Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mart '07

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

"Geçmiş" oldu!

"Geçmiş" oldu!
 

“Hadi... Sigarayı bırakalım” başlığını taşıyan yazımı okumuşsanız eğer, 13 yıl önce geçirdiğim kalp krizinden sonra, ikinci bir kriz daha geçirmiştim. Birincisinde “By-pass” yapılarak sağlığıma döndürüldüm. Bu ikincisinde ise iş biraz değişikti.

Değişikliğin ne olduğunu, bu gün Sayın Başbakan’ın partisinin “Genişletilmiş istişare toplantısında” yaptığı konuşma üzerine yazmaya karar verdim.

Ondan önce bir de gazetelerden bir haber alıntısı yapalım.

“Devlet Bakanı Ali Babacan’ın sabaha karşı saat 4.00’e kadar süren toplantıda ikna edemediği IMF, seçim öncesi dönem olduğu için esneklik göstermedi. IMF’yi Hazine yetkilileri de ikna edemeyince, gece yarısı bitirilen açıklama metninde IMF’nin istediği doğrultuda vurgular yapıldı.

Açıklamada; harcamalar konusunda ek tedbir alınması, sağlık harcamalarının kısılması, Sosyal Güvenlik Reformu’nun devreye alınması, KİT’lerin mali dengesi için zam yapılması gerektiği ifade edildi.”

Gelelim hikâyemize…

Hastaneye yatışımın aynı günü yapılan anjiyo sonrasında doktorlarım;

- İbrahim Bey, iki damara stent takacağız, iki damara balon yapacağız, bir damarı da kurcalayacağız.

- Eh… Peki… Nasıl isterseniz, boynumuz kıldan ince…

- İnce de, bir mesele var.

- Hayırdır?

- Efendim, size takacağımız stent farklı bir stent…

- Ne demek ki o?

- Yani demek o ki, devletin –ben SSK emeklisiyim- verdiği stenti size takmamız mümkün değil. O stenti takmak ile takmamak arasında bir fark yok. Taktığımızda bir faydası da yok

- ?

- Size takacağımız çelik ilaçlı stent olacak.

- İyi ya onu takın…

- Takalım da…

- Efendim, takalım. Şimdi nedir sorun?

- Sorun şu; devletin verdiği 500 YTL lik bir stent, size takılacak stent ise 3000 $ + KDV fiyatında…

- ?!....

Salamon hastalanmış, 40 derece ateşle yatak döşek yatıyormuş. Bir doktor çağırmışlar. Doktor muayene sonrası reçeteyi yazmış ve Salamon’a uzatmış. Salamon, yorganın altından kafasını şöyle bir çıkarmış ve doktora sormuş “Kuzum, bu reçete kaç lira tutar?” Doktor reçeteye bir daha baktıktan sonra “Yüz lira kadar tutar” demiş. Salamon, başında bekleşen yakınlarına üzgün bir yüzle bakıp “Örtün de öleyim” demiş.

Takılacak stent sayısı iki. Etti mi sana 6000 $ + KDV... Peki, bu para nasıl ödenecek? Emekli maaşı ile geçinmek zorunda olan birisi, 6000$ parayı nasıl öder?

Ev ahalisine “Örtün de öleyim” mi demek gerek? Yoksa nasıl yapmalı?

Eşim, olaya el koydu ve doktorlarıma “Takalım” diye direktif verdi.

Takalım da “Nasıl olacak” gibi bir sorunun karşılığında “Bırakalım da ölesin mi?” gibi garip duygular yaratan bir cevap verdiler.

Sonunda iki damara stent takıldı, iki damara balon yapıldı, bir damar kurcalandı ama bir faydası olmadı ve 6000$ + KDV çelik ilaçlı stent bedeli ödenmek üzere hastaneden eve dönüldü…

SSK emeklisi bir insanın, kalbi ile ilgili bir sorunu oldu mu, işi zor demek ki. Demek ki ‘devletin verdiği’ her ne ise onu takmak zorunda kalacak. Takılacak, bir işe yaramayacak sonra da ölüp gidecek…

Böyle mi olacak, yoksa ben mi yanlış anlıyorum…

Yanlış mı anlıyorum diye soruyorum, çünkü Başbakan’ın attığı nutuka bakarsanız, sağlık ile ilgili tüm sorunlarımız halledilmiş.

Peki, o zaman bu sorun olmuyor mu?

Değerli dostlar…

Hastaneden çıkıp evde istirahat etmeye başladığımdan bu yana birçok eş, dost, ahbap gerek gelerek, gerekse arayarak “Geçmiş olsun” dileğinde bulundular.

Şimdi merak ediyorum. Bana “Geçmiş olsun” derken bu “Geçme” konusundaki dileklerinin anlamı neydi?

6000$+KDV için mi “Geçmiş” olacaktı, yoksa sağlığıma kavuştuğum için mi?

Şimdi ola ki siz okuyanlarım da bana “Geçmiş”li bir mesaj gönderme ihtiyacını duyabilirsiniz. Sizden ricam “Geçmeli” dileğinizin niteliğine de açıklık getirirseniz sevinirim.

Bir taraftan Başbakan sağlık konusunda her türlü iyileştirmenin yapıldığını gözümüzün içine baka baka söylüyor, diğer taraftan IMF sağlık harcamalarında kısıtlama istiyor ve hükümete de kabul ettiriyor…

Bir gün gelecek, sandıktan da Başbakan’a bir dilek çıkacak. Bakalım o zaman kime…

21 MART 2007

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..