Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Nisan '12

 
Kategori
Deneme
 

"Geçip gidecek olana dair"

"Geçip gidecek olana dair"
 

"Hayat"


Gün gelip de,

Puslu bir aynada  kendimi görünce,

Biliyorum,

Aklıma düşecek o anlamsız düşünce.

“Çok kadın sevdin,

Masum, aşifte, güzel, hoş, çirkin;

Ama hiçbirinin suretinde

O’nun anlamını göremedin.”

Deli çağlarımızda, gençliğin bir rüzgâr gibi geçtiği o yıllarda biri olur, bir şey olur yüreğinizi ısıtan. İnsanın kaderidir bu. Olmuyorsa, şüphe etmelidir kendinden. Ama, birşeyler bizi mutluluğa ulaşmak isterken engeller, kah karşınızdaki olur bu, kah korkularınız, kah gururunuz..

Gururu bir kalkan bilip, içimizde büyüttüğümüz hisleri tecrit ettiğimizde, göremeyiz aslında kendimizi prangaya vurduğumuzu. Âşık olmak çok zordur, hele gerçek aşkı yakalamak...

Yaşanmış mıdır bilinmez.

Ama değmez mi “adam gibi sevmeyi” denemeye? Kanser hastası olsak, ölecek olsak, yeni bulunan ama öldürme riski taşıyan bir ilaca sarılmaz mıyız hayata sarıldığımız gibi? Göze almaz mıyız zaten ölümle var olan randevumuzu daha erken bir tarihe almayı?

Her daim, mutluluğu kovalamak gerektiğini söyleyen ustalar, bizden önce yaşamış, görmüşlerdir hayatın, bize verilen lütfun özünü. Hayyam mesela, ya da John Keating! Bize bir gün solucan yemi ya da gübre olacağımızı haykırmışlardır, seslerini duyduk duymadık o başka.

Gençlik yıllarında koklamadığınız o güller, emin olun karşınıza çıkacaktır bir gün tozlu bir defterin sararmış yaprakları arasında ölü olarak. Bazı şeyler, sadece yapabileceğiniz yaşlara özeldir, keza güzelliği de o dönemlerde gizli... Aynı manzarayı ilk gördüğünüzde duyacağınız haz ve heyecan, düşündükleriniz, sonrakilerden çok farklı olacaktır.

Belki de Herakleitos, aynı nehirde iki kere yıkanamayacağımızı söylerken, bu saiki de düşünmüştü. Düşünün hele bir! İkinci girişinizde ya siz değişmişsinizdir, ya da nehir! Dönüp bakın geçmişinize, her bıraktığınız aynı yerde midir?

Çekincelerinizi bir ağırlığa bağlayıp denize atın. Salıverin düşüncelerinizi, onlar sizindir. Böylesine ukalâ olmak istemem ama daha kuvvetli olarak istemediğim bir şey var ki, o da, yolun sonuna mutluluk treniyle değil de kaygı, acı, hüzün treniyle gelmiş olmanızdır.

Zordur benim deyişimi anlamak,

Özün özünde yatanı kavramak,

Anlayan için ne hoş, hemfikirizdir,

Anlamayana ise, kelâmım gizdir.

27 mart 2008

 
Toplam blog
: 19
: 3431
Kayıt tarihi
: 30.08.09
 
 

"Baba, koca, yazar, hukukçu, piposever, felsefî bir şövalye ama en çok... alelade bir adam." "Fat..