Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '12

 
Kategori
İzmir
 

"Fatmagülün Suçunu Bilenler" Parmak Kaldırsın !

"Fatmagülün Suçunu Bilenler" Parmak Kaldırsın !
 

ILDIR KOYU.- ÇEŞME


 

 

 

 

Memleket tarih fışkırıyor. Bizse, bunlara bakıp bakıp, “has memleket, kör memleket” deyip, önce kulaklarımızı tıkamışız, sonra da bu tarihi güzelliklere gönüllerimizi kapamışız. “Binin yarısı beş yüz, o da biz yok!” mantığı ile avuntuya kaptırmış, yan gelip yatmışız. İşin doğrusu da bu.

Çeşmeye, Alaçatı’ya omuz vermişiz. Cıvık cıvık bir turizm bataklığı içinde bulmuşuz kendimizi. Turizmin natürelliği  yani bekareti çoktan bozulmuş. Kim vurduya gitmiş anlayacağınız.

Artık turistler bile bekaretin kıymetini, yıllar boyunca  anladılar. Onu şimdi; dağda, taşta, ovada, kovukta, bayırda, denizde, karada  arıyorlar

Eskiden Rum balıkçı köyü imiş bu Ildır denen yer. Çeşmeden 15 Km. uzaklaşıp, Zeytinli, Germiyan güzergahından Ildırı’a uzanırsınız. Her yanı ile tarihe yaslanmış bu balıkçı köyü, “Ildırı”, karşınıza çıkacaktır. Tabeleda ILDIRI, söylenirken ILDIR deniyor bu yöreye.

Körfezin tam alnında, bir dağ yükseliyor. Şirin mi şirin. Elinizi uzatsanız değecek. Tepesinde kilisesi var. Arka tarafında da  anfitiyatro.

Eski adı Eryhtrai, kullandıkları kırmızı granitten dolayı adı Eryhtrai olan Helenistik şehrin içine kurulmuş. 19 yy. Ertyhtrai Koyu, civardaki adalardan kiremit üretiyormuş tuğla ile birlike. Zaten etrafta da  çokça kiremit ve tuğla çıkarılıyor.

Hele gün batışı, doyumsuz. Civarlardan gelip seyredenler var arabalarla. Koyda balıkçı ve özel tekneler var. Bu koya bakan, denize sıfır restoranlardan birindeyiz. Batan güneşi  seyretmeğe geldik. Resimleyeceğiz. Ferruh Çevik, aynı zamanda  müthiş bir balık pişiricisi. Bildiğimiz tarhanadan da serpeleyerek nefis balıklar pişiriyor. Adam marifetli. Elinden  gelmediği şey yok. Kalamardan tatlısına kadar, hiçbir restoranda bulamayacağınız lezzet, burada var. Hayran oldum doğrusu. Bitişiğindeki “her şey dahil” sistemli bir otelden buraya gelmeme rağmen, bu “her şey dahile” verip veriştiriyor.

Diyor ki: “ Bu dağın  eteklerinde sahil boyu arsa alanlar var. İstanbullular “keşfetmeyi”, İzmirliler de “tüketmeyi” seviyorlar. Çeşme Kaymakamı İnci Sezerbecel, 1 nci Ildır Kültür  Şenliklerini bu yıl başlattı. Çok sevindik. Biraz kıpırdanma oldu.”

“Babam söylerdi. Zeki Müren bile bu yöreden bir ada almak istemiş,  bürokratik engellerle iş uzayınca, o da kalkıp Bodrum’a yerleşmiş.”

Köy, 450 kişilik. “Fatmagülün suçu ne” filmi bu yörede çevrilmiş. Herakles Butik Otelde çekilmiş bazı sahneleri.

Ferruh, devamla anlatıyor: “Fatmagül’ ün TV dizisi olmasaydı, buraları ne derecede tanınabilirdi acaba? Gelen misafirler, benden,  “Fatmagülün evini soruyorlar. Tecavüze uğradığı sahnedeki yeri neredeymiş falan gibi. Soran sorana” diyor.

Ege’nin pırıltılı sularında, hülya dolu, rüya dolu ir eski Rum Koyu burası. Çevresinde irili ufaklı restoranlar var. Kendisinin yeri de salaş bir restoran. Ama, ustaların ustası.

Restoran sahibi anlatıyor: “ Burada Filozof Homer’in evi varmış. Ve Güneş’in en güzel battığı bu yere, çevrelerden gelip de seyre duranlar varmış.  Erytrhai kelimesi, Yunanca kırmızı anlamında.  Onun için tuğla ve kiremitleri de kırmızı buranın. Şimdi her evin bahçesinde, antresinde bir heykel, sütun, çeşme taşı, kolon başı mevcut. Devlet buraya el atsa, 2. Efes olabilir burası.” Diyor.

Biz has memleketliyiz ya. Taşlarımız da “has” tır. Bir kısmını hala toprak altında tutarız. Yeryüzüne çıkardıklarımızı da vapurlar dolusu dış ülkeler hibe ederiz. Böylesi bir ahvadın çocuklarıyız bizler.

Köylüler, antik tiyatro taşlarını ev yaparken kullandılar. Tiyatroda taş kalmadı. Emekli Milletvekillerinin bahçe duvarları, bu taşlardan. Başka türlü nasıl  “has memleket” olunur? Di mi?

Herkesin cayır cayır sıcaklardan bıktığı bu günlerde, biz, restoranda gece otururken üşüdük. Bu serinti  ilaç gibi geldi.  Restoran cılar, böylesi esintilerde, omuza  almak için şal bulunduruyorlar müşterilerine. Bir yaş günü vardı biz olduğumuzda, Hepsinin omuzları şallı idi. Demek ki hala daha o seriliği hem istiyor, hem de istemiyoruz.

Biz hala daha “Fatmagülün suçu ne?” diye birbirimize soralım. Kızlık zarını nerede bıraktı diye merak edelim. Sahi, Fatmagülün suçu neydi? Bir bilen var mı? Bilenler parmak kaldırsın!

Dürüye’nin güğümleri kalaylı mıymış? Aman ha !  Ona da kulak kabartalım, atlamayalım!

Hadi be sende!

Ollum bak, hadi git başımdan.

Ört ki, ölem!

  

  FERRUH ÇEVİK, "BU DAĞ ÇOK KIYMETLİ. HERKES DAĞIN ETEKLERİNDEN ARSA ALIYOR" DİYOR. ZEKİ MÜREN DE BURADAN BİR ADA SATIN ALMAK  İSTEMİŞ. BÜROKRASİ YILDIRINCA,"BODRUM'A GİTMİŞ. "KUŞ  KAŞTI  DİYOR .( Üstte Zeki Müren ) 

                            ÖZEL OLARAK GÜN BATIMI İÇİN BU "ILDIR" KÖYÜNE GELENLER VAR. 

                         ÖTEDEN BERİ, HOMEROS' TAN BERİ, GÜNEŞİN BATIŞI MEŞHUR BURADA

 

 

 

   BİR GURUP YAŞ GÜNÜNÜ KUTLADI. İZMİRLERDE HASRET KALDIĞIMIZ SERİN HAVADAN DA     KORUNMAK İÇİN, GAZİNONUN HAZIRLADIĞI ŞALLARA BÜRÜNENLER OLDU.

 

 GÜN BATIMI, HAKİKATEN ÇOK GÜZEL. TAAA, HOMEROS'TAN BERİ GÜNEİN BATIŞI BURADA NAMLI

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..