Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '14

 
Kategori
Magazin
 

‘GÜNAH ŞEHRİ’NE KADIN ACIMASIZLIĞI HÂKİM!

‘GÜNAH ŞEHRİ’NE KADIN ACIMASIZLIĞI HÂKİM!
 

Uğruna ölünecek kadın var mıdır? Zaten doğduğumuz andan itibaren başlayan ölüme yolculuğumuzu ve yaşamın ne denli değerli bir hediye olduğunu düşünürsek, hiçbir şey uğruna ölünmeye-öldürülmeye değer gelmiyor insana.

Ama işte gerçekten savunmayı gerektiren olaylar dışında, erkek milletinin seks tetikli saplantıları kimi zaman gözleri kör ediyor. Bağlılığın erkeksi tutkuya dönüşümünün, kadın tarafından kullanıma açık bir zaaf olduğu gerçeği kabul edilmek istenmiyor. Erkek düşünmeden ateşe atıyor kendini… Öldürüyor, ölüyor… Kazananın kadın, kaybedeninse her durumda erkek olduğunu fark etmeden!

Frank Miller’ın çizgi romanından uyarlanarak yaratılan ve görselliğiyle sinemada çığır açan ‘Günah Şehri’nin devamı olarak beyazperdede yerini alan ‘Günah Şehri 2: Uğruna Öldürülecek Kadın/Sin City: A Dame to Kill For’ da erkeklerin bu akıl durgunluğunu, Hollywood’un daha çok suç filmlerinde kullandığı ‘kara film/film noir’ üslubuyla yansıtan bir örnek olarak karşımızda.

 

TUTKUNUN BEDELİ ÖLÜMLE ÖDENİR

Erkeklerin renksiz, kadınlarınsa bu renksizliği tamamlayan renklilikte verildiği ‘Günah Şehri 2: Uğruna Öldürülecek Kadın’, tutkularının peşine takılan erkeklerin ölmekle öldürmek arasında kaldığı bir öyküye sahip.

Ödüllü grafik roman olarak tarihe geçmiş seriyi, Frank Milller ve Robert Rodriguez’in ortak yönetmenliğinde beyazperdeye taşıyan yapım, farklı dertlerden muzdarip bütün karakterlerini, adaletin adının anılmadığı, intikamın ve acımasızlığın tüm vahşetiyle boy gösterdiği, polisinin ve senatörünün kumardan cinayete her tür pisliğin içinde olduğu ‘Günah Şehri’ndeki Kadie’s Club Pecos’da buluşturarak, ana ve yan konularını geliştirmekte…

Yaşam ile ölüm arasındaki ince çizgiyi alabildiğine sert bir biçimde hissettiren yapımın öncekinden pek farklı olmayan senaryosu çok güçlü dizayn edilmese de, teknik açıdan mükemmel olan bu çalışmada kadın çekiciliğinin acımasızlıkla bütünleşmesi oldukça başarılı!

Jessica Alba’nın canlandırdığı Nancy karakterini tıpkı kurban olmaya hazır erkekler gibi renksiz sunmayı tercih ederek kimi kez kadınların da aşk kurbanı olabileceğini vurgulayan ‘Günah Şehri 2: Uğruna Öldürülecek Kadın’, onunla sevdiği adamın ölümüyle intikamcılığa bürünen kadın bağlılığını yansıtırken, Eva Green’in hayat verdiği Ava karakterini de kendi çıkarı için erkekleri harcamaktan çekinmeyen dişi şeytan-acımasız tanrıça moduna sokmuş.

İçindeki şeytanla baş etme savaşı veren Dwight(Josh Brolin) ile içten içe tutkusunun esiri olmuş erkek figürü çizen yapım ana konusunu da Ava-Dwight ilişkisindeki ölümcüllüğe dayandırarak, cinsellikle yoğrulmuş tutkunun bedelinin çoğu kez ölümle ödeneceğini saptamış. Bunu da katliama dönüşen sahnelerin oluk oluk beyaz kan akıtan fantastik aksiyonuyla ortaya koymuş. Kadın yönlendiriciliğinin ağır bastığı konusunda, erkek dünyasının içi boşluğunu ispat etmek istercesine…

 

‘MARV’ KARAKTERİ VE YAN KONULAR

Önceki ‘Günah Şehri’nin çizgi roman havasından sıyrılıp daha sinemasal bir hal alarak yaratılan ‘Günah Şehri 2: Uğruna Öldürülecek Kadın’da en etkili karakter kuşkusuz, Marv!  bir zamanların çekici aktörünün canlandırdığı karakter, efektlerin görselliğiyle desteklenen yapımdaki tüm konuların içinde. Adeta bir kurtarıcı gibi hem kötülerin yok edilmesine destek veriyor, hem de yan konuların gelişmesine.

Varoşlardaki yaşam üstüne sergilediği açılışında kolej bebelerinin evsizleri yakarak eğlenme acımasızlığını sunup Mickey Rourke’un canlandırdığı Marv karakterinin akıl bulanıklığından sorumlu vatandaş hallerine uzanan filmde, bir öpüşle-teninde hissedilen nefesle karşısındaki kadının her sözüne inanan, bir sevişmeye tav olan erkeğin kolayca yoldan çıkıp masum insanlara zarar verebileceği tüm çıplaklığıyla işlenirken bu ana temanın yan konularla desteklenmesi de ihmal edilmemiş.  

Kendine çok güvenen kumarbaz Johnny (Joseph Gordon-Levitt) ile babası tarafından istenmeyen çocukların ölümcül öfke noktasına varabileceği detayına temas eden 'Günah Şehri 2: Uğruna Öldürülecek Kadın’, emniyet güçlerini parmağında oynatıp ‘Poker, centilmen elinde vahşi bir güç oyununa döner’ mantığıyla kumarda kaybetmeyi hazmedemeyen Senatör Roark(Powers Boothe) karakteriyle de ‘Güç, acımasızlığı doğurur’ felsefesini açığa çıkartmayı hedeflemiş.

Senatör Roark’ın oğlu yüzünden kendini öldüren ve hayalet olarak dönüp ‘Cehennem sevdiğinin acı çekmesini izlemektir’ diyen John Hartigan’ın (Bruce Willis) intikamının peşine düşen ve nişancılıkta ustalaşan striptizci Nancy ile uğruna öldürülecek kadın aksiyonunu tamamlayan filmin çıplaklığın bütüne bağdaşır nitelikte sunulduğu içeriğinde, esas itibariyle ‘ezen-ezilen’ çatışmasını hissetmek de mümkün.

Neticede; erkeklerin tutku ve güç çekişmesinden varoşların suç ve ezilmişlik dolu dünyasına uzanan ‘Günah Şehri 2: Uğruna Öldürülecek Kadın’, birbirinden ünlü isimlerle ortaya çıkartılırken cazibeli kadın hallerinin desteğiyle renksizlikten renklilik doğuran duygusal suç niteliğinde bir film! Görmemek hata olur.

 

Anibal GÜLEROĞLU

guleranibal@yahoo.com

www.twitter.com/guleranibal 

 
Toplam blog
: 1210
: 1542
Kayıt tarihi
: 10.04.10
 
 

İstanbul'da başlayan yaşamım, eski İstanbullu ailemden edindiğim kültürle gelişti. Birinciliklerl..