Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '10

 
Kategori
Haber
 

"Gazetecilere özgürlük için", hem ayağa, hem de atağa kalktılar...

"Gazetecilere özgürlük için", hem ayağa, hem de atağa kalktılar...
 

''5 Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk Günü'' dolayısıyla Ankara'da toplanarak basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki tehditler konusunda 23 gazeteci meslek örgütü yaptığı basın açıklamasında “tutuklu gazetecilere özgürlük” istedi

Gazetecilere Özgürlük Platformu'nu oluşturan 23 meslek örgütü, ''Gazetecilik İçin Ayağa Kalk'' eylemi kapsamında, cezaevindeki gazetecilere özgürlük istedi.

Ankara Kızılay’da toplanan basın meslek örgütü yönetici ve üyeleri, sloganlar eşliğinde Güvenpark'ın Başbakanlık çıkışına yürüdü

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel, burada platform adına yaptığı konuşmada, cezaevlerinde 30 Eylül itibariyle 44'ü tutuklu 6'sı hükümlü olmak üzere 50 basın emekçisinin bulunduğunu söyledi.

Bunun yanında bir süre tutuklu kaldıktan ya da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan, ancak haklarında hapis cezası istemiyle açılan davalar devam eden 25 basın emekçisinin bulunduğuna işaret eden Sertel, ayrıca kesinleşmeyen veya cezasının infazı 5 yıl süreyle ertelenen 29 gazeteci olduğunu belirtti.

Sertel, ' '100'den fazla gazeteci, yakın vadede hapis cezası tehdidi altındadır. Bütün bunların dışında çok sayıda gazeteci ve medya kuruluşu hakkında hapis veya para cezası talebiyle açılmış en az 1200 dava mahkemelerde görülmektedir'' dedi

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde, insanlığın evrensel kabul görmüş değerleri, temel insan hakları, demokratik hukuk devleti ilkeleri dikkate alındığında, Türkiye'de gerçek anlamda basın ve ifade özgürlüğünden söz edebilmenin mümkün olmadığını söyleyen Sertel, kamuoyunun gözü kulağı olan gazetecilerin meslek ilkeleri çerçevesinde kullanacağı özgür habercilik hakkının, halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkı ile iletişim özgürlüğü için korunması gerektiğini vurguladı.

DEMOKLES’İN KILICI

Tutuklamaların, Türk ceza hukukunda "kanayan bir yara" haline geldiğini belirten Sertel, ''Tutukluluk, cezalandırma yerine geçirilmektedir. Tutuklamalar vasıtasıyla erken gelen yanlış adalet, geç gelen adaletle telafi edilmesi mümkün olmayan ağır sonuçlar doğurmaktadır'' diye konuştu.

Platform olarak yargılanması devam eden bazı gazetecilerin duruşmalarını izleyerek kendilerine destek vereceklerini bildiren Sertel, şunları kaydetti:

''Gazeteciye 'yazma, konuşma, eleştirme, yorum yapma' diyen ve Demokles'in kılıcı gibi medyanın tepesinde asılı duran kanun hükümleriyle Türkiye, görevini iyi yaptığı için gazetecileri cezalandıran bir ülke haline dönüşmüştür. İfade ve basın özgürlüğü, gazeteciler için özel bir özgürlük değildir. Bu temel özgürlüğün kullanılabilmesi, yurttaşların doğru bilgi edinebilmesi ve eleştirel olabilmesi, bu sayede demokrasinin gelişebilmesi için elzemdir

Başta Anayasa, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu olmak üzere ilgili mevzuattaki tüm kısıtlamalar kaldırılmalı, temel hak ve özgürlüklerin omurgası olan ifade özgürlüğü her koşulda, tüm yasal ve idari düzenlemelerde temel ilke olarak kabul edilerek korunmalıdır. Gazetecileri, ağır para ve hapis gibi orantısız cezalar ile karşı karşıya bırakan ve mesleklerini yapamaz hale getiren düzenlemeler yasalardan çıkarılmalıdır. Türk mevzuatında esas hale gelmiş olan yasaklama ve engelleme anlayışı terk edilerek, temel hak ve özgürlükler mutlak ve kutsal kabul edilmelidir.

Tüm bu nedenlerle biz, aşağıda imzası bulunan Gazetecilere Özgürlük Platformu'nun bileşenleri olarak, öncelikle cezaevlerindeki tüm tutuklu gazetecilerin derhal salıverilmesini talep ediyoruz.

İ M Z A L A R: Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Türkiye Gazeteciler Federasyonu (TGF), Basın Konseyi, Basın Enstitüsü Derneği, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Diplomasi Muhabirleri Derneği (DMD), Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD), Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD), Gazeteciler Cemiyeti (Ankara), Gazete Sahipleri Derneği, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC), Kültür Turizm ve Cevre Gazetecileri Derneği (KÜLTÜRÇEV), Medya Etik Konseyi (MEK), Parlamento Muhabirleri Derneği (PMD), Profesyonel Haber Kameramanları Derneği (PHKD), Turizm Çevre ve Kent Gazetecileri Derneği (TURÇEV), Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD), Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD), Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Çevre ve Eğitim Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyetleri Basın Vakfı, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (UMAG).

Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı ve İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atilla Sertel’in açıklaması da şöyle:

“Türkiye’de cezaevlerinde 30 Eylül 2010 itibarıyla 44’ü tutuklu 6’sı hükümlü olmak üzere toplam 50 basın emekçisi bulunmaktadır. Cezaevlerindeki gazeteci sayısı 2009 yılının Ocak-Nisan döneminde 29, Mayıs-Ağustos döneminde 35, Eylül-Aralık döneminde ise 44 idi.

Cezaevlerindeki gazeteci sayısının giderek artış eğilimi içinde olması ve gazeteciler hakkında açılan dava ve soruşturmaların binlerle ifade edilmesi, Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Kanunu’ndaki basın özgürlüğünü kısıtlayan hükümlerin halen yürürlükte olmasının bir neticesidir.

Cezaevlerindeki 50 gazeteciye ilave olarak, bir süre tutuklu kaldıktan ya da gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan ancak haklarında hapis cezası istemiyle açılan davalar devam eden 25 basın emekçisi bulunmaktadır.

Böylece belirlenen 100’den fazla gazeteci, yakın vadede hapis cezası tehdidi altındadır.

Bütün bunların dışında çok sayıda gazeteci ve medya kuruluşu hakkında hapis veya para cezası talebiyle açılmış en az 1200 dava mahkemelerde görülmektedir.

Böyle bir ortamda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları çerçevesinde, insanlığın evrensel kabul görmüş değerlerini, temel insan haklarını, demokratik hukuk devleti ilkelerini dikkate aldığımızda, Türkiye’de gerçek anlamda basın ve ifade özgürlüğünden söz edebilmemiz mümkün değildir.

Tutuklamalar, Türk ceza hukukunda kanayan bir yara haline gelmiştir. Tutukluluk, cezalandırma yerine geçirilmektedir. Tutuklamalar vasıtasıyla erken gelen yanlış adalet, geç gelen adaletle telafi edilmesi mümkün olmayan ağır sonuçlar doğurmaktadır.

Tutuklu yargılamaların simgesi haline gelen Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan’a 11 Kasım Perşembe günü ziyaret gerçekleştireceğiz. Ayrıca yargılanan meslektaşlarımızdan bu ay içerisinde duruşması olan İsmail Beşikçi’nin davasını 12 Kasım’da, Filiz Koçali’nin davasını 23 Kasım’da heyet halinde izleyeceğiz. Gazetecilere Özgürlük Platformu, bundan sonraki aylarda da gazeteciler hakkında açılmış olan davaları heyet olarak izleme kararı almıştır

ÖNCELİKLE CEZAEVLERİNDEKİ TÜM TUTUKLU GAZETECİLERİN DERHAL SALIVERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ. Yargılamaların tutuksuz devam etmesi, adil yargılama ilkesinin de bir gereği olacaktır.

Türkiye’nin demokratik dünyadan kopmasına yol açabilecek bu tehlikeli gidişattan kurtulabilmek için hükümeti ve parlamentoyu ilgili YASALARDA KÖKLÜ DEĞİŞİKLİKLER YAPMAK ÜZERE DERHAL HAREKETE GEÇMEYE ÇAĞIRIYORUZ.

5 Kasım Gazetecilik İçin Ayağa Kalk günü dolayısıyla, Avrupa Gazeteciler Federasyonu’nun aldığı karar doğrultusunda tüm Avrupa ülkelerindeki gazeteci örgütleri de bugün Türk meslektaşlarıyla dayanışmalarını göstermek amacıyla basın açıklamaları yapıyorlar.

Ayrıca Avrupa’daki gazeteci örgütleri, kendi ülkelerindeki Türk Büyükelçiliklerine birer mektup göndererek, ülkemizdeki basın ve ifade özgürlüğüne yönelik tehditlerden, açılan davalar ve tutuklamalardan duydukları endişeleri dile getiriyorlar.

Gösterilen bu uluslararası dayanışmadan dolayı, başta Avrupa Gazeteciler Federasyonu olmak üzere tüm Avrupalı meslektaşlarımıza teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ve en son olarak diyoruz ki: ” ÖZGÜR GAZETECİLİK VARSA, ÖZGÜR TOPLUM VARDIR.”

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..