Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '18

 
Kategori
Edebiyat
 

“Fan Fic” Fon’a Bayılan Nesil

“Fan Fic” Fon’a Bayılan Nesil
 

İçiniz fesat sizin fan-fin-fon yazmıyor başlıkta.  Uzunca bir süredir sevdikleri kitaplardan, dizilerden, filmlerden, animelerden, hatta şarkıcı gruplarından veya idollerinden esinlenerek, kahramanların özgün karakterlerine dokunmadan kendi hayâl güçlerini kullanarak yeni hikâyeler yazıyor gençler.

Ergenlerin bayıldığı “fan fiction- hayran kurgu”, kısaca “fanfic”, daha kısaca “ff”ler, (kendi aralarında bu şekilde kullandıkları için ben de yazı boyunca fanfic demeyi tercih edeceğim. “Hayran edebiyatı” diye tanımlayabileceğimiz bir yeni tür bu, şimdilik çok fazlaedebi değer taşımıyor ortaya çıkan ürünler.  Türkiye’de yazılan fanficlerin çoğunluğu da zaten İngilizce,  meselâ Yüzüklerin Efendisi, Açlık Oyunları, Süper Naturel, Twilight, Doctor Whoveya Harry Potter hayranlarının denemeleri sosyal medyada hızla yayılıyor, bazıları çok da beğeniliyor. Fanficler sayesinde, çocuklar (‘çocuk’ demeyelim alınıyorlar ‘gençler) yazma işinde ustalaşıyorlar, zorlasanız bir paragraf yazmak istemeyip üşenecekken sevdikleri dizinin ya da filmin kahramanlarının yer aldığı defterler dolusu hikâye yazıyor, bunları meraklıların kolayca ulaşıp okuyabileceği bloglarda bedava yayınlıyorlar. Beğenseniz de beğenmesiniz de çok kısa zaman sonra, internetin gündelik hayatımıza kazandırdığı bir edebiyat türü olarak literatüre geçecek fanfic denemeleri. Bu alanda kendi dillerini, kendi terimlerini geliştiren gençler, hayran yazarlığı günlerindeki deneyimlerini kullanarak sonraki yıllarda meslek seçebiliyor, reklâmcı, senarist, yazar olabiliyorlar.

Fanficlere kaynaklık eden metinler genellikle fantastik edebiyattan besleniyor. Ergenler, içinde bulundukları dünyadan, anneden, babadan, okuldan, otoriteden, yaşlarına uygun masallara kolayca kaçabildikleri için bu türü seviyorlar. Fantastik edebiyat ve sinemanın bu genç hayranları artık sadece okuyucu veya seyirci olmakla yetinmiyor sevdikleri işin içine de girmek istiyor. Fantastik gençlik edebiyatı serisi Eragon, Eldest, Brisingr ve Miras kitaplarından oluşan Miras Döngüsü'nün yazarı Christopher Paolini de fanficlerle yazı serüvenine başlamış, 15 yaşında ilk romanını yazmış, dünyaca ünlü bir yazar olarak olduğunda yaşı 19 bile değil. Şimdi hayranları onun kitaplarından hareketle fan hikâyeleri yazıyorlar.

Fanficler uçsuz bucaksız bir vaha gibi. Gençlerin, “Mommy porn” diye  hafife aldıkları Gri’nin Elli Tonu serisi bile başlangıçta Twilight hayran kurgusu imiş. Kitabın yazarı E.L James, daha önce hiç roman yazmamış fanfic yazarı bir teyzeyken şansı açılmış. Yaptığı bir röportajda Twilight (Edward ve Bella’nın) hikâyesini fanfic yazarı olarak devam ettirmek için “Master of the universe” başlığı ile internete bir hikâye yazdığını bunun çok okunması üzerine karakterlerin isimlerini Cristian ve Anastasia olarak değiştirdiğini ve Gri’nin Elli Tonu’nun ortaya çıktığını anlatıyor. Zaten kitabın basıldığı yayınevi de internet sayfalarını fanfictionlar yayınlayarak edebiyat avcılığı yapan bir yayınevi.  Gri’nin Elli Tonu ile hayallerinin bile ötesinde devasa bir fanfic balığı yakalamışlar anlaşılan. İşe amatör olarak başlayan birinin dünyaca ün kazanıp, 70 milyondan fazla satacak bir ilk romana imza atmasını arkasındaki küçük sır bu işte; fanfic; daha önce çok beğenilmiş bir konuyu kahramanlara yeni adlar vererek, farklı bir mekânda yeniden işlerseniz ve şansınız yaver giderse kim tutar sizi…

Yakın zamanda Dakota Fanning’i,  Please Stand By’da,  Startrek için, fanfic yazan otizmli bir genç kız rolünde izledim. Filmin naifliğine, işlenişine bayıldım, denk gelirseniz kaçırmayın… Geçen gün Karanlık Zihinler (The Darkest Minds) adında fantastik bir gençlik filmi izlerken yine aklıma fanficler geldi. Film 1987 doğumlu Alexandra Bracken’ın aynı adlı romanından uyarlanmış. Alexandra Bracken da yazma serüvenine çok küçük yaşlarda fanfic okuyup yazarak başlamış. Kaleme aldığı ilk fanfic, Star Wars içinmiş. Karanlık Zihinler, 4 kitaptan oluşan bir gençlik serisinin ilk kitabı. Bracken aksiyon, gerilim, entrikayı harmanlayarak distopik bilim kurgular yazmayı seven bir genç kız. Oldukça erken bir yaşta büyük başarı kazanan Bracken örneğinden de yola çıkarsak görünen o ki gençler çocukken okudukları fantastik kitaplar ve filmlerden hareketle, artık kendi özgün melezlerini ortaya koymaya başladılar. Ne izlemek, ne okumak istiyorlarsa kendileri yazıyor, kendileri okuyorlar. Yakında filme de çekecekler eminim. Biz nasıl çocuklar ve gençler için sinemalarda yaş sınırı koyuyor isek onlar da bu gidişle kendi filmlerini izleyebilecek seyirci için sınırı getirebilirler. Yakın gelecekte “30 yaş üstü için sakıncalıdır” ibareli filmler görme ihtimalimiz olduğunu düşünüyorum. Acaba bizleri de bir ergen gözetiminde kendi filmlerine alırlar mı o gün geldiğinde?

Neyse dönelim Karanlık Zihinler’e, yeni bir senaryodan çok sanki tanıdık bir hikâyenin fanfic uyarlamasını izliyormuşum gibiydi. Tipik bir ergen bilim kurgusu. Yönetmen Jennifer Yuh Nelson’u, Kung Fu Panda serisinden hatırlıyoruz bu onun yönettiği animasyon olmayan ilk aksiyon filmi. Konu gençlerin yetişkinlerle ve kendi aralarında ayrıştığı bir dünyada geçiyor. Çocukları öldüren ya da değiştiren bir salgın ortaya çıkıyor. Bu salgından kurtulan gençler hastalığın yan etkisi olarak, hükümetin nasıl kontrol edeceğini bilemediği tehlikeli hatta ölümcül yetenekler kazanıyorlar. Her yetenek bir renk grubunun içinde yer alıyor. En çok rastlanan renk üçgenin en altında yer alan yeşiller, bunlar çok zekiler. Onların üstündeki renk maviler, zihin güçleri ile eşyaları hareket ettirebiliyorlar, telekinezi yeteneğine sahipler, altınlar ise elektriği kontrol edebiliyorlar. Bu alt grup renk özelikleri taşıyan gençler, devlet denetiminde esir kamplarında kontrol altında tutuluyorlar. Üçgenin tepesinde yer alan turuncularla kırmızılar, çok tehlikeli oldukları düşünüldüğünden kampa bile alınmadan bulundukları yerde öldürülmeleri gerekiyor. Turuncular zihin kontrolü yapabiliyor, kırmızılar ise ateşe hükmediyorlar. Hikâyemizin kahramanı Ruby Dale, bir turuncu ama kendisini yeşil olarak gösterebildiği için öldürülmekten kurtulup kampa alınıyor. Kampa 10 yaşında giren Ruby 6 yıl sonra kamptan kaçmanın bir yolunu buluyor. Bundan sonrası özel yetenekleri olan bir grup ergenin, renk ayrımı yapılmayan bir dünyaya ulaşma çabası. Karanlık Zihinler’in başrol oyuncuları arasında Bradley Whitford, Mandy Moore ve Amandla Stenberg gibi isimler var. Filmi etrafınızdaki 13-18 yaş arası gençlerin dünyaya hangi pencerelerden baktıklarını anlamak için izlemenizi öneririm.

Onlar bu ve benzer dünyaların yaşandığı distopyaların epeydir müdavimleri ve orada uzun zamandır biz yetişkinlere yer yok. Belki gerçek dünyayı bile artık biraz kurgu gibi görüyorlar. Onların dünyasına girebilmek için, fanficlerin kapısını şöyle bir aralamamız gerektiğini düşünüyorum. Raflarından dolup taşan, önünüze dağ gibi yığılan, fantastik gençlik serilerini okuyarak işe başlayın demeyeceğim endişe etmeyin, fantastik bilim kurgu gençlik filmlerinin hepsini izlemeye de vakit bulamayabilirsiniz. Ancak en azından onların dillerini öğrenmeye çalışabilir, fanfic evrenini selâmlayabilirsiniz. Sorun bakalım, sizin evdeki ergen hangi fanficleri seviyor, hatta kendisi hiç deneme yazmış mı? Sonra bunların bir de jargonları var, çözemezseniz yanınızda konuşsalar bile ne dediklerini anlamazsınız. İşte size küçük bir fanfic terimler sözlüğü, en azından gözünüz, kulağınız alışsın, yanlarında Fransız bir uzaylı gibi durmayın;

AU: Alternative Universe yani alternatif evren anlamına geliyor. Ana metindeki karakterler olduğu gibi alınarak farklı bir evrene gönderiliyor

Fanon: Eser sahibinin kabul etmediği fakat fanların inandığı uydurma gerçeklerin kullanıldığı hikâyeler.

Fandom: Bir eserin hayranlarınınoluşturduğu topluluğa diyorlar, TwilightFandomu, X Files Fandomu, Yüzüklerin Efendisi Fandomu gibi. İki farklı fandomun birleştirildiği hikâyelere Crossover diyorlar;  Mesela Harry Potter ve Merlin fandomları gibi bambaşka fandomlar bir hikâyede birleşebiliyor. Bire bir eserin içeriğine bağlı kalarak yazılmış eserlere Canon diyorlar. Gen: Genel anlamına geliyor. Romantizmden uzak durarak genel hikâye örgüsünü sürdüren hikâyeleri böyle anıyorlar. 3-5 sayfada biten kısa hikâye ile karşılaşmışsanız bunun adıOne-Shot. Terimler böyle uzayıp gidiyor.  Ayrıca eserin veya karakterlerinin baş harflerinin kullanarak kısaltmalar yapıyorlar; meselâ HP (Harry Potter) BTVS (Buffy the Vampire Slayer) SS (Severus Snape) gibi. İçeriklerine göre de türlere ayırıyorlar facficleri; Hikâyelerin ana konusunun aşk olduğu senaryolara Romance diyorlar. Angst: İçeriği karanlıkve kasvetli olan hikâyeler. Dark: Hikâyenin genelindeırı şiddet, taciz, tecavüz, intihar, cinayet gibi karanlık öğeler bulunuyor. Fluff: Neşeli eğlenceli okuyucuyu güldürmeyi hedefleyen hafif hikâyelere verilen isim. Smut: Hikâyenin bir bölümünü değil de tüm konusunun cinsellik olduğu hikâyeler. Facficlerin yer aldığı internet sitelerinde ise genellikle “G: General Audiences – Tüm yaş gurupları PG: Parental Guidance Suggested – Ebeveyn rehberliği önerilir. PG-13: Parents Strongly Cautioned, Some Material May Be Inappropriate For Children Under 13 – Ebeveynlerin dikkatine; bazı materyaller 13 yaş altında için sakıncalıdır. R: Restricted, Under 17 Requires Accompanying Parent Or Adult Guardian – 17 yaşın altındakilere ebeveyn izni veya yetişkin eşliği olması dışında sınırlandırılmıştır. NC-17: No One 17 And Under Admitted – 17 yaş ve altındakiler için uygun değildir”gibi ibareler yer alıyor.

Dedim ya, onların dünyası bizimkinden bir hayli farklı, sadece denetlemek için değil, aynı gözlüklerden bakabilmek için ne izledikleri kadar ne okuduklarını bilmemizin hepimiz açısından faydalı olacak. Siz ne dersiniz, Naruto Fandomundan, Açlık Oyunları Fandomuna gizli bir geçit bulabilir miyiz? Veya Karanlık Zihinler anılarımızı silmeden, onların dünyasında kaybolmadan yol alabilir miyiz?

 
Toplam blog
: 96
: 1137
Kayıt tarihi
: 28.03.07
 
 

 Hacettepe Üniversitesi mezunu, nörobilimden psikolojiye disiplinlerarası eğitime hevesli bir Türko..