“Gezi” den kim hangi dersi çıkarmalı?

Yaklaşık iki haftadan beri devam eden Gezi Parkı olayları, başta İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük illerde olmak üzere birçok ilde hala devam etmekte.  Olaylardan ders alması gerekenlerden aklıma gelenler şunlar ;

İktidar:

Bilindiği üzere olayların tarafı Hükumet ve Halk.  Başbakan’a  göre sokaklara dökülenler Halk değil “Çapulcu”. Yine Başbakan, Gezi Parkı eylemine destek verenlerin ana muhalefet olduğunu söylüyor. Durum böyle olunca da, polisler ısrarla biber gazı, tomalar ise basınçlı su sıkmaya devam ediyor. Gösterilere katılanların direnci kırmak için, gösteride olanların yanında, sosyal medya üzerinden paylaşımlarda bulunanlar dahi gözaltına alınabiliyor. Başta Başbakan olmak üzere,  Hükumet kanadının,  Halkı guruplara ayırıcı ve kışkırtıcı konuşmaları ve tavırları ise hala devam ediyor.

Olaylar üçüncü haftasına girmek üzere. Demek ki işin içinde 8-10 ağaç ve AVM değil, Başbakan’ın görmediği ya da görmek istemediği başka şeyler var.  Halkın kararlılığının üzerine körükle(biber gazı, toma, şiddet vb. ile) gitmek, yangını söndürmez, aksine alevlendirir. Halkı karşısına alanlar şimdiye kadar bu dersi çoktan çıkarmış olmalıydı…

Muhalefet:

Gezi olaylarından muhalefet de gerekli dersleri çıkarmalı:

CHP daha ilk günlerde eylemcilere destek olayım derken, eylemlerin,  Hükümet tarafından siyasi olarak nitelendirilmesi keyfiyetine sebep oldu. Bu aceleci tutum ile bir bakıma,  Hükümetin olumsuz tavırlarının devam etmesinin dayanağı oldu. CHP bu gibi durumlarda aceleci davranmaması gerektiğini ve doğru hareketin ne olduğunu bir türlü öğrenemedi. Kılıçdaroğlu, danışmanlarıyla beraber daha sağduyulu ve geleceği okuyarak hareket etmeli.  Bu kapsamda, her konuya balıklama dalmamalı ve karşı tarafa koz vermemelidir.

MHP eylem sürecinde daha temkinli davranmakla beraber, eylemlerde yer almayacaklarını ifade ederek tabanını gücendirdi. Bahçeli’ye rağmen eyleme destek veren hatırı sayılır miktarda MHP’li olduğu muhakkak.

Muhalefetin bu iki partisi, eylemde aktif rol oynamak  ya da eylemin dışında kalmak yerine, medya ya da  Sosyal Medya aracılığıyla kitlelere ve Hükümete etkili biçimde ulaşabilirler, daha aktif rollerle durumu kendi lehlerine çevirebilirlerdi. Bu konuda maalesef zayıf kaldılar.

BDP ve APO:

Gezi Parkı eylemlerini ergenekoncuların ve ulusalcıların faaliyeti olarak görmek ve bertaraf edilmesi için Hükümete destek vermek, “sürecinize”  yarar değil, zarar verir…Tabana hakim olmak gerekirdi. Kalabalığın ortasında PKK bayrağı, APO posteri açmak da neyin nesi?

Medya:

Medyanın bölünmüşlüğü bir kez daha ortaya çıktı ve Türk Medyası’ nın bazı organlarının yazmadığı ve kanallarında yer vermediği olay ve haberleri, vatandaş yabancı TV kanalları ve Sosyal Medyadan takip etti. Medya doğru haber vermekten ve tarafsızlıktan ne kadar uzak kalırsa kalsın, vatandaş haberi ve doğruları arayıp buluyor. Kaybeden ise “taraflı medya” oluyor.

ABD, AB ve Diğerleri:

Başta ABD olmak üzere, bütün emperyalist güçler, Türk Halkının, basit gibi görünen bir konunun ardından bir anda nasıl kenetlendiğini ve güç birliği oluşturduğunu yaklaşık 90 yıl aradan sonra yeniden görmüş ve anlamış olmalılar. Bu ülkelerin, Türkiye Cumhuriyeti’ni ve onun halkını bölme hesaplarını yaparken, bir kez daha etraflıca düşünmeleri ve bu konuda ders çıkarmaları gerekir.

Silah Tüccarları:

Silah üreticisi ve pazarlayıcı ülkelerin de çıkarması gereken dersler ve almaları gereken tedbirler var.  Bu kapsamda; Türkiye’de son olaylarda kullanım rekoru kırılan gaz bombalarının kullanımını kınamak yerine,  satışına ambargo koymanın daha doğru olacağını değerlendirmiş olmaları gerekir.

Diğerleri:

Beşar Esad, bazı sanatçılar, Ortadoğu Ülkeleri, Ülkemizde cirit atan ve sayılarını dahi bilmediğimiz yabancı casuslar, eyleme katılanlar, eyleme katılmayarak uzaktan seyredenler, eylemlerin karşısında olanlar, medya patronları, vs, vs. Bu saydıklarım da msanırım alacakları dersleri biliyorlardır.

Huzurlu ve mutlu yarınlar dileğimle...