"Gül" gibi ziyaret

Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL, Türkiye Cumhurbaşkanı olduktan beş ay sonra ABD’yi ziyaret etti. Son bir ay içerisinde, Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ardından, Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL’ün de ABD’yi ziyaret etmesi kafalarda soru işaretlerine neden oldu diyebiliriz.

ABD başkanı G. Bush’un yakın zamanda yapmayı planladığı Ortadoğu gezisi öncesi gerçekleşen bu buluşmada, PKK’dan Ortadoğu’ya, İran’dan enerji konularına kadar birçok konunun konuşulduğu söyleniyor.

Türkiye’nin, müttefiki(!) olan ABD ile ilişkilerini geliştirmesi, diplomatik temasların üst düzeyde gerçekleşmesi ve K.Irak’ta PKK’ya yönelik düzenlenen operasyonlarda ABD ile işbirliği yapılması sevindirici gelişmeler olarak görülebilir. Fakat asıl olarak kendimize sormamız gereken soru şu olmalıdır: Türkiye ile ABD’nin yakınlaşması ne anlama geliyor? Bu yakınlaşma sonucunda Türkiye ne gibi faydalar elde edebilir?

TBMM’de, yurtdışına asker gönderme konusunda oylanan tezkerenin reddedilmesi sonucu ABD ile Türkiye arasındaki ipler gerilmişti. Hatta K.Irak’ta bulunan Türk askerlerinin kafalarına ABD askerleri tarafından, çuval dahi geçirilmişti. Bu konular unutulmadı; ancak hepsi geride kaldı. Ak Parti iktidarının ikinci dönemiyle birlikte Abdullah GÜL, Cumhurbaşkanı seçildi. PKK terör örgütünün eylemlerine hız vermesiyle birlikte, yine bu dönemde PKK’ya yönelik K.Irak’a askeri operasyonlar yapıldı. Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ABD gezisinin ardından yapılan bu operasyonlar, hem iktidar partisine nefes aldırdı, hem PKK’ya ağır kayıplar verdirdi, hem de ABD ile ilişkilerimizin daha da gelişmesine sebep oldu.

Bu açılardan bakarsak, çok karlıyız. Ancak gün gelecek ve ABD, bize yaptığı yardım(lar)ın karşılığını bekleyecek. Çünkü uluslararası arenada hiçbir iyilik, karşılık beklenmeden yapılmaz.

ABD ile Türkiye arasındaki bu yakınlaşma dönemini, ikinci balayı dönemi olarak kabul edebiliriz. Çünkü son dönemde ABD’den, istediklerimizle döndük. Özellikle K.Irak’a yönelik düzenlenen askeri operasyonlarda, ABD’nin bize verdiği destek tartışılmaz.

Peki ABD, Türkiye’den ne gibi isteklerde bulunabilir? İlk olarak ABD, Irak’taki gelişmeler konusunda Türkiye’den yardım bekleyebilir. Çünkü ABD, gelecek dönemde Irak’taki asker sayısını düşürmek istemektedir. ABD’nin bir başka isteği, İran’a yapacağı diplomatik baskı konusu olabilir; Türkiye’nin İran’la olan ilişkilerini en aza indirmesini isteyebilir. Ayrıca ABD, İsrail ve Filistin konusunun çözümünde de Türkiye’den destek bekleyebilir. Bir diğer istek ise, Asya enerjileri konusunda Türkiye’nin ABD ile aynı politikaları paylaşması olabilir.

Yukarıda da söylediğim gibi, ABD ile Türkiye arasında son dönemde yaşanan yakınlaşma, bir balayı dönemi olarak görülebilir. Ancak yapılan her iyiliğin ardında bir beklenti vardır. Acaba ABD, ağzımıza bir parmak bal mı çalıyor? Yoksa bu, “gül” gibi bir ziyaret mi? Bu soruların cevaplarını zaman gösterecek. Fakat attığımız adımlara dikkat etmemiz gerekmektedir. Zira ABD’nin bizden isteyeceği şeyler, bizim karşılayamayacağımız ya da karşılamak istemediğimiz istekler olabilir.