Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Haziran '13

 
Kategori
Kitap
 

"Gezi" direnişini daha iyi anlamak için iki kitap...

"Gezi" direnişini daha iyi anlamak için iki kitap...
 

Görsel kaynak: www.netgazete.com


Üniversiteye giriş için sınav stresinin son aşamasını da atlatan sevgili yeğenim Pazar günü telefonla sordu: “Amca, şu son olayları anlamamı kolaylaştıracak kitaplardan neleri önerirsin?”  Bir an için afalladım kaldım. Tüm siyaset bilimi, sosyoloji müfredatına (hatta bir miktar da psikoloji ve antropolojiye) az çok vakıf biri olarak afalladım kaldım.Çünkü söz konusu "direniş"; bir önceki yazımda ("Gezi Parkı Direnişi". Yeni bir tekno-politik mi?)  olayın doğuş, gelişim ve sürüklenişindeki yeni ve farklı yönleri bir ölçüde sorgulamaya çalıştıysam da, başlangıcı itibariyle sosyolojik bir hareket mahiyetinde iken meydanların kalabalıklaşan ivmesi -ve süratli devinimiyle- siyasal bir hareket konumuna erişmiş durumda! Eskiye dair bildiklerimizin tümüne birden sanki yeni bir format atan hareketin bileşimindeki yeni oluşumları tümüyle kavrayabilmek mutlaka ek bilgi ve okumalara gereksinim duyurmakta…

Aklıma iki kitap geldi. Birincisi; Alain Touraine’nin Yapı Kredi Yayınlarından, Olcay Kunal çevirisiyle Temmuz 2000 baskısı, “Eşitliklerimiz ve Farklılıklarımızla Birlikte Yaşayabilecek miyiz?” adlı kitap.

Öz Türkçe ağırlıklı çevirisi ve içerdiği felsefi dil nedeniyle biraz zor okunan eser, giriş bölümünde “… Günümüzde toplumlar belli bir toprak bütünlüğü içinde toplumsal düzeni, ekini (kültürü) ve erki dinsel, kültürel, budunsal (maneviyat ile ilgili) ya da siyasal bir yetke altında toplayarak yeniden topluluklara dönüşmekte…” diyen bir saptama ile başlıyor ve “ hep birlikte olduğumuzda hemen hemen hiç ortak yanımız yok; belli inanışları ve belli bir tarihi paylaştığımızda da, bizden farklı olanları reddediyoruz” diyerek devam ediyor…

Kitapta “Yasayla gelenek ve akılla inanç arasında kurduğumuz hassas dengeler, bir yandan kitle kültürünün istilasıyla, öte yandan toplulukların geri dönmesi sonucunda oluşan bölünmelerle yıkılıyorlar…”  şeklinde yer verilen, statüko açısından ürkütücü bir saptamanın ardından “aynı zamanda hem buradanız, hem de her yerden, yani hiçbir yerdeniz. Yerel ya da ulusal toplumun belleğimizle üretim toplumuna kişisiz katılımımız arasında kurumlar, dil, yasalar ve eğitim aracılığıyla kurduğu bağlar zayıfladı…” diyerek anlamlı açıklamalara yelken açmakta…

Giriş bölümünde can alıcı bir saptama ise şu şekilde: “ Bugün bir ülkeyi yönetmek, o ülkenin ekonomik ve toplumsal düzenlenimini uluslararası ekonomik gerekliliklerle uyumlu kılmaktır herşeyden önce; ancak bu arada, toplumsal normlar zayıflar ve kurumlar, özel yaşama ve gönüllü örgütlere giderek genişleyen bir alan bırakarak her geçen gün önemini biraz daha yitirir…”

Eserin “Toplumsal hareketler” başlıklı üçüncü bölümünde karşımıza çıkan kayda değer diğer bir saptama ise; “ Ekonomiyle siyasa, pazarla devlet, değiş tokuşlarla (alışveriş-iktisadi hayat) kimlik arasında bölünmüş bu somut dünya imgesi, araçsallaşmış bir akılla, yani bir taktik eylemle kültürlerin simgesel evreni arasındaki ayrımı gösteren daha soyut bir dünya imgesinin yerini almaktadır…” şeklinde… “gerçekliğin yerini alan bilimsel imgelem, siyasal istenç ve kâ r arayışlarının…“ anormal tahakkümcü bileşimine karşı da hem topluluğun (yaşama biçimlerine karışma!) hem de pazarın boyunduruğundan (AVM karşıtlığıyla simgeleşen!) kurtulmak isteyen "yeni Özne"nin haklı bir direniş ve isyan duygusu var!

Dördüncü bölümde "Modernliğin üç dönemi"ne (Yüksek, Orta ve Alçak Modernlikler şeklinde) ait temel özelliklere değinilerek, günümüze uzanan önemli ipuçları verilmekte. "Yüksek modernliğin" kapitalist ussallaş(tır)mayla kentsoylu (burjuva) bireyciliği birleştiren ulusal hukuk devletinin merkezi rolüne dayandığı belirtilmekte! Bu yapıların, çoğul ve çeşitlilik içeren toplumsal gerçekliği siyasetin ve yasaların birliğine bağlayan geçmiş işlevinden de bahsedilmekte. Ekonomik etkinlikle kişisel ve toplumsal kimliği bir arada tutabilecek şeylerin yok olmaya yüz tutmasıyla bu yapıların çökmekte olduğu saptamasına da yer verilmekte... Hatta Hannah Arendt'in üç temel eserindeki kavramlar da göz önüne alınarak - "yaratıcı aykırılık"ların dışla(n)ma ve gettolaşmaya dönüşmesi  gerçeği karşısında bir "müdahale toplumu" tanımı da yapılmakta...  Diğer taraftan,“Öteki” kavramını giderek dışlayan teknolojik ve iktisadi yeni alt-yapı, çok kültürlülük ve iletişimin giderek artan önemi karşısında; artık bir “Düzen toplumu” yerine “Değişim toplumları”, “Üretim toplumları” yerine ise “İletişim Toplumları” aşamasına gelindiği vurgusu eserin günümüzdeki toplumsal hareketleri anlamamıza ışık tutabilecek kanımca en önemli saptamalarından bir tanesi!

"Başlıca amacımızın doğa üzerinde egemenlik kurmak olmadığını, doğa üzerinde kurduğumuz egemenlik üzerinde egemenlik kurmak olduğunu öğrendik artık; uygarlığımızın ölümlü olduğunu, gezegenimizin –bir gün- yaşanmaz duruma gelebileceğini, kentlerimizin aşırı şiddetin etkisiyle yanıp tutuşabileceğini de biliyoruz artık. Eskiden ekonomiyi kalkındırmaktı işimiz, şimdiyse çok daha büyük bir işimiz var: Yüzyıllardır parçaladığımız, bozduğumuz, keyfimizce kullandığımız bir dünyayı yeniden oluşturmak!..”

Kitabın son cümlesi de vurgulayıcı; “XIX. yy. ortalarında Avrupalı düşünürler ve siyasiler, artık Fransız Devrimi’nin sonuçlarına değil, sanayi toplumunun ve bu toplumdaki çatışmaların doğuşuna hazırlanmaları gerektiğini anlamak için nasıl büyük bir çaba göstermek zorunda kaldıysalar, bizler de bugün, eğer değişmekte olan bir dünyanın eyleyenleri olmak istiyorsak, güç bir değişimi tamamlamak zorundayız!”

Bir eser olan-bite(meye)nlerin fotoğrafını  (hatta 'scan'ını)16 yıl öncesinden nasıl çekebilir ki dedirtircesine...

İkinci eser ise yeni ve sanırım henüz Türkçe’ ye çevrilmedi.Yeni Dijital Çağisimli kitap Google CEO’su Eric Schmidt ve Google Ideas bölümünün direktörü Jared Cohen tarafından yazılmış. Cohen aynı zamanda Hillary Clinton’a danışmanlık yapmış dış politika ve ulusal güvenlik uzmanı… (Bu eser için de aşağıdaki linke bakılabilir)

http://blog.milliyet.com.tr/-gezi--direnisini-daha-iyi-anlamak-icin-iki-kitap-ii-/Blog/?BlogNo=420158

 (Devam edecek)

İ.Ersin KABAOĞLU,

25 Haziran 2013, Ankara

 
Toplam blog
: 366
: 2333
Kayıt tarihi
: 05.10.07
 
 

Samsun/Ladik doğumluyum. Çocukluğum ve ilk gençlik yıllarım babamın görevi gereği ülkemizin Orta ..