Yine 'kardeş kanı dökülmeyecek', yine 'analar ağlamayacak' diyebilecek miyiz?

Kısaca Ortadoğu'nun paylaşılması ve petrol kaynaklarının ele geçirilmesi için dün Osmanlı Devletimize karşı kullanılan Ermeni ve Arap yurttaşlarımız gibi bugün de çok daha değişik biçimlerde Kürt yurttaşlarımızın gençleri kullanılmaktadır.

Gelinen bu acımasız durumun nasıl tezgahlandığını öğrenebilmek için uzun uzun yorumlama yapmak yerine aşağıdaki bir raporun girişindeki kısa alıntı sanırım içine sürüklenilen 'yol haritası' için ilk bilgilerin kaynağını ve amacını göstermeye yetecektir. Diğer olaylar da 1922'den sonra bu ülkenin yurttaşlarının ellerine gizli odaklarca nice silahlar verilerek tezgâhlanan otuza yakın başkaldırı ile İmralı Mahpusunun acımasız terör saldırları değil midir?

Şimdi sözü Tarihçi ve Yazar Sinan Meydan'a bırakalım:

Türk Kurtuluş Savaşı yıllarında ABD’nin Türkiye’deki Yüksek Komiseri Tuğamiral Mark L. Bristol, 20 Şubat 1922’de İstanbul’dan Washington’a gönderdiği bir Kürt raporunda şu bilgilere yer vermiştir:

'Sayın Dışişleri Bakanı Efendim!

Başkanlığın bilgisi için askeri ateşe tarafından Kürdistan’daki durumla ilgili hazırlanan raporu sunuyorum. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Kürt sorunu dikkati çekecek değerdedir. Normal koşullarda bile Kürtler daima komşuları için sorun olmuşlardır. Şimdi, Kürdistan’ın ünlü petrol yatakları nedeniyle yabancı entrikalar kuşkusuz başladığı için ciddi sonuçlar çıkabilir. İngilizler herhalde Kürdistan’ı denetim altına almak için Kürtleri Türklere karşı kullanmak isteyeceklerdir. Türkler de Kuzey Mezopotamya’yı (Kuzey Irak’ı) ele geçirmek için aynı şeyi yapacaktır. Kürdistan’ı özel etki bölgesi sayan Fransızlar da Türk İngiliz sürtüşmesinden çıkar sağlamakta bir an duraksamayacaklardır.'

(Kaynak: Sinan MEYDAN: Kürtçü Faşizmi Besleyen Emperyalizmdir. 17 Ağustos 2011)

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..