Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

“Evet biriyle dans etmek istiyorum… Beni seven biriyle” Whitney Houston

“Evet biriyle dans etmek istiyorum… Beni seven biriyle” Whitney Houston
 

Elimde iki CD

Whitney Houston’ dan…

Uzunca bir süre bakıyorum kapak resimlerine.

Birinde; şehrin ışıklarını ardına almış motosikletin üzerinde kıvır kıvır saçları hüzünlü bakışlarıyla bizim de burulmamıza yol açan Whitney.

Albümün adı, “I’m your baby tonight" 1990 yılına ait.

 

Diğeri; kavruk tenini beyaz tişörtüyle daha bir ortaya çıkarmış, yaşam dolu gülüşüyle bizleri yörüngesine alan bambaşka bir Whitney.

1987 yılına ait,  adını verdiği “Whitney” albümü.

 

Biraz önce televizyonda

“Pop’ un Divasına Veda” manşetiyle cenaze töreni haberleri vardı.

“Onu tatlı bir mucize olarak hatırlayacağım” diyor Kevin Costner.

Stevie Wonder şarkısıyla Whitney Houston’ a

“Cennette asla ağlamayacaksın” diye sesleniyor.

 

Doğduğu ve küçükken şarkılar söylediği  New Jersey’deki  Yeni Umut Vaftiz Kilisesi’den beyaz güller ve leylaklarla süslü tabutu çıkarılırken, yüreklerde yer edinen “I will always love you”nun  notaları da gökyüzüne yükseliyor.

Hangimiz sevgilimizle dans edip gözlerinin derinliklerinde  bu şarkıyla hülyalara dalmadık ki!

Yitip giden aşkımıza ağlamadık ki!

 

Bazen hiç görmediğimiz insanlar

Bizim anılarımızın, yaşanmışlıklarımızın bir parçası oluverir.

Duyduğumuzda, okuduğumuzda alır götürürler  bizi

Şarkılarıyla, şiirleriyle, yazdıklarıyla, düşünceleriyle..

Whitney Houston’ da bunlardan biriydi.

 

Lise son sınıftaydım filmi gösterime girdiğinde.

Tam beyaz atlı prensi bekleme zamanlarım...

Duygusallık tavanlarda.

Aşkların en büyüğünü platonik yaşadığım

Utangaç, kırılgan…

 

Hepimiz filmlerde kendimizden sahneler, özlemler ararız.

O hafta sonu da sinemaya gitmiştim.

Hayranı tarafından tehdit edilen ünlü pop yıldızı Whitney ve gizli servis ajanı Kevin’in hikayesi Aralarında önce oluşan gerilim daha sonra aşka dönüşüyor.

Filmin ortalarında “I will always love you” ile dans ediyorlardı

“Seni Daima Seveceğim”

Sahne  ve Whitney'in o muhteşem sesi  büyüleyiciydi...

 

Zihinlerimizde hepimiz birer Whitney olup, kendi Kevin’ımızla dans ediyorduk ve Whitney gözünde gözlüğü, başında fularıyla uçağa binip sevdiği adamdan ayrıldığında bütün duygularımız alt üst oluyordu

Sessizce akıtıyorduk  gözyaşlarımızı...

Bu benim de kendi aşkımdan ayrılmam ya da hiç kavuşamayacağım demekti.

Nasıl da özdeşleştiriyorduk sahnedeki kahramanlarla kendimizi.

 

Dünya üzerinde en çok ödüle layık görülen kadın şarkıcı.

Guinness Rekorlar Kitabı’na  girecek kadar.

6'sı Grammy olmak üzere 400'ün üzerinde ödül...

Ama mutsuz... Ama yalnız.

Yaldızlı dünyaların insanlarının hayatı çok hızlı ve kısa.

2009’da Michael Jackson

2011’de Amy Winehouse

En verimli çağlarında yitip gittiler.

Hızlandırılmış aşklar, evlilikler, kötü alışkanlıklar...

Sahnelerin ışıltısının üstesinden gelememiş ruhlar bir kez saplandıkları bataklıktan ne kadar çırpınsalar da en diplere sürükleniyorlar.

Bu bir handikap.

Yükseklerin yanılsaması...

Üzerlerindeki pırıltıların yere dökülmesi…

 

Kulağım müzik setinde.

“I wanna dance somebody” yi dinliyorum

Evet biriyle dans etmek istiyorum.

Beni seven biriyle.

 

Müziğin ritmine bırakıyorum kendimi

Whitney’in o neşeli enerjik sesiyle…

Biz sevenlerinin onu uğurlamasının en iyi yolu bu bence...

 

http://www.youtube.com/watch?v=nsHcZiTSaBI

 
Toplam blog
: 58
: 484
Kayıt tarihi
: 04.01.12
 
 

Kendinin farkında olmakla başlar herşey.  Akar giderken birşeyler insan tutunmak ister hayata. Bu..