- Kategori
- Efsaneler
“Fil uçusu” tadında…-“öykü”ler-
[23.12.2011 - Burcu Keçecioğlu]
“Fil uçuşu” kadar kısa mesafeler var... Hesapladınız mı hiç?
Bir fil gibi “yürümek”…. Bir fil gibi “uçmak”…. “Kolay mı?”
Kendi öyküsünü yaşayan ve ağır bir cüsseden dünyaya pencere açan derin gözler…
“Yalınayak”, cesur bir sessizlik…
İçselleştirdiği zaman anlıyor insan...
Bir hortumun çığırtkanlığı da olabilir bu..
Hafızalara imgelenen “İnsan öyküleri” de tıpkı bir “fil gibi”..
Uçmak ne denli keyif veriyor insana… “öykülerin kahramanı olunca”
Dağın eteklerine tırmanan bir serüvenin “öykü”sü, bazıları…
Öykünün hız kesmeyen akışı…
“Yaşanmışlıklar” var…
Mesela; her kentin bir arka sokağı ve o sokağı aydınlatan “loş” ışıkları vardır…
Işık yandığı müddetçe beliren “arka sokaklar”ın “insanları”!
Gecesini puslu, gündüzünü sıradan yaşarlar…
“Fil uçuşu” tadında öykü”-ler->, ardı ardına sıralanır…
Yaşanır, biter…Gecesi, sabahını aratmaz bile..
Bir kent ki o, gündüzü; “dilsiz”, “sağar” ve “kör”…sanılır..
Demem o ki, sessiz çığlıkların yalınayak izleri var “o” kentte.
Ama çığlıkların ne “ismi” belli….. ne de “tanıkları”…..
Bin bir çeşit insan figürleri ve onların telaşlı hayatları da cabası…
Sonuçta yürürken uçmanın ne demek olduğunu en iyi o “fil” bilir…
-“öykü”-leşir herşey bir anda hayatı usulca yaşarken..,
Algılayamazsın çoğu şeyi bir “fil” kadar…
Onun kadar hızlı ve cesur olan kim peki…?
İpuçları “Öykü” de dir… Özenle seçmen gerekir…
“Anlatımı ve “söylemi” çözümleyebilmek gerekir..
O vakit anlayacaksın bir fil kadar uçmanın;
…ne denli “kolay”
…ne denli “cesaret” işi
…ne denli “sonsuz” olduğunu…
Ne “file” yazık et, ne de “öyküne”..;)
Onun kadar aç olmazsan eğer, “Hayatı “züccaciye” dükkanına girmiş bir “fil” gibi yaşarsın...”