Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Nisan '10

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

"Garıla Pazarı", Bartın'ın önüne mi geçti?!

"Garıla Pazarı", Bartın'ın önüne mi geçti?!
 

Bartın İsskelesinden kalkan gemiler, Karadeniz'e çıkar. İskele dediğimiz "Yalı" güzelleşecek


İnsanlık, “doğaya dönüş” için çareler arıyor bu gün, provalar yapıyor. Doğal ortamlar, şimdi ön plâna geçti. Besinin bile artık doğal olanı arzulanmakta. Bu arayışlarda geciktik mi? Geç mi kaldık sahiden? Yahut neden geç uyandık bizler?!

Bartınımız ne halde bu gün? Ona bakalım. Şimdi, Bartın’ın nesi var? Çileği var, yoğurdu var, çok meşhur “garıla pazarı” var, Başka? Tel kırması var. Başka? Başka n’olsun, iyilik sağlık. Dünya, doğal yaşam için doğalı arıyor. Zira, geleceğini bunda görüyor. Ya Bartın ne yapıyor? Yerinde sayıyor. Eskiden sırf kadınların işlettiği sebze hali gibi çalışan "garıla pazarı" vardı. Halen var. Daha da güzelleştiriliyor. Makyaj yapılıyor anlayacağınız. İşte bu pazar, Bartın’ın önüne geçti yine. Bartın'ın meseleleri unutuldu. Varsa yoksa, "Karılar Pazarı" (Garıla pazarı) Yahu bu pazaryerinden de mühim Bartın meseleleri var. N'olcak onlar ?

Doğal güzelliğinin bir parçası olan “ Kocanaz Deresi” Bartın’ın simgesi olmuş aynı zamanda. Çöplerimiz buraya dökülür. Goççağız’dan birikintiler gelir Bartın ırmağını tıkar. Tarak makinesi, canı istediği zaman dereleri tarar. Şimdi bu yıl su bol. Öbek öbek çöp ve fabrika artıkları yok. Yakında da kokuları çıkar...

Dere boyunca fabrikaların atık tesisleri denetlenmezse, kesilen cezalar, devenin kuyruğunda kalırsa, işte netice, olur böylelikle “Hatice” Yan gel Osman. Dereye bak hizaya gel. Yandan Halimem yandan. Dürüyemin güğümleri kalaylı.

Amasya ve Kastamonu dereleri şehrin göbeğinden akar, güzellikler sergiler. Bizde ? Bartın Ortaokulunda öğretmenlik yaparken âşık olan Rıza Polat, aşkını, Kocanaz Deresi üzerinden bütün dünyaya haykırdı ve de duyurmadı mı? Bu gün o “Nokta Noktam” şiiri, hala daha matinelerde en çok alkış alan bir şiir olmaktadır. O şiirle Kocanaz Deresinin Bartın’ın bir ırmağı olduğunu, bütün edebiyatçılar bilir.

“Asma Köprüsünden Kocanaz Deresi / Sağda Ortaokul / Okulda çocuklar / Okulda çocukların sesi / Solda / Çakırbeylerin elma bahçesi / Derede bir kayık / Küreklerde sen / Dümende ben / Hava berrak / Hava ılık / / Hava temiz / Ve sularda sarmaşan gölgemiz..”

Bu şiir, 60 yıl önce yazıldı. Adam âşık olmuş. Aşkı onu, bu şiiriyle meşhur etmiş. Bartın’ı anlatan bir şiir. Aşkını anlatıyor, yedi düvelin de haberi oluyor.

Bu dere şimdi tıkanmamalı, kokmamalı. Islâh edilmeli. Goccuğaz, suları geçici olarak setlenmeli, fırsattan istifade yanlara istinat duvarı, zemine beton çekmeli. Boğazda; ırmağın denizle buluştuğu yerdeki sol sahil kayalıkları, indirilmeli aşağıya ki, çıkış genişlesin. Hem sellere de faydası olur, tıkanmaz. O taraklar da çoğaltılmalı. Çöp dökenlere ağır para cezaları kesilmeli. Fabrikaların alt yapısı yok veya kifayetsiz. Niye ? Belli değil. Su, her ayıbı örter. Su, alır götürür. Mantalite budur. Su, yorulduğu yerde de bırakır ama. Cascavlak ortada kalır. Bunu düşünen yok!

Asma Mahallesine giderken, sol tarafta köprünün başındaki kafeterya var. 60 yıldır orası, aynı mezbelelikle tavşan çayı kaynatıp, yandan çarklı kahve yapar. Orası da mı sit alanı? Değil. Adam gibi orası tanzim edilse, fena mı? Belediye, kendisine muazzam park yaptı. Burasının başı kel mi?

Bartın’ın şehir içinden geçen deresinin kenarları eğri büğrü. İstinat duvarı yapılamaz mı? Çileğimiz namlı, kına gecelerimiz, tel kırmalarımız oh pek alâ. Ama ya estetik?

İleride sular çekilecek. Dere ortalarında ve kanarlara doğru sergileneceklere bakın siz. Önümüz yaz. Yediğimiz hurmalar, tırmalayacak bizleri. Kim ettiyse tabi. Bartın’ı öğen o koca şair hayatta olsaydı, yüzüne bakamazdık bu gün.

Hadi diyelim gelmiş geçmiş Belediye başkanları o şair gibi duygusal değildi. Bu nüansı yakalayamadı diyelim. Şimdiki başkan Akın’ın şairliğini bilemeyiz. Nedir, ne haldedir diye. Ama, meseleye, sırf bu âşıklıktan ötürü el atar mıydı diye de düşünmeden edemiyoruz şimdi. Öbür aşktan vazgeçtik. Ama, memleket sevgisinden de şüphe etmiyoruz.

Antalya Valisi Nuri Teoman Paşa, üç günde o şehri kurmuştu parklarıyle. Bizim Valimiz de, Bartın’ın bir ucundan bir tutuverse olmaz mı?

En tesirli iksir biraz da âşıklıktan geçiyor o şair gibi. Sayın Başkandan bahsediyoruz, anladınız. Ama kendisi hiç âşık olmamış gibi duruyor. Yahut da anlamamış gibi, yahut, biz öyle sezinliyoruz.

Bartın bir seda’dır, o’nu seslendirenler bilir / Bartın bir rüyadır, o’nu görenler bilir / Bartın bir sevdadır, o’nu çekenler bilir, / Bartın bir hayattır, o’nu yaşayanlar bilir / Bartın bir mabettir, orada ibadet edilir”

“Başka Bartn yok!” Demeğe getiriyoruz. Diyoruz, diyoruz, kendimiz dinliyoruz. Bu sefer de bakaciz, göreciz..

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..