Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '07

 
Kategori
Sinema
 

"Flyboys": Fazla yükselmeyin çocuklar!

"Flyboys": Fazla yükselmeyin çocuklar!
 

Kolayca alev alan, çabuk bozulan, açık kokpitli, ilk savaş uçakları. Ve bu uçaklarla, deneyimsiz bir avuç kahraman Amerikalıyı yetiştiren Fransız ordusu, kendinden daha iyi ekipmanlı düşman uçaklarını yenebilir mi? Üstelik kahraman olarak gösterilen pilotların, ortalama yaşam süresi yalnızca 6 haftaysa...

“Kahraman Pilotlar”, (Flyboys), Lafayette Escadrille filosunun cesur ve kahraman pilotlarının öyküsünü beyazperdeye yansıtıyor. Onlar, demokrasi adına savaşmak için Birinci Dünya Savaşı’na gönüllü katılan ilk Amerikalı avcı uçağı pilotları. Hayatın farklı kulvarlarından geldiler ancak aynı davada buluşurlar...

Yıl 1916'dır. Birinci Dünya Savaşı iki yıldan beri tüm şiddetiyle sürerken, İngiltere ve Fransa'nın müttefik güçleri, batı cephesinde Almanlar'ın sağlam siperlerine karşı verdiği savaşta başarılı olamamış, milyonlarca insan hayatını kaybetmiştir. Avrupalılar'ı kendi savaşlarıyla başbaşa bırakmayı tercih eden Birleşik Amerika tarafsızlık ve izolasyon politikasını ısrarla korusa da, gönüllü ambulans sürücüleriyle Fransız lejyonunun üyesi olan bazı Amerikalılar, müttefiklere yardım etmek için Avrupa'ya geçmişlerdir.

Ailesinden kalan 900 dönümlük çiftlikten tahliye edilen Teksas doğumlu Blaine Rawlings (James Franco), bir haber bülteninde izlediği filonun kahramanlıklarında kendisi için yepyeni bir gelecek görür. Yabancı ülkelerdeki Fransız lejyoneri Higgins (Christien Anholt) ambulans şirketinden bu filoya geçiş yapar. Asker kökenli bir aileden gelen Nebraska doğumlu William Jensen (Philip Winchester), aile geleneğini devam ettirmek adına bu filoya katılır. Zengin ve güçlü babasının baskılarına boyun eğmek istemeyen ve kendi başına birşeyler yapmak isteyen Briggs Lowry de (Tyler Labine) filoya gönüllü olarak katılanlar arasındadır. Doğru dürüst nişan bile alamayan ukala ve kendini beğenmiş Eddie Beagle (David Ellison) kendi geçmişinden kaçar gibidir. Ülkesinden uzakta yaşayan siyah Amerikalı Eugene Skinner'ın (Abdul Salis) ise filoya katılıp Fransa'yı savunmak için bambaşka bir sebebi vardır. Amerika'da sırf siyah olduğu için uçakların kokpitine bile girmesine izin verilmezken Fransa ona her türlü hoşgörüyü göstermiş, hatta bu ülkede boks şampiyonu bile olmuştur.

Ölümüne mücadeleyi göze alan "Flyboys - Kahraman Pilotlar" filosu bu şekilde meydana gelir.

Oscar ödüllü yönetmen Tony Bill’in yönettiği “Kahraman Pilotlar”ın başrollerinde Martin Henderson, Jean Reno, Altın Küre ödüllü James Franco ve Fransız sinemasının yeni yıldızı Jennifer Decker kamera karşısına geçmiş. Oyunculara, Birinci Dünya Savaşı’na katılmış gerçek uçaklardan oluşan bir filo ve benzeri görülmemiş özel efektler eşlik etmiş. Filmin senaryosunu Phil Sears ile Blake Evans’ın orijinal senaryosunu temel alarak Oscar ödüllü David S. Ward yazmış.

Yönetmen Tony Bill, Birinci Dünya Savaşı’nda uçakların yeri konusundaki düşüncesini şu sözlerle ifade etmiş: “Birinci Dünya Savaşı patladığında, bırakın uçakla yolculuk yapmayı, birçok insan henüz uçak bile görmemişti. Dolayısıyla havacılık teknolojisinin gelişiminden söz edilemezdi. Çoğu insanın henüz araba dahi kullanmadığı yıllardı. Bu yüzden Birinci Dünya Savaşı’nın uçaklarını o dönemin uzay araçlarına benzetebiliriz. Pilotlar kapalı kokpit içinde değildi. Paraşüt ve diğer koruma yöntemleri yoktu. Küçücük bir kıvılcım bile ölümcül sonuçlara yol açabiliyordu. Daha da önemlisi, düşman için kolayca tutuşabilen uçan hedef gibiydiler.” (...) “Her türlü tehlikeye açık olan bu uçaklarda avcı pilotu olmayı seçen cesur insanların neler yaşadığını tüm detaylarıyla göstermeye kararlıydım. Açık kokpitli uçaklarla havalanarak gökyüzünde alçalıp yükselmenin, kimi zaman havada ters dönüp taklalar atarak uçmanın nasıl bir şey olduğunu merak edenler varsa, bu film onlar için büyük bir şans.”

Ve bu buluşma Pearl Harbor'a benzetilmeye çalışsa da hem senaryosu hem de yönetimiyle söz konusu filmin eline su bile dökemiyor. Ne gökyüzündeki savaş sahneleri, ne aşk perspektifi düzgün bir çerçeveye oturuyor. "Bağımsızlık Günü ve Vatansever’in yapımcısından, olağanüstü ve gerilim dolu görsel efektleri, heyecandan sizi diken üstünde tutacak gökyüzünde kapışma sahneleri ve başrolünde genç yıldız James Franco (Spider Man 3) ile Flyboys hızla yükselişe geçiyor" diye sunulan film, hem James Franco'yu hem de Fransız oyuncu Jean Reno'ya irtifa kaybettiriyor ne yazık ki.

Filmin aktörlerinden Tyler Labine ise görüşlerini şu sözlerle dile getiriyor: “Çekimler başlamadan önce Tony bana bazı kitaplar vererek bu insanların öykülerini okumamı istedi. Hepsi birbirinden büyüleyiciydi. Örneğin uçağının alabora olduğu sırada kendisini yeniden kokpite çekmeye çabalayan bir pilotun aynı zamanda uçağı kontrol etmeye çalışması, bir yandan da düşman ateşinden sakınma çabası anlatılıyordu. Bunların hepsi uçak yere çakılmadan önce oluyordu!”

O dönemden kalan gerçek bir uçakla ilk kez “Kahraman Pilotlar”ın setinde karşılaştığını söyleyen Jean Reno ise, “Uçağı bu kadar yakından görünce o insanların olağanüstü cesaretini daha iyi anlıyorsunuz. Gerçek uçağın görüntüsü bana sanki bulutların üzerinde süzülen bir uçurtmayı çağrıştırdı. İnsanlar bu uçaklarla nasıl uçabilir, nasıl savaşabilir diye düşündüm. Bulutların üzerinde oturuyor gibiydiler ve çevredeki her türlü tehlikeye açıktılar. Hepsi de cesur insanlardı” demiş.

Askeri tarihçilerin ve havacılık tarihçilerinin, Birinci Dünya Savaşı’nda yaşanan hava savaşlarının günümüz savaşlarından çok farklı olduğuna dikkat çekerek yaptıkları “Son centilmenin savaşı” tanımlamasına, yönetmen Tony Bill şu sözlerle açıklık getirmiş: “Birinci Dünya Savaşı tarihinde bizim ilgilendiğimiz bölüm hava savaşları oldu. Çünkü havada çok farklı bir savaş yaşanıyordu. Aslında bu durum, pilot olabilecek vasıflara sahip insanların kısmen de olsa elit statüsünden kaynaklanıyordu. Bu genç gönüllülerin büyük kısmı iyi eğitimli, aristokrat insanlardı. Havacılık taktikleri geliştikçe bu yeni savaşlar ortaçağda yapılan askeri turnuvaları çağrıştırmaya başladı. Pilotlar arasında meydana gelen birebir it dalaşları, aslında at sırtındaki savaşçıların mücadelesini çağrıştırıyordu. Onlara, ‘Gökyüzünün Şövalyeleri’ denmesi bu yüzdendir.”

2006 en iyi filmler listesinde ancak 86. sırada kendine yer bulabilen, 12 milyon dolar hasılatla zarar eden bu filmi ancak iflah olmaz aksiyon severlere ve tarihi uçaklarla ilgilenenlere öneriyorum.

Her hikayenin içine "kahraman Amerikalı", "Amerikan bayrağı" ya da "4 Temmuz" sokmaya çalışan Amerikan sinemasına ise sadece gülümsüyor ve "Flyboys, flyboys, aman fazla yükselmeyin!" diyorum!

 
Toplam blog
: 353
: 3712
Kayıt tarihi
: 28.02.07
 
 

"29 Temmuz 1980’de İstanbul’da doğdu. Celal Bayar Üniversitesi, İşletme mezunu. Şiir, deneme, öykü, ..